SOYUN BABO SOYUN, MEYDAN SİZİNDİR İnsandan gayri her şey “ezelden beri” alınır, satılırdı. Kavun, karpuz, ev, araba, patates, domates, sigara, alkol, süt, peynir, yoğurt, yumurta, tavuk, et ve sırala sıralayabildiğin kadar… Alanlar ve satanlar arasında ki bağ ticaridir.

 

SOYUN BABO SOYUN, MEYDAN SİZİNDİR

İnsandan gayri her şey “ezelden beri” alınır, satılırdı. Kavun, karpuz, ev, araba, patates, domates, sigara, alkol, süt, peynir, yoğurt, yumurta, tavuk, et ve sırala sıralayabildiğin kadar… Alanlar ve satanlar arasında ki bağ ticaridir. Bu bağın adı da paradır. İşin ucunda para varsa almak, satmak artık “tereyağında kıl çekmek” gibidir.
Çakal bile olamazken, aslan kesilenler, parmak sallayarak tehdit edenler, böbürlenip şiddete yeltenenler; gücünü, kudretini hep paradan alanlardır.
Din satanlar, ahlak satanlar, hukuk satanlar, siyaset satanlar cennet ve cehennem satanların kazandıkları tek şey para, harcadıkları ise insandır.
Fabrikaları, ormanları, limanları, dereleri, ihaleleri satanların kazandıkları para yok ettikleri ise yaşamdır. Para kazındıkça satıyorlar, sattıkça da para kazanıyorlar.
Paran kadar eğitim, paran kadar sağlık, paran kadar güvenlik, paran kadar hak, paran kadar adalet, paran kadar hukuk. Kıtlık kıran yok. Paran varsa hemen her şey vardır. Mesela, milletvekilliği, belediye başkanlığı, encümenlik, KPSS soruları, insanlık ve insan hakları gibi…
Parası olanlar sadece düdüğü değil, davul ve zurna eşliğinde daha büyük hırsızlıklar daha büyük yolsuzluklar gerçekleştiriyor.
Silah satanlar, savaş ilan edenler para kazanıyor.
Emperyal, kapital güç odakları ve onların işbirlikçileri para kazanıyor.
Emeğe, barışa, kardeşliğe, ortak yaşam iradesine kurşun sıkanlar kazanıyor. Paralel yapılar, cemaatler, tarikatlar para kazanıyor.
Kaleminde kan damlayanlar ve iradesini satanlar kazanıyor.
Hapishane inşa edenler, saraylarda yaşayanlar kazanıyor.
Siyasal iktidarın yolsuzluklarına, hukuksuzluklarına borazanlık yapanlar kazanıyor.
Toplumu bağımlı madde ile bağımlı hale getiren insan tacirleri kazanıyor.
Bir avuç rantiyeci, hırsız, insan ve insanlık düşmanları kazanıyor.
Onurunu, itibarını, inançlarını, değerlerini, arkadaşını, yoldaşını satanlar ise sevki sefa içerisinde yaşayarak kazanıyorlar.
Toprakla uğraşanlar, hayvancılık yapanlar, fabrikalarda çalışanlar yani alın teri döken nasırlı el sahipleri ise en çok açlık, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşayanlardır. Bu çerçevede; çalmadan, çırpmadan çalışarak üretenlerin hakkını, hukukunu koruyacak olan adalet sistemini sağlam temellere oturtularak yasal güvence altına alınması gerekiyor. Bu bağlamda üretenlere, alın teri dökenlere, her canlının yaşam hakkına sahip çıkıp saygı duyanlara, ekolojik yaşama dair sözü olanlara, bilimi referans alanlara gün sahip çıkma ve birlik olma günüdür.
Emperyal ve kapitalist güçlerin kışkırtmalarıyla komşu ülkelerin tamamına yakın ülkelerde fiili bir savaş sürmektedir. Binlerce yıldır aynı coğrafyada barış içerisinde yaşayan komşu ülkelerin bu savaşlarına taraf olmak yerine “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir” şiarı ile barış çağrısı ve barış elçiliği görevini üstlenmek ülkemizin temel görevlerinden biri olmalıdır.
“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir BARIŞTIR” dağlar yorgun, ormanlar yorgun, insanlar yorgun. Hakikaten insanlığa dair her ne varsa her şey ya yorgun ya da bitmek, tükenmek üzere... Tüketilen kömür değil, kardeşliğimizdir, adalettir, ekolojik yaşamdır. Yani evrensel değerlerimizin tamamıdır.
“Büyük balık küçük balığı yutar
Ama büyük insan küçük insanı yutmaz
Balıklar balıkları yutar
İnsanlar insanı yutmaz
Soyulmadık bir derimiz kalmıştı canım, kalmıştı
Soyun babo soyun, meydan sizindir, gardaş sizindir
Hiçbir canlı gardaşına kıyamaz, gurban kıyamaz
Kıyın babo kıyın, meydan sizindir
Şimdi sizin ama sonra bizimdir
Dünya bizimdir, evren bizimdir
Dostluk bizimdir, gardaşlık bizimdir, dost
Toprağa karışmış fakirin teri, fakirin teri
Ağlamak bilir mi beylerin biri, beylerin biri?
Size beyefendi, bize serseri, bize serseri
Deyin babo, deyin, meydan sizindir
Meydan sizin ama insan bizimdir

Dünya sizin ama dostluk bizim
Gardaşlık bizimdir, yarınlar bizim dost
Dost, güzel dost
Kıyas edilir mi çul ile halı, çul ile halı?
Kimler yaptı bize böyle bir yolu, böyle bir yolu?
Yemekle biter mi milletin malı, milletin malı?
Yeyin babo, yeyin, meydan sizindir
Şimdi sizin ama sonra bizimdir
Meydan sizin ama dostluk bizimdir
İnsanlık bizimdir, Mahzuni bizimdir
Dost”
Aşık Mahsuni Şerif’in bu türkü sözleriyle, sevgi ile kalın.
Ahmet KARAGÖZ