İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Dünya’da hala 4G bağlantı teknolojisine sahip olmayan ülkeler mevcut. Türkiye’de ise henüz altyapısı oluşturulmamış ve ulusal çapta yeni yeni oturmaya başlayan 5G teknolojisi yavaş yavaş hazmedilmeye çalışılırken teknoloji dünyasının hızını gözler önüne seren gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. 6G teknolojisi adımlarını duyurmaya başladı bile. Bu teknolojinin neler getirebileceğini söylemek henüz pek mümkün olmasa da “Hız” 6G’nin en büyük vaatlerinden biri olacak diyebiliriz. Gelecekte adımlarını daha fazla duyuracak 6G teknolojisini Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Doç. Dr. Utku Köse ile yaptığımız söyleşide masaya yatırdık.



6G teknolojisi nedir?

Utku Köse: 6G teknolojisi 5G adı verilen kablosuz iletişim teknolojisinin bir sonraki nesline verilen isimdir. Tıpkı önceki nesil teknolojiler olan 3G, 4G ve 5G gibi; kablosuz iletişimdeki hız, etkinlik ve verimliliği geliştiren 6G, özellikle artan mobil teknoloji ve veri kullanımının bir tür zorunluluğu olarak tasarlanmıştır. 6G teknolojisi 5G’den daha yüksek frekanslar kullanacak ve böylelikle daha iyi veri aktarım kapasitesi ve çok daha az gecikmeyi beraberinde getirecektir. 6G için düşünülen iletişim frekans aralığı şu anlık 95 GigaHertz (GHz) ve 3 TeraHertz (THz) aralığında belirlenmiştir. Bu açıdan 6G saniyede 1 Terabyte (Tbps) veri aktarımına olanak sağlayacak, aynı anda 60.000 farklı cihaz bağlantısını kaldırabilecektir. Ayrıca 6G’nin bilinen radyo dalgalarından ziyade ışığı kullanarak bilgi aktarımını sağlayan Li-Fi (İng. Light Fidelity) yaklaşımını kullanacağı öngörülmektedir. Yapılan testlerde Li-Fi yaklaşımının Wi-Fi’dan (İng. Wireless Fidelity) yaklaşık 100 kat daha hızlı veri aktarımı yapabileceği görülmüştür. Ancak bunun sağlıklı işleyebilmesi için ışık yollarının kesintiye uğramaması önemlidir.

Ne gibi avantajlar sunacak?

Utku Köse: 6G sayesinde veri ağlarının iletişim kabiliyetleri artacak; yüksek boyutlu, karmaşık veriler daha hızlı kullanılabilecektir. Hatta 6G’nin iletişim süreçlerinde meydana getireceği geliştirmeler, donanımsal iletişim cihazlarının da farklı nesillere evrimleşmesini sağlanacaktır. Günümüz mobil cihazları ve iletişim süreçleri her geçen zaman çok daha yüksek boyutta görüntü ya da ses verisinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Hatta Yapay Zeka ve Görüntü İşleme gibi yüksek donanım ve hesaplama gücü gerektiren teknolojiler günlük hayatta iyice sıradan bir hale gelmektedir. 6G sıradanlaşan bu teknolojilerin ihtiyaç duyduğu veri işleme ve aktarma ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir teknoloji olacaktır. 6G sayesinde gerçek zamanlı sistemlerin en az gecikmeyle kullanımı mümkün olacak; böylece örneğin Türkiye’deki bir inşaat operatörü, ABD’de yer alan bir vinci uzaktan yönetebilecektir. Yüksek başarımlı hesaplama çalışmaları ya da hassaslık gerektiren makine tabanlı çözümlerde 6G gereken verimliliğe ulaşılmasında rol oynayacaktır. Yine yüksek veri aktarımı, sağlık, finans ve sosyal medya gibi alanlardaki veri yığınlarının hızlı bir biçimde noktadan noktaya işlenerek aktarılmasını sağlayacaktır. Böylece Büyük Veri olarak adlandırılan yüksek boyutlu, karmaşık, çok-kaynaklı veriler kısa sürede anlamlı hale getirilebilecektir. Neticede geleceğin Nesnelerin Interneti (İng. Internet of Things: IoT) tabanlı cihazları ve dolayısıyla akıllı ev-bina-kampüs-şehir gibi yeni nesil yapılanmalar kolaylaşacak (hatta yeni nesillere evrimleşecek), robotik teknolojiler de iyiden iyiye yaygınlaşacaktır. Öngörülere göre Holografik Teleportasyon, yani üç boyutlu görme, dokunma, koklama ve tatma gibi duyusal etkileşimle de 6G sayesinde hayata geçebilecektir. 6G teknolojisinin yeni nesil yazılımsal gelişmelere ve hatta alternatif iletişim çözümlerine de kapılar açacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır.



Olumsuz yönleri (etkileri) var mı?

Utku Köse: Henüz 5G teknolojisine bütün dünya adapte olmamışken, 6G teknolojisinin erken emekleme aşamalarında olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle birtakım olumsuz yönlerin gelecek uygulamalarda ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Ancak her şeye rağmen bilimsel literatürde çeşitli varsayımlar da yok değildir. Örneğin, iyiden iyiye 6G ile kuşatılan bir dünyada veri güvenliği oldukça kritik bir problem haline gelecek ve 6G destekli teknolojilerde meydana gelebilecek veri hırsızlığı-manipülasyonu gibi sorunlar kitlesel ölçekte artan etkiler gösterebilecektir. Bu nedenle 6G’nin güvenliği dikkatli ve neredeyse kusursuz bir biçimde ele alınmalıdır. Yine Li-Fi kullanımı ve günümüz iletişim teknolojilerinden farklı frekanslarda ve yaklaşımlarda iletişimi beraberinde getirmesi, gelecek süreç için 6G tabanlı mimarilerin tasarlanması, alternatif iletişim kanallarla uyumluluk problemlerinin çözümlenmesi ve iletişimde kısıtlamalara sebep olabilecek çevresel faktörlerin yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Yine çevremizi kuşatan kablosuz iletişim teknolojilerinin uzun vadede çeşitli sağlık problemlerine sebep olabileceği yönündeki araştırmalar dikkate alındığında, daha yoğun kullanılacak bir 6G teknolojisinin sağlığımızda sebep olabileceği yan etkilerinde dikkatlice değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

 Ne zaman kullanılmaya başlanacak?

Utku Köse: 6G’nin aşağı yukarı 2030 yılında halka arz edileceği tahmin edilmektedir. Ancak COVID-19 süreci ve sebep olduğu araştırma ve ekonomi odaklı sorunlar, söz konusu zamanın birkaç yıl ötelenmesine sebep olacaktır. Şu an için 6G’nin laboratuvar ortamlarındaki geliştirme süreçleri ve denemeleri halen devam etmekle beraber; bu süreçlerin zamanla artan bir şekilde şekilleneceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

 Amerika ve Çin 6G teknolojisi için hangi aşamada?

Utku Köse: Her iki ülke de 6G teknolojisi için yoğun bir emek harcamakta ve bu konuda kamuoyuyla paylaşmaktan kaçınmadıkları bir yarış içerisindeler. Kasım 2019 civarı 5G teknolojisini tamamen açarak, 5G için Amerika’yı alt eden Çin, 6G çalışmaları konusunda Amerika’dan birkaç adım önde diyebiliriz. Ancak Amerika aradaki farkı iyiden iyiye kapatma gayreti içerisinde olmakla beraber; kamuoyuna da yansıyan birtakım Çin teknoloji firmalarının engellenmesi gibi haberlerin bu konuyla bağlantılı olduğu yönünde spekülasyonlar da güçlenmektedir. Örneğin Çin firmaları Huawei ve Xiaomi, -bilindiği üzere- 6G konusunda büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Tabi ki uluslararası mücadeleyi biraz daha geniş çerçevede ele alacak olursak, önemli telekomünikasyon firmalarını barındıran Japonya, Güney Kore ve Finlandiya gibi ülkelerin de bu yarışın kapsamı içerisinde olduğunu söyleyebiliriz.

 Ülkemizde 6G için neler yapılıyor?

Utku Köse: Türkiye’de henüz 5G teknolojisinin testleri yapılmakla birlikte bu teknolojinin önümüzdeki yıllarda uygulamaya konulacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla ülke bazında 6G teknolojisi çalışmalarına henüz net bir şekilde geçmiş değiliz. Tabi ki bu durum ülke olarak 6G’nin akademik ve bilimsel yönüyle ilgilenmiyoruz anlamına gelmemektedir. Akademik düzeyde de olsa çeşitli araştırmacılar uluslararası etkinliklerde 6G üzerine çalışmalara katkılarda bulunmakta ve bilgilerini-öngörülerini paylaşmaktadır. Bu konuda kamuoyunda şimdiye kadar en çok ses getiren gelişme Kadir Has Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden üç öğretim üyesinin 6G Flagship adındaki konsorsiyuma dahil olmasıdır. Gelecek sürecin gerek 5G gerekse 6G için ülkemiz adına önemli gelişmelere sahne olacağını umut ediyorum.



Gazeteci Dilan Karacan

İZ TV’de belgesel yapım asistanlığı, Cumhuriyet’te stajyer muhabirlik, Artı Bir TV’de editörlük, Star TV’de muhabirlik ve Kanal D’de prodüksiyon asistanlığı yaptı. Freelance olarak röportaj, araştırma ve söyleşi gibi içerikler üretiyor.
Editör: Haber Merkezi