banner9

banner8

Yazar Burhan Babaoğlu: Ötekileştirilmiş bir halkın çocuklarıyız

Yazar Burhan Babaoğlu Gazeteci Hamza Özkan'ın sorularını yanıtladı. Babaoğlu," Cezaevleri ülkemizin bir gerçeği, kanayan yarasıdır. Bu durum Kürt sorunundan bağımsız değil elbette. Ötekileştirilmiş bir halkın çocuklarıyız" dedi.

Söyleşi 23.11.2022, 23:33 24.11.2022, 00:20
51

DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Yazar Burhan Babaoğlu Gazeteci Hamza Özkan'ın sorularını yanıtladı. Babaoğlu," Cezaevleri ülkemizin bir gerçeği, kanayan yarasıdır. Bu durum Kürt sorunundan bağımsız değil elbette. Ötekileştirilmiş bir halkın çocuklarıyız" dedi. 

Yazar Burhan Babaoğlu ile Söyleşi

Hamza Özkan: Uzun bir süre, 30 yıl cezaevinde kaldınız. Bu sürece dair neler söylemek istersiniz?

Yazar Burhan Babaoğlu: Cezaevleri ülkemizin bir gerçeği, kanayan yarasıdır. Bu durum Kürt sorunundan bağımsız değil elbette. Ötekileştirilmiş bir halkın çocuklarıyız. Cezaevi gerçeğiyle hemen her nesil yüzleşmek durumunda kalıyor. Ben de bunu yaşamak durumunda kaldım. 30 yıl boyunca çeşitli cezaevlerinde kaldım. Elbette demokrasi ve özgürlükler adına bedeller ne ise ödemeye çalıştım. Yani ağır bir süreçti. Bir çok arkadaşım var ki benim gibi şanslı olamadılar. Uzun yıllardan sonra tahliyelerine az kaldığı halde çıkamayan, vefat eden arkadaşlarım oldu. Cezaevinden biraz da bu buruklukla çıktım. 30 yıl bir ömür demektir. Gönül isterdi ki yaşanmasın. Bu gerçeklikle yüzleşmek durumunda kalıyoruz.

Hamza Özkan: Bir çok arkadaşınız cezaevinde kitap yazmaya başladı. Sizin de yazarlığınız cezaevinde başladı. Dört duvar arasındaki bu yazarlık serüvenine ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Yazar Burhan Babaoğlu: Cezaevine düştükten sonra yazmaya başladım. Koşullar insanı bir şeyler yapmaya, üretmeye zorluyor. Cezaevinde yaşamı verimli kılmaya; değerlerimiz, halklarımız adına bir şeyler üretmeye çalıştım. Şimdiye kadar 3 kitabım yayınlandı, 4 tane de romanım yayınlanma aşamasındadır. Edebiyatı kendi adıma ele almadım yani halk olarak yaşadığımız acılar bana yazma konusunda hem güç verdi, hem esin verdi. Mutlaka yaşadığımız sorunları acıları yansıtmalıydık dedim ve buna çabaladım elden geldiğince.

Hamza Özkan: Dört duvar arasındaki yazarlık nasıldır? Yani dışarıdaki yazarlara baktığımızda aradaki fark nedir? Dışarıdaki yazarlar bir kente gidiyor, oradaki insanlara dokunarak yazıyor. Sizin dört duvar arasında o imkanınız da yok. Oradaki hayal gücünüze ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Yazar Burhan Babaoğlu: Doğrudur, içeride yazmak ile dışarıda yazmak arasında bir fark vardır. Farkı şurada görebiliyorum: Özellikle popülist yazarların kitaplarını okuduğumda halkın sorunlarını çokça dert etmiş insanlar olmadıklarını görüyorum. Daha ziyade okuyucunun nabzına göre, isteklerine göre yazıyorlar. Sadece okur merkezli çıkan kitaplar da daha ziyade insanları oyalayan, vakitlerini eğlenceli geçirtmeye yarayan kitaplar oluyor. Ama değerler adına, bilgi, birikim, insanlık mirası adına çok da bir şeyler verdikleri söylenemez. Saman alevi gibi kitaplardır. Çok satılıyorlar ama yarınlara bir şey katmayan kitaplardır. Biz nasıl yazmalıyız? Zindanda ortaya çıkan kitap nasıl bir edebiyattır? Gerek kendi tarzımda gerekse üretici olmaya çalışan arkadaşların tarzında insanları oyalayan bir tarz değil tam aksine yaşadığımız çağda halklarımızın acılarını konu eden romanlar yazdıklarını görüyorum. Bu anlamda, yazarlık konusunda nasıl olgunlaştınız, o süreçte neler yaptınız diye sorulursa şunu söyleyebilirim: Yazan insan halkın acılarını duyumsamalı ki nasıl bir acı çektiğini yazabilsin, ifade edebilsin. Bu anlamda derdi büyük olmalı. Halkın acılarını yaşayamayan, bilemeyen, duyumsayamayan, duygu dünyasını yok etmiş bir insan halka bir şeyler haliyle veremez. Zindanda kalmak ötekileştirildiğinin resmi ifadesidir, mahkumdur, ötekidir. Bu anlamda yazan insan içeride, ötekinin ötekisini düşünmek durumunda kalıyor. İmkanlarımız fazla yoktu. Sınırlı imkanlarla, yoğunlaşarak, düşünerek, hissederek, ele aldığımız konuları, halkımız, insanlarımız, kadın erkek farkı gözetilmeksizin neler yaşıyorlar, nasıl duyuyorlar, gözlemleri, tepkileri, sevinçleri nelerdir, kendimiz içeride yaşayarak, hatta yazarken duygulanarak, sevinerek yazmaya çalıştık. Ancak öyle yazabiliyorduk.

Hamza Özkan: Yazmaya ilk başladığınızda, kalemi elinize aldığınızda o anki duygu için neler söyleyebilirsiniz? Bu kitap dışarıda nasıl okunacak, nasıl tartışılacak noktasında neler düşündünüz? Kitap çıktıktan sonra neler hissettiniz?

Yazar Burhan Babaoğlu: İlk kitap ilk göz ağrısıdır, ele avuca sığmaz insanın gözünde. Çünkü hani derler ya çocuğunuz gibi oluyor. Siz yaratıyorsunuz, yıllar içinde büyütmeye, güzelleştirmeye çalışıyorsunuz. Elbette tek özlem bunu kitaplaşmasıdır. En büyük özlem budur hele hele yıllarca uğraştıktan sonra. Dışarı gönderdikten sonra o da ayrı bir maceradır. İçeride daktilo yok, bilgisayar yok. Elle yazıp dışarı gönderiyoruz. Dışarıda daktilo edilecek, editoryal çalışma yapılacak, dışarısı bambaşka bir dünyadır. Her zaman yardım da isteyemiyorsunuz. Cezaevinden çıktıktan sonra kendim ilgilendim. Kitabın basılması bir umuttu, o umudun gerçekleşmesi anlatılmaz bir duygu, çok güzel.

Hamza Özkan: Az önce popülizmden söz ettiniz. Bir çok insan kitap yazıyor, örneğin bir köy, kent veya halkla ilgili. Ama yazar o halkın duygusunun içinde değildir, hikayeden çok uzak, duygu yoksunluğu olan bir yazarlık var. Aynı zamanda bizler de hep dünya klasiklerinden konuşuyorduk, okuyorduk. Bugün cezaevinde özellikle Kürt yazarlar bir akım oluşturdu. Yarın dünyada zindan edebiyatı diyebileceğimiz kitapların daha çok tartışılması, okunması konusunda; bu derinliğin hem Kürt’ler hem dünya halkları tarafından fark edilmesi konusunda neler söyleyebilirsiniz?

Yazar Burhan Babaoğlu: Popülist yazarlar yaşadığımız gerçekliği malzeme olarak ele alıyorlar. Bir kurgu etrafında işlenecek olan malzeme, nesne olarak. Nesneleşen konu da insanların yaşadığı acılardır. Toplumsal olay ve olguları nesneleştirmesi, yazarın, insanları ötekileştirmesidir. Gerçekliği kullanarak bir akışı yaratmaya çalışıyorlar. Okur bilinci burada çok önemli. Bize kitaplarla heyecanı yaşatılan anıların geçici olduğunu bilmemiz gerekir. Bir şeyler kazandırmayan edebiyatın gerçek anlamda edebiyat olmadığını da görmemiz gerekir. Buradan kalıcı olan edebiyat nedir sorusuna varmak istiyorum. Bir abide gibi sarsılmaz temellere sarılmış bir edebiyat, halkın gerçekliğini yansıtıyorsa halk bu edebiyatı yaşatır diye düşünüyorum.

Hamza Özkan: Kürtler de kendi edebiyatını cezaevinden başlatıyor diyebilir miyiz?

Yazar Burhan Babaoğlu: Bu çok iddialı olur. Çünkü Kürt edebiyatı haliyle cezaevinden başlamadı. Ama son yıllarda katkısı var. Ölçüyü ve perspektifi tutturmuş edebi ürünler dışarıya çıkmaya başladı. Bunlar umut veriyor. Biz şimdiye kadar hep başkalarının romanlarını okuduk, edebiyatıyla üzüldük, sevindik. Artık kendi edebiyatımızı da yarattık ve güçlendirmeye de çalışıyoruz. Artık kendi yazarlarımız kendi kitaplarımız vardır.

Hamza Özkan: Son olarak, yeni yazacak genç yazarlara öneriniz nelerdir? Genel olarak da Kürtlerin son zamanlarda kendi kitaplarına sarılmasına ilişkin neler söylersiniz? Bir çağrınız olacak mı genç yazarlara?

Yazar Burhan Babaoğlu: Yazmak kolay değil, yaratmak kolay değil. Kitaplaşmış her değere anlam vermek ve o değeri büyütmek gerektiğine inanıyorum. Gençlerin okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri beklentim. Bunu disiplinli tarzda yapabilirlerse daha derin, anlamlı okumalar çıkar. Beklentim budur.

Hamza Özkan: Teşekkür ederiz.

Merhaba sevgili okur; dünden bugüne, bugünden yarına; emeğiniz, dayanışmanız ve duyarlığınız için bir kez daha teşekkür ederiz Sizler de kanalımıza abone olabilir, Sosyal Medya Hesaplarımızı takip edebilirsiniz ve arkadaşlarınıza önerebilirsiniz..

Sosyal Medya Hesapları:

WEP ► https://www.otekileringundemi.com/

Twitter ► https://twitter.com/OtekilerinG

Facebook ► https://www.facebook.com/OtekilerinG/

Instagram ► https://www.instagram.com/otekilerin_...

YouTube► https://tinyurl.com/2kjpj5w8

Linkedin► https://www.linkedin.com/feed/

E. posta ► otekileringundemi@gmail.com   haber@otekileringundemi.com

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü