Tarihi kendisi tarafından çalınmış bir kent
BİTLİS


Ben bu gazete köşesinden Bitlis' in tarihini geçmişini ,siyasi tarihini, kültürel geçmişini değerlendirecek kadar uzman biri değilim.
fakat bir Bitlis'li olarak gördüğümüz yaşadığımız yani kısacası yaşayarak öğrendiğimiz ve öğrenirken kendi tarihimize geçmişimize ve hatta geleceğimize bile bakacak bir yüzümüzün olmadığını belirtmek isterim..
Bir kentin insanları, tarihe duydukları saygı ile geleceğe olan saygı arasında citti bir bağ kurar.. tarihe sahip çıkmak geleceği daha sağlam inşa etmektir. tarihinin üzerini ölü toprak ile kapatmak değil, aksine ölü toprağı diriltip gelecek için harç yapmak hepimizin ortak gayesi olması lazım. bu iki bağ ince bir ruh haline benzer..denge unsurunun kalp ile beyin arasındaki ilişkisi gibi bir birinden bağımsız değildir. modern şehir statüsüne gecemedigimiz gibi atadan,dededen,babadan kalan evlerimizden de olmak da sadece tarihe olan ihanet ile değil ataya dedeye ve babayada hayırsız evlatlar olarak tarihe geçeceğimiz açıkça görünüyor
Oysaki...
o evler de ne sevinçler yaşanmıştı.
mesela; ilk çocuğunuzun doğumu, veya evlenip geçtiğiniz ev, beyaz gelinlikler icinde mutlukluk gözyaşlarınız ile kendi elinizle kızınızı o eşikten çıkarıp mutluluğa yolladığınız ev, oğlunuzun sünneti, veya ne üzüntüler yaşantı o tarihi evlerinizde, bütün acılar aile fertleri arasında paylaşılıp o tarihi evlerin tarihinde kaybolup gittiler. paylaşmanın büyümek olduğunu paylaşmanın güçlenmek olduğunu gördük tarih için de. tarih ile tarihi evlerimiz arasındaki güçlü bir bağ gibi, aile bağlarımızın sağlamlığı da o evlerde yaşayan aile fertlerinin en güzel en mutlu tablosu olarak başköşede her zaman bizi bekliyordu
. Geçmişimize, kimligimize kültürümüze inanç ve değerlerimize göre olan o evlerimizin varlığı da hepimiz için ayrı bir tarihi vardı.o evlerimiz tarihimize hatta gelenek ve kültürümüze sahip çıkma şansı veriyordu bizlere ..
elbette tamamı ile o eski tarihi evlerimizde yaşayacak veya yaşama imkanı bulacak değiliz..ama yapabileceğimiz birşeylerin olduğu da açıkça mevcuttur. bu kent hebimizin. bu evlerde bizlerden birinin evi .yani bizlerden birinin geçmişi ,özlemi, hasreti ..çocuklarımıza gösterecek bir geçmişimizim olmasını istiyorsak eğer herkez kendi evine yani kendi tarihine sahip çıkmak zorunda dir ..özellikle Bitlis den göç etmiş ve hali vakti yerinde binlerce insanımız var. eminim isteseler kendi evlerini onarıp tekrardan yaşanılabilir bir hala getirmek kendisi içinde olduğu kadar, tarihlerine ve büyüklerine gösterdikleri ilgi alaka ve saygı ile eşdeğer de olacaktır. bu kentin tarihi de gelecegi de bizlerin elinde..bizler sahip çıktıkça bu kent ancak yaşanılabilir bir kent olacaktır.
bu temelde herkese çağrıda bulunmak istiyorum. bir ev bir tarih dir..lütfen geçmişinize ,doğduğunuz eve,büyüdüğünüz sokağa oyun oynadığınız mahalleye, her taşında ve yolunda her köşesinde her caddesinde binlerce anınız olan geçmişinize sahip çıkin..
Editör: Haber Merkezi