HABER MERKEZİ - TTB COVID-19 İzleme Kurulu, pandemiye yakalanan aktif hasta sayısının Sağlık Bakanlığı'nca paylaşılan rakamların yaklaşık 10 katı olduğunu açıkladı. Pandemi ile mücadelede yanlış stratejisi izlendiğini söyleyen Kurul, bu nedenle sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğuna dikkat çekti.

MA'nın haberine göre; Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 İzleme Kurulu, koronavirüs (Kovid-19 ) salgınının  5’inci ayına dair değerlendirmelerini sanal ortamda gerçekleştirdikleri basın toplantısıyla duyurdu.  Toplantıya TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Prof. Dr. Özlem Azap ve Prof. Kayıhan Pala katıldı.


Pandemide güncel durumların ele alındığı toplantıda, çok sayıda sağlık çalışanının enfekte olduğu bilgisi verilerek sağlık çalışanlarının tükenme noktasına geldiğine dikkat çekildi.


Toplantının açılış konuşmasını yapan Sinan Adıyaman, 11 Mayıs tarihinde AVM’lerle başlayan ve 1 Haziran’dan itibaren hızlanan yeniden açılma sürecinin 3 ayının dolduğunu söyledi.   27’si hekim olmak üzere 53 sağlık çalışanının salgından dolayı yaşamını yitirdiği bilgisini veren Adıyaman,  hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının ailelerine başsağlığı diledi.


HASTA SAYISI AÇIKLANANIN 10 KATI


Ardından hazırlanan raporu TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu Tanık paylaştı.


Prof. Tanık, iktidarın salgının etkisini azaltma stratejisinin karşılık bulmadığını belirterek, 623 bin 766 kişinin karantina altına alındığını, 11 Ağustos 2020 itibarıyla Sağlık Bakanlığı verilerine göre hesaplanan aktif hasta sayısının 11 bin 152 olduğunu söyledi. Tanık, Sağlık Bakanlığı’nın seroprevalans çalışmasında elde edilen sonuçların hesaplanan aktif hasta sayısı ile karşılaştırıldığında ise toplumda PCR testi ile tanı alanların 9.9 katı kadar aktif vaka bulunduğunu kaydetti.


PANDEMİYLE MÜCADELE STRATEJİSİ YANLIŞ


Pandemi ile mücadele stratejisinin yanlış olduğunu söyleyen Tanık, merkezi otoritenin kendi sorumluluğunu “uyarma” ve “tedavi” ile sınırladığının görüldüğünü, ancak pandemi ile mücadelenin bireylerin önlemlerine bırakılabilecek bir mesele olmadığının altını çizdi.


Prof. Tanık, anma toplantıları, bayramlaşmalar, milyonların girdiği sınavlar, Ayasofya’nın açılması gibi etkinliklerin kişilerden beklenen iradeyi merkezi otoritenin göstermediğini ortaya koyduğunu ifade etti. Tanık, ayrıca hastalığın  bulaşıcılık hızının azaltılamamasında vatandaşın suçlu olarak işaret edilmesinin de sorunlu bir yaklaşım olduğunu kaydetti.


‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENİYOR’


Salgınlarda gerçeklerin gizlenmesinin mümkün olmadığını dile getiren Tanık, sağlık emekçilerinden ve yerelden yükselen çığlıklara kulak verilmesi gerektiğini söyledi.  Sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğuna dikkat çeken Tanık, “Sağlık çalışanlarının özlük haklarının geliştirilmesi ve Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının, geride kalan yakınlarının yaşamlarının güvence altına alınmalıdır” dedi.


65 YAŞ ÜZERİNİN EVE KAPATILMASI 


Kurul üyelerinden Prof. Dr. Kayıhan Pala ise, 65 yaş üzeri yurttaşların bir kez daha eve kapatılmasının hem beden hem ruh sağlıkları açısından yeni sorunlar yaratabileceği uyarısında bulundu.


Pala, “Dünyada görülmemiş bir süre içerisinde 65 yaş üzeri yurttaşları eve kapatmanın ne tür sonuçlar verdiğini-vereceğini bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunmuş ve bunun açıklanmasını istemiştik ama bugüne kadar bir yanıt olmadı. Eşit yurttaş olma bağlarını zedeleyecek yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. 65 yaş üzerini eve kapatmaktansa çalışanlar dahil olmak üzere bütün yurttaşların kapanmasını düşünmek gerekebilir ama biz yeniden sadece 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın eve kapatılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.


‘AŞILAMA FAALİYETİNE HAZIRLIK YAPILMALI’


Prof. Dr. Özlem Azap  de konuşmasında Eylül ayından itibaren influenza aşısı için geniş kapsamlı aşılama çalışmalarının başlatılması gerektiğini ve bunun geçtiğimiz dönemlerde “riskli grup” diye tanımlanan gruplardan daha geniş bir aşılama faaliyeti olması, bunun için de aşının stoklanmış olması gerektiği üzerinde durdu.


ABD ve İngiltere’de bununla ilgili kamuoyuna bilgilendirmelerinin yapıldığına işaret eden Azap, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın henüz böyle bir açıklaması olmadığını belirtti. Azap, ayrıca aşılama çalışmalarının sadece hastanelerde ve ASM’lerde değil, daha farklı yöntemlerle ve daha geniş çerçevede yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Editör: Haber Merkezi