banner9

banner8

Şükrü Erbaş: Acılarınızın ortakçısıyız biz

Usta Şair ve Yazar Şükrü Erbaş, Suriçi Taş Mahal Cafede Şiir Dinletisi ve İmza Günü’nde sevenleriyle buluştu. Erbaş, "50 yıldır şiir yazıyorum, lise yıllarında başladı bu delilik, 1968’de. 68 kuşağının bizi kanatlandırdığı zamanlardı" dedi.

Söyleşi 09.11.2022, 23:37 13.12.2022, 09:16
86

Haber Behcet Bayhan 

DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Usta Şair ve Yazar Şükrü Erbaş, Suriçi Taş Mahal Cafede Şiir Dinletisi ve İmza Günü’nde sevenleriyle buluştu. Erbaş, "50 yıldır şiir yazıyorum, lise yıllarında başladı bu delilik, 1968’de. 68 kuşağının bizi kanatlandırdığı zamanlardı" dedi.

Diyarbakır’da Şükrü Erbaş Şiir Dinletisi ve İmza Günü

Yazar ve Şair Şükrü Erbaş anlatıyor:

Erbaş, "50 yıldır şiir yazıyorum, lise yıllarında başladı bu delilik, 1968’de. 68 kuşağının bizi kanatlandırdığı zamanlardı. Kültürel ana rahmi şarkılar, masallar, türküler olan birisiydim. Masalların, halk türkülerinin salladığı bir beşikte doğdum, büyüdüm. Benim ana rahmimin sesleri bunlar idi. 

Sonra büyüyorsunuz: Emil Michel Cioran (Filozof) diye bir kaçık var, Nietzsche’den sonra en büyük kaçıklardan biri, büyük bir nihilist. Onun “Doğmuş Olmanın Sakıncası Üzerine” diye güzel bir kitabı var -ama siz Çürümenin Kitabı’nı okuyun yine de-. Ben de büyümüş olmanın sakıncası diyerek bağlayayım; büyüyorsunuz çaresiz bir şekilde ve okulla tanışıyorsunuz. Okul sizi başka yerlere yönlendiriyor. Sonradan okuduğumuz kitaplar da başka boyutlar kazandırıyor bize. Ben ortaokuldayken Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, Sait Faik’in o gün yayınlanmış ne kitapları varsa su gibi, deli gibi okuyordum. Liseye geldiğimde dünya edebiyatı ile tanıştım. Cemal Süreya der ki; 1947 yılında Dostoyevski okudum o günden beri huzurum kalmadı. Benim de lisede Dostoyevski, Tolstoy okuduktan sonra huzurum kalmadı. Birdenbire yelpaze genişliyor, pencere büyüyor, açılıyor, rengarenk oluyor. Bilgi çeşitleniyor, derinleşiyor, sonsuzlaşıyor. Duygu sizi küçük bir kentte yaşadıklarınızın çok ötesine götürüyor. Akıl halkalanıyor, başka rüyalar, düşler, hayatlar kuruyorsunuz ve şiir yazmaya başlıyorsunuz.

Şiir; çünkü benim özellikle türkülerden oluşmuş bir ana rahmim vardı. Benim sesim güzel değildir, hiç bir müzik aleti de çalamam. Ama 2000’e yakın türkü bilirim. Eğer sesim olsaydı ben ozan olur at sırtında köy köy gezerdim. Müzik, türkü, saz olmayınca bana şiir kaldı geriye. İlk yıllarda halk şiiri ağır bastı, türküler harcımı, mayamı oluşturdu. Çünkü divan şiirini anlamıyoruz. Ama halk şiiri öyle değil. Kürtleri ayrı tutacağım burada. Çünkü başka bir dil öğrenmek zorundasınız, dilinizi okulla birlikte bıraktırmaya ya da bırakmasanız da başka bir dilin içinde yaşamaya, öğrenmeye zorlanıyorsunuz.

Yazmanın yanında 40 yıldır da konuşuyorum. Yazarken dünya ile bağları koparıyorsunuz, yazanlar bilirler. Sizi yazmaya götüren nasıl bir heyecan, acı, öfke, duygu, keder, hüzün, adı ne ise; orada ne varsa yaşadığınız ve kalbinizde, boğazınızda, aklınızda taşa dönmüş bir şey; sizin bunu sözcük sözcük hece hece çözmeniz gerekir. Çözmezseniz başınızda 15 numara inşaat çivisiyle gezersiniz. İçinizdeki çatışma, öfke, itiraz, karşı koyuş sizi, “beni söyle benden kurtul”a götürür. Yapabileceğiniz tek bir şey var, ilk dizeleri dizersiniz, kağıda geçirirsiniz, söylersiniz. Mallerme’nin söylediği “ilk dize allah vergisidir” sözünün ardında yatan; verili akılla, gündelik konuşma dilinin aklıyla dizenin nereden süzülüp geldiğini açıklayamazsınız. Müziğin, resmin, şiirin bir içe doğuş anı vardır, bunun açıklaması yoktur.

Şiir bizim yazdığımız dilin billurlaşmış, en kristalize olmuş halidir. Birkaç dize düşer kağıda, bundan sonrası çalışma ister. Evin en tenha, yalnız odasına çekilip, dünya ile bütün duygu ve düşünce bağını koparacaksınız, okur yok iken, bilinemez iken -ki iyi ki bilmiyorsunuz. Okur sizi yönlendirirse siz size ait tek bir cümle kuramazsınız.

Bizi kuşatan toplumsal, siyasal, sosyal bir gerçeklik var. Ben bu gerçekliğin bizi kuşattığı, çökerttiği yerde yazarak soluk alıyorum ve yazdıklarımın da (okur üzerinden) insana dönüştüğünü görüyorum.

Kendim için yazıyorum diyen ikiyüzlülük yapıyordur. Biz kendimiz için yazmayız; yazma eylemi bütün boyutları ve derinliğiyle insanlara, topluma bir önermede bulunmaktır. Yazarak biz, benim gibi düşün, benim gibi duy, benim gibi hisset demeye çalışıyoruz.

Bir ölüm şiiri, ayrılık şiiri veya kavga şiiri yazıyorsunuz ve nasıl oluyor da binlerce insanla buluşuyor? Kendi adıma yaşadığım coğrafyanın, ülkenin, zamanın ruhunu, ortak bilinçaltını çok iyi biliyorum. Aynı heveslerin, gelecek tasavvurunun içinde yaşıyoruz. Sadece bunu birbirimize söyleyemiyoruz. İsrailli keman virtüözü Yehudi Menuhin’in bir sözü var; “bizler birbirimize ait olduğumuzu unuttuk”. Şimdi içinde çırpındığımız yabancılaşmanın ve bunun yarattığı yalnızlığın, bu ikisinin elbirliğiyle bizi kuşatma altına aldığı korku çemberinin içinde ve bu çemberin bize oynadığı oyun; ötekileştirme, ötekileştirme, ötekileştirme...

Ben yazdım ve iyileştim, yazarak iyileştim. İnsanın pek çok halleriyle ilgili yazdım. Aşk ağırlıklı olarak yazdım evet ama herhangi bir alanda yaratıcı bir etkinlikte bulunuyorsanız yapıp ettiklerimizin toplamından oluşan bir varlığa dönüşürüz. Birisini öne çıkaramazsınız.

Söyleşiyi şu sözlerle bitiriyorum: Acılarınızın ortakçısıyız biz" dedi. 

Merhaba sevgili okur; dünden bugüne, bugünden yarına; emeğiniz, dayanışmanız ve duyarlığınız için bir kez daha teşekkür ederiz Ötekilerin Gündemi dezavantajlı grupların sesi oluyor. Diyarbakır'da faaliyet gösteren gazete sesi ulusal medyada duyulmayan kesimlerin haberlerini yaygınlaştırıyor. Sizler de kanalımıza abone olabilir, Sosyal Medya Hesaplarımızı takip edebilirsiniz ve arkadaşlarınıza önerebilirsiniz..

Sosyal Medya Hesapları:

WEP ► https://www.otekileringundemi.com/

Twitter ► https://twitter.com/OtekilerinG

Facebook ► https://www.facebook.com/OtekilerinG/

Instagram ► https://www.instagram.com/otekilerin_...

YouTube► https://tinyurl.com/2kjpj5w8

Linkedin► https://www.linkedin.com/feed/

E. posta ► otekileringundemi@gmail.com haber@otekileringundemi.com



 

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 26 49
4. Sakaryaspor 27 49
5. Pendikspor 26 47
6. Keçiörengücü 27 47
7. Bodrumspor 27 42
8. Manisa FK 26 42
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 27 25
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü