"Unutmayalım kaldığımız yeri, yenilmedik daha" (1)

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Celalettin Can 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can 

 
78'liler…  68'lilerin, Mahirlerin, Denizlerin, İbrahimlerin küçük kardeşleri…

70'li yıllarda dünyayı değiştirmek, dünyanın Türkiye'sini en güzel yarınlara taşımak için yürüdükleri yollarda binlerce canını kaybeden, binlercesi ile yaralanan, milyonuyla işkence ve zindan tezgahından geçen, darbecilerin kukla mahkemelerinde yapılan adaletsizlikleri sonuna kadar yaşayan, salıverilince soylarını kurutmak istercesine evlilik hakkı, babalık sıfatının da içinde olduğu medeni ve siyasi hakları, kısacası yurttaşlık hakları yasaklanan 78'liler…

Tek cümle ile Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal ve siyasal linçini yaşayan 78'liler, 12 Eylül darbesinden 20 yıl sonra geçmişin küllerini savurarak yeniden kendini hatırlıyor ve hatırlatıyor…

Devlet ideolojisinin tarih olarak ezberletildiği bir ülkede tarihten, siyasetten ve bir bütün olarak toplumsal hayattan silindiği iddia edilen kuşağımız, yeni bir tarih bilinciyle kendini hatırlıyor ve hatırlatıyor.

12 Eylül darbecilerinden hesap sormak ve bütün darbecilerin yargılanması için hatırlatıyor.
 

2.jpg


Darbecilerin toplumsal suç ortaklığının reddedilmesi için hatırlatıyor.

Toplumun yıllar ve yıllardır kararan ortak vicdanının aydınlanması için hatırlatıyor.

Kızıldere'nin, darağacında üç fidanın, Nurhak'ın, Vartinik'in;

1 Mayıs 1977, İstanbul Üniversitesi, Maraş ve Çorum katliamlarının;

Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nin, Mamak, Metris, Erzurum, Elâzığ askeri cezaevlerinin;

Erdal Eren ve idamların;

6 Haziran'ın;

1990-96 yılları arasında uygulanan"kirli" savaşın, Susurluk  yargısız infaz düzeninin;

Sivas, Başbağlar ve Gazi katliamlarının;

Roboski katliamının unutulmaması için hatırlatıyor.

Hele de Dersim'i… Ah Yürek!
 

3.jpg


Sözde unutulmaya terk edilen ama toplumun derinliklerinde akan kan yaraların sağalması ve adalet duygusuyla sarılması için hatırlatıyor.

Yaşanmış adaletsizlikleri açığa çıkarmak, toplumun isteyerek ye de istemeyerek ortak olduğu suçlarla yüzleşmesi için hatırlatıyor.

İnsanını tarihiyle, tarihin insanıyla buluşması için hatırlatıyor.  

Gerçeğin, yalnızca gerçeğin açığa çıkması, bugünün anlaşılması, geleceğin kurulması ve de bir daha aynı acıların yaşanmaması için hatırlatıyor.

Sadece yaşanmışlıklardan ve acı tecrübelerden süzülmüş bir bilge devrimcinin bilgisi, bilinciyle de değil, yaşayacağı yolun ve tarihin yeni bilgisiyle düştü yollara...

Tarihi yolculuk bitmedi, sürüyor…

Devam edecek...