SÜREÇ
Evinizi hangi dağ yamacına, hangi dereye yararsanız; bütün rüyalarınız sel ve felakete çıkar!
Bu siyasal anlamda ve tercih ettiğiniz coğrafi konumla da alakalıdır!
Bir Ortadoğu toplumunda sağlıklı bir akıl, dünyayı değiştirecek bir zeka bulamazsınız, olsa bile yaşama geçirme şansınız yoktur!
Yirmi birinci yüzyılın bu hızlı dönüşümünde hala aşiret, dogmatizm ve dahası diktatör seviciliğini marifet sayan tutuk akılla ancak bir dünya kupasında birayı yasaklarsınız, işin bu tarafını hal edince rüyaların cennet ve huri, gerisi de “ yaley!”
Böyle toplumların acayip korkuları vardır ve sürekli bir şeylerin geleceğinden korkarlar!
Biz de olduğu gibi; bir zamanlar komünizm korkusu vardı ve köylere kadar kominist avına çıkılırdı; en büyük karalama “ Koministlerin, ana, bacı tanımadığıydı!”
Şimdi kimi dinbazların fetvalarına bakıyorum da, tanımlamanın yanlış yapıldığına iyice inanıyorum!
Onlar hortlayınca Koministler atılan bu çamurdan sıyırdı, şimdi kendi çamurlarında debelenip duruyorlar!
Ya “ bölünme “ hikayesi?
Kürt’ler ısrarla ve inatla “ hayır, bölmeyeceğiz, böldürtmeyeceğiz “ diyor; yok, bunlar bölücü!
Bir örnek:
İsviçre’nin yetmiş altı kantonu, dört resmî dili var ve bu ülke dünya sıralamasında üst zengin.
Seksen bin dolara ulaşan milli geliri var. Yani bizim paramızla iki milyona yakın!
Şimdi bunlar bölünmemiş de, sen mi bölünüyorsun?
Aslında öyle bölünmüşsün ki sen hariç herkes farkında!
Adaletin yok, hak, hukukun yok, onca haksızlığı nimet gibi yutturduğun yığınlar var ve bunu da zekadan sayıyorsun!
Tanrı vergisi bire bin veren topraklarda insanın, et, meyve ve temel gıdayı kanı pahasına olduğu için yiyemiyor!
Sadece İsviçre mi?
Diğer gelişmiş ülkelerin hepsi öyle; onların da bir Allahı, peygamberi, kitabı, ibadet yerleri var ve onlar, bunların hiç birini seçim malzemesi yapmaz, yaptıkları anda ayıpsanır, şarlatan muamelesi görürler ki toplum karşısına çıkmazlar ve ayıplı mal gibi muamele görürler!
Dahası; onlar da yazar, çizer üst kıymettir; ya sende?
Dünyada bizden daha fazla yazarı, çizeri zindanlara çekilen, öldürülen ve korkudan yazamayan başka bir ülke var mı?
Bunların toplamı kaderimizin nereye sürüklendiğini net gösteriyor ve en acısı biz boyun eğmişliği kabul etmiş görünüyoruz ki;
bu ölümden de beter!
Öldüğü halde, yaşadığına inanmak..!
Hasan ŞAHİN