DİYARBAKIR-  Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Demir Otel’de ilan etti.

JINNEWS'in haberine göre; Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Diyarbakır milletvekilleri Remziye Tosun, Semra Güzel ile HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri salonda bir araya geldi. Programın yapıldığı konferans salonuna Deniz Poyraz'ın fotoğrafı, "Özgürlüğümüz için örgütleniyoruz. Deniz'lerin ruhuyla özgürlüğe yürüyoruz" pankartı asılırken “Jin jiyan azadi” sloganları atıldı. 

Konferensta konuşan  HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, partilerinin kadın partisi olduğunu ve devletin tüm gücünü kadına karşı kullandığını belirtti. Gülşen, “Bizler de diyoruz ki güçlü kadınlar olarak örgütlenip güçlenip geleceğiz. Cevabımızı örgütlülüğümüzle vereceğiz. Dün Marmaris ilçe binamıza saldırı yapıldı. Deniz’den sonra yine bir katliam yapılmak istendi. Kadınlar asla karşınızda diz çökmeyecek” dedi.  Ardından konuşan Ayşe Acar Başaran, yıllardır partilerine dönük saldırılar olduğunu, bunu en son İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesinde gördüklerini ve böyle bir süreçte Diyarbakır’da kadınlarla bir araya gelmenin çok kıymetli olduğunun altını çizdi. Yıllardır AKP ve MHP ittifakının savaş ittifakı olarak ülkedeki tüm halkları nefessiz bıraktığını kaydeden Ayşe, iktidarın yıllardır ellerinde bulunan zor aygıtıyla ayakta durmaya çalıştığını ifade etti. 

‘Halka nefes aldırılmıyor’

15 Temmuz’un darbe teşebbüsünün yıldönümü olduğunu söyleyen Ayşe, “Tamamlanamayan darbe yıllardır tamamlanmaya çalışılıyor. Israrla darbecileri yargıladıklarını söyleyip darbe yapıyorlar. KHK ve rejim yöntemiyle halka nefes aldırmıyorlar. Halk iradesinin kutsallığından bahsedenler meydanlara gelip kayyımı övüyor ve Kürt halkının iradesini kabul etmediğini bir kez daha ilan etti” şeklinde konuştu. 

Nefret ve ayrıştırma siyaseti ile İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledildiğini, failin ise bir kişi gibi göründüğünü dile getiren Ayşe, ancak Gülistan Doku’dan, İpek Er’den, Silopi’den ve Paris’ten faili tanıdıklarını kaydetti. 

  

Konuşmaların ardından kadınlar, çalınan şarkılar ve sloganlar eşliğinde çektikleri halaylarla meclisin kuruluşunu kutladı. 

Tarihte bugün öne çıkan  kimi gelişmeler şöyle:

1907: 8 Kasım 1875'te doğan Qiu Jin'in 31 yıl süren kısacık yaşamı özel ve kamusal alanda mücadeleyle geçti. İlk gençlik döneminde çiçeklerden, mevsimlerden, Çin tarihindeki kadın kahramanlardan ilham alan şiirler yazıyordu. Geleneklerin kadınlar üzerinde yarattığı baskıyı yeren yazılar ve şiirler yazdı; değişimi savundu. Hanedanlığı yıkmak isteyen, modernleşme taraftarı bir örgüte katıldı.1906'da başka bir kadın şair Xu Zihua ile feminist bir dergi çıkardı, ancak bu dergi iktidar tarafından kapatılmadan önce yalnızca iki sayı yayınlanabildi. 

Qiu Jin, kadınların maruz kaldığı baskıların farkına varmalarını sağlayarak, onları hem kendi özgürlükleri hem de Çin'in bağımsızlığı için birleşmeye çağırdı. 1907 yılında kuzeni Hsu His-lin ile Qing iktidarına karşı bir ayaklanma girişimi sırasında yakalandı. Kuzeni derhal katledilirken, Qiu Jin işkenceyle yavaş yavaş katledildi. 

1985: Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Kadın Konferansları’nın üçüncüsü 15-26 Temmuz 1985 tarihlerinde Kenya'nın başkenti Nairobi’de gerçekleşti. 1985 konferansının özelliği, ilk kez lezbiyen haklarının bir BM resmi toplantısına girmesi ve kadınlara karşı şiddetin gizlenmesi değil hedef alınması gereken bir alan olarak belirmesinde dönüm noktası olmasıydı. 1975 yılı BM tarafından Uluslararası Kadın Yılı ilan edilmiş, ilk Dünya Kadın Konferansı Meksiko şehrinde toplanmıştı. 1975-1985 yıllarının Kadınların On Yılı olması ve her beş yılda bir eylem planları ile gerçekleşen ve gerçekleşmeyen ilerlemeyi izleme toplantılarının yapılması kararlaştırılmıştı. 1980 yılında Kopenhag’da ikinci konferans yapılmış, ayrıca CEDAW imzaya açılmıştı. Türkiye’nin CEDAW ile ilgili temel çekincelerini kaldırarak imzalaması ise 1985 yılında gerçekleşmişti. 

Nairobi’de yapılan 3'üncü BM Dünya Kadın Konferansı’nın başkanı Margaret Kenyatta idi. 

Konferansa aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 157 ülkeyi temsilen bin 400 kadar resmi delege ile 10 binden fazla kadın katıldı. Kadınların ekonomik ve sosyal yaşamın dışında bırakılması ve sonuçta kalkınmadan daha az pay aldıkları vurgulandı. Sonuç bildirgesinde yasal, sosyal ve siyasal katılımda eşitlik stratejileri kabul edildi. Dördüncü konferans 1995 yılında Pekin’de yapıldı. Türkiye’nin de çekincesiz kabul ettiği Pekin Deklarasyonu kabul edildi. Nairobi’de Kasım 2019’da bu kez ICPD-Kahire Konferansı’nın 25'inci yılı nedeniyle 178 ülkeden 10 bin kadın yine bir araya geldi.

2013: İzmir Kuşadası’nda katledilen trans kadın Dora ve tüm nefret cinayetleri ile katledilen LGBTİ+’lar için İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Diyarbakır, Eskişehir ve Adana’da yürüyüş ve protesto düzenlendi. Etkinlikler ardından yapılan basın açıklamalarında trans cinayetlerinde hükümet ve medyanın rollerine dikkat çekilirken, 2002’den 2013'e sadece bilinen 70 trans cinayeti işlendiğine vurgu yapıldı. 

2014: Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Meclisi öncülüğünde Diyarbakır'da “Kadın Öncülüğünde Rojava Devrimiyle Ulusal Birliğe” şiarıyla 3'üncü Kadın Buluşması yapıldı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın demokratik özerklik için sunduğu sekiz boyutun tartışıldığı buluşmada kadınlar sonuç bildirgesi hazırladı. DTK içinde 23 kişilik kadın komisyonu oluşturuldu. Bildirgede, Rojava’da gerçekleşen katliamın bir an önce sonlanması için uluslararası çapta kadın kurumlarına duyarlılık çağrısı yapma kararı alındı. 

2014: Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, Türkiye'nin Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'ne (CEDAW) gönderilmek üzere hazırladığı Ülke Raporu'nun yazım sürecine kadın örgütlerinin dahil edilmemesini eleştiren bir mektubu kamuoyu ile paylaştı. Platform, kamuoyuna açık bir mektup yazma ihtiyacının, "Kadınları ilgilendiren yasal mevzuat değişiklikleri, sosyal ve ekonomik politikalar söz konusu olduğunda Bakanlığın kadın örgütleri üzerinden kadınların taleplerini tamamen göz ardı eden tutumu" sonucu doğduğunu belirtti.

2015: Dersim Katliamı'nın son tanıklarından Leyla Ağlar yaşamını yitirdi. Dersim direnişinin lideri Seyid Rıza’nın yaşayan tek çocuğu 1918 doğumlu Leyla Ağlar, uzun süredir tedavi gördüğü Dersim’deki hastanede hayatını kaybetti. Ölüm haberini HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul Twitter hesabında paylaştı. Dersim Katliamı döneminde askerlerin yoğun işkencelerine maruz kalan Leyla Ağlar, 5 yıl boyunca süvari askerlerinin ahırında hapsedilmişti.

2015: Kongreya Jinên Azad'ın (KJA), kadın katliamlarına, fuhşa ve erkek şiddetine dikkat çekmek amacıyla 7 Temmuz'da "Kadın yaşamdır yaşamı öldürmek insanlığı öldürmektir" sloganıyla Mardin'in Kızıltepe ilçesinde düzenlediği çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede şiddete maruz kalan kadınlar için ilk adım istasyon merkezlerinin, Alo Şiddet hatlarının ve başvurulara hızlı çözüm sağlamak için mobil ekibin oluşturulması gibi birçok karar yer aldı.

2015: Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan kadınlar, Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Februniye Akyol Akay'ın katılımıyla gerçekleştirdikleri toplantıda 13 kişilik Kadın Kurulu'nu oluşturdu. 

Editör: Haber Merkezi