İSTANBUL - Son KHK’nin kadına yönelik şiddete de gerekçe yapılacağını vurgulayan avukat Züleyha Gülüm, “Boşanma isteği kabul edilmeyen bir erkek, kadına ‘terörist’ olduğu iddiasıyla şiddet uygulayabilecek, öldürebilecek ve cezadan muaf tutulabilecektir” dedi.

En son yayınlanan ve büyük tepki toplayan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK) yer alan silahlı sivil gruplara yargı zırhı getiren düzenleme, erkek-devlet şiddetini tekrar akıllara getirdi. Avukatlar Züleyha Gülüm ve Diren Cevahir Şen, geçmişte yaşanan bu örnekler üzerinden “cezasızlık” düzenlemesini içeren son KHK’nin özelde kadınlar için ne gibi tehditler içerdiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'KHK'LERLE KADINLAR ZAPTURAPT ALTINA ALINMAK İSTENİYOR'

Erkeklerin, kadın düşmanı ve erkek egemen politikalarını ara vermeden sürdüren ve bunu OHAL ile pekiştiren iktidardan güç aldığını söyleyen avukat Diren Cevahir Şen, “Erkeklere, ‘Kızlarınızı ve kardeşlerinizi denetim altına alın ve hizaya çekin. Olmuyorsa istediğiniz gibi cezalandırın, biz arkanızdayız’ mesajı veriliyor. OHAL koşulları hükümete, erkek egemen politikalarını sürdürmek için daha da büyük bir konfor alanı sağlıyor. OHAL'in uzatılma amacı da kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini sekteye uğratmak, mücadeleyi engellemek ve kadınları hepten denetim altına almaktır. En birleştirici, bütünleştirici, kapsayıcı hareket kadın hareketidir. İktidar da bunun farkında olacak ki KHK'ler ile bizleri iyice zapturapt altına alma yolunda ilerliyor” sözleriyle tepki gösterdi.

'İNFAZ EDİLEN KADINLARA HERGÜN YENİSİ EKLENECEK’

İktidarın kadınların erkeklere koşulsuz şartsız biat etmesini amaçladığını ve bunu sağlamak için de her türlü yolu deneyeceğini dile getiren Şen, bunun da KHK’yle sağlanacağını belirtti. Şen, “Sonuç maalesef daha fazla kadın katli, daha fazla erkek şiddeti olarak karşımıza çıkacak. Yeni KHK'lerle cezasızlık düzenlemesi evlerinde katledilen, infaz edilen kadınlara her gün bir yenisinin eklenmesi anlamına gelmektedir. Bu, aynı zamanda tarih boyunca kadınların cezalandırılma, denetlenme yöntemlerinin de bir devamıdır” dedi.

'LİNCİN ÖNÜ MÜ AÇILMAK İSTENİYOR?'

Emniyet güçlerinin kişilere karşı işlediği ve öldürmeye varan suçlarda bir cezasızlık halinin zaten var olduğunu ifade eden avukat Züleyha Gülüm ise, son KHK ile yasallaşan duruma ilişkin, “Yasalara ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Özgürlükleri, yaşam hakkını yok eden, bir şekilde müdahale dahi suçken sivillere öldürme yetkisinin verilmesi nasıl bir anlayıştır? Sokakta, evde, işyerlerinde linçlerin önü mü açılmak isteniyor? Bu durum, demokrasi ve hukuk devletinin kırıntısının olduğu bir yerde dahi kabul edilebilir değildir” diye konuştu.

'KADININ ŞİDDET GÖRMESİNİN GEREKÇESİ YAPILACAK'

Düzenlemeyle kadınların erkekler tarafından şiddet görmesinin gerekçesinin yapılacağını vurgulayan Gülüm, “Sevgili olma teklifi ya da boşanma isteği kabul edilmeyen bir erkek, kadına ‘terörist’ olduğu iddiasıyla şiddet uygulayabilecek, öldürebilecek ve cezadan muaf tutulabilecektir. Günümüzün yargı pratiğini örnek aldıklarında iktidarın politikalarını eleştiren bir sosyal medya paylaşımı şiddetin bahanesi olabilecektir. Atılan bir twitten ya da yazılan bir yazıdan, alkıştan ya da halaydan ‘örgüt propagandası’ çıkaran bir yargı pratiğimiz varken, bu kadar kolay ‘örgüt üyesi’ kararları verilebiliyorken bunun aksini kim iddia edebilir?" diye sordu. Bunun boşanma ya da kadına yönelik şiddet davalarında karşılarına çıkan bir durum olduğunu sözlerine ekleyen Gülüm, "Boşanmak istemeyen erkek, kadının politik faaliyetlerini aleyhine kullanabilmekte ya da eşini asılsız iddialarla şikayet edebilmekteydi. Eşini iktidar aleyhine konuştuğu gerekçesiyle ya da ‘FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle şikayet eden kocalar basına da yansımıştı. Asıl mesele, erkek şiddet uygulamıştı ve kurtulabilmek için bu yola başvurmuştu. Şimdi iktidar, KHK ile hukuka aykırı bir şekilde güvenlik güçlerine verdiği şiddet uygulama ve öldürme yetkisini yeni bir KHK ile iktidar yanlısı sivillere de veriyor” dedi.

'SALDIRILARIN ÖNÜ AÇILACAK'

“Kadınların sokaklarda verdiği mücadeleden rahatsız olanlar, kadın ve LGBTİ eylemlerine, basın açıklamalarına yönelik sivil paramiliter güçlerin saldırılarının zeminini örüyorlar” diyen Gülüm, “Kıyafetimizi, yaşam biçimimizi beğenmeyen bir kişinin darbeci ya da ‘terörist’ olduğumuz gerekçesiyle saldırmayacağının ya da bu saldırı tehdidi altında yaşamak zorunda bırakılmayacağımızın hiçbir garantisi yok” ifadelerini kullandı.

MA / Necla Demir
Editör: Haber Merkezi