ANKARA – HDP’nin yeni Parti Meclisi’nin ilk toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP’nin kongreyle birlikte demokrasi cephesinin kurulmasının sorumluluğunu yüklendiğini söyledi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) geçtiğimiz haftaki büyük kongresinde belirlenen yeni Parti Meclisi (PM) ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı Çankaya’daki Dünya Ticaret Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya yeni Parti Meclisi üyelerinin tamamı ve Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli katıldı.

‘HDP DEMOKRASİ CEPHESİ SORUMLUĞUNU ALDI’

Toplantının açılış konuşmasını yapan Sezai Temelli, kongrelerinin stratejik bir dönemde gerçekleştiğine dikkat çekerek, “Stratejikti, çünkü 2018 yılı, milli ittifak denilen zorlu bir dönem olacak. Bunun kırılması ancak demokrasi cephesinin kurulmasıyla mümkün olabilir. HDP bu sorumluluğu gerçekleştirdiği bu kongreyle aldı” dedi.

‘YAKINMALARLA VAKİT GEÇİRMEYECEĞİZ’

“HDP, tüm demokrasi güçlerinin, savaş karşıtlarını, özgür bir ülkede yaşamak isteyenleri buluşmaya çağırıyor” diyen Temelli, şunları söyledi: “Ama bu çağrı yeterli değildir. Bunun hayata geçebilmesi için, güçlü bir örgütsel yapıyı hayata geçirmek zorundayız. Bunu başarabiliriz. Birikimimiz, tarihsel geçmişimiz ve yapımız buna müsait. Biz, bu özgüven ve kararlılıklar önümüzdeki dönemi planlayacağız. Bunu başarmak zorundayız. Başka bir seçenek yok bizim için. Biliyoruz ki siyaset, yaşama müdahil olmaktır. Sadece ve sadece hakların, özgürlüklerin hayat bulabilmesi için yapabileceğimiz bir şeydir. Siyasetten arındırılmış bir toplumsal mühendisliğe karşı biz, siyaseti günlük yaşamın içinde öreceğiz. Nasıl bir HDP, nasıl bir örgütlenme konusunda yolculuğumuzu başlatıyoruz. En önemli sorumluluk Parti Meclisimize düşüyor tabii. Biz yakınmalarla vakit geçirmeyeceğiz. Mücadelemizi yükselteceğiz.”

DEMİRTAŞ DURUŞMASI: TALİMATLARI YERİNE GETİRİYORLARDI

32 bin kişinin katıldığı kongreden sonra bir haftada yaşanan gözaltı ve tutuklamalara değinen Temelli, “Kongreden bugüne 1 haftalık sürede olanlar bile nasıl bir girdabın içinde olduğumuzu gösterdi. Selahattin Demirtaş vakası. İleride, hukuk fakültelerinde bu başlıkla anlatılacak. Böyle bir vaka analizi hukuk fakültelerinde okutulacak. Bir daha yargı böyle bir hukuksuzluk yapmasınlar diye okutulacak. Davayı birlikte izledik. O sırada yan salonda FETÖ davası vardı. Onların sesleri bizim salona ulaşıyordu. Selahattin Demirtaş’ı yargılayanlar, yan salondaki FETÖ’cülerin hazırladıkları iddianameyi okuyorlardı. FETÖ’cülerin hazırladığı iddianameyle FETÖ+AKP ittifakına karşı çıkmış bir anlayış, Selahattin Demirtaş ve aslında HDP yargılanmaya çalışıldı. Yargıçlar hukuk diplomalarını inkar ediyorlardı. Aldıkları talimatları yerine getiriyorlardı” diye konuştu.

‘KEMALBAY BARIŞ DEDİĞİ İÇİN GÖZALTINDA’

HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı olan Serpil Kemalbay’ın günlerdir gözaltında tutulmasına tepki gösteren Temelli, şunları söyledi: “Toplu kongre konuşmasında barış dediği için gözaltında olan Serpil Kemalbay’dı. Ne deseydi? Daha çok savaş ve ölüm mü deseydi? Halk sağlığı mücadelesinin öncü isimlerinden Onur Hocamız da tutuklandı. Tüm toplumun sağlığını ve onurunu savunan Onur Hocamız neden tutuklandı? Barış dediği için. Bir grup arkadaşımız serbest bırakılırken Onur Hoca ve Fadime arkadaşımız tutuklandı. Bunların hepsi yasa tanımazlığın göstergesi. Bunu bizzat yargı erki gerçekleştirdi. Talimatlarla hareket eden bir yargı. Görüşlerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, sadece görüşlerini ifade ettikleri için AYM kararı olmasına rağmen Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak için ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Bu, dünyanın neresinde görülmüştür? Bakıyorsunuz, Türkiye yargı bağımsızlığı konusunda ilk 100’e zor girmiş, 99. sırada. Düşünebiliyor musunuz? Deniz Yücel serbest bırakıldı, çok sevindik. Ama serbest bırakılma yöntemi, herkesin bakması gereken bir şey. Bir siyasi müdahale sonucunda serbest bırakıldı. Merkel’in dolaylı talimatları ve pazarlıkların sonucunda serbest bırakıldı. Merkel’e sormak gerekiyor; Deniz Yücel bırakıldıktan sonda Türkiye’de basın özgürdür diyebilir miyiz? Sadece Deniz Yücel’in bırakılması üzerinden siz Türkiye ile ilişkilerin düzelmesini kurguluyorsanız bilin ki bu sadece Türkiye’ye değil Avrupa halklarına yönelik de bir kötülüktür.”

ORTAK MÜCADELEYE DAVET

“Tüm halkların özgürlüğü ancak birlikte hayat bulabilir” diyen Temelli, “Dolayısıyla herhangi bir ülkede yaşanan hukuksuzluk, tüm ülkelerin ortak sorumluluğudur; tüm ülkelerde yansımalarını bulacaktır. Dolayısıyla biz, Efrin’de olduğu gibi, Kürt sorununda olduğu gibi, çözümlerin ancak uluslararası bir akılla çözülebileceğine inanıyoruz. Bugün Türkiye’de Erdoğan iktidarı, milli ittifak çerçevesinde seçim ittifakı üzerinden kısa zamanda bir seçim başarısına ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı.

Temelli, şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönem Kürt halkının haklı mücadelesi, Türkiye’deki emekçilerin, kadınların hak mücadelesi bizim ortak mücadelemizi tarif etmektedir. Bu ortak mücadele demokrasi ve barış mücadelesidir. Biz, demokrasiden ve barıştan yana olanları bir kez daha mücadeleye davet edeceğiz. Ancak böyle başarabiliriz. Bu farkındalıkla örgütsel çalışmalarımızı büyüteceğiz.”
Editör: Haber Merkezi