İZMİR - Temel insan hakkı olan gıdaya erişimin neredeyse imkansız hale geldiğine dikkat çeken kadınlar, çiftçinin de pazarcının da gıdaya erişimdeki rolüne işaret ederek, bu durumda kimsenin kazanmadığını söyledi. Kadınlar, tek kazananın ise sermaye olduğunu dile getirdi. 

JINNEWS'ten Melike Aydın'ın özel haberine göre; Ekonomik kriz, derinleşmenin de ötesine doğru giderken, yoksulluk ve yoksunluk da geri dönülemez boyuta ulaştı. Temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığı bir süreçten geçen yurttaşların sürekli değişen fiyatlarla karşı karşıya kalması ise üreticiyi de zorlamaya devam ediyor. Tarladan toplanan ve  cinsine göre kilosu 4 ya da 5 Liradan  satılan fasulye, alıcıya ise 20 ila 25 lira arasında değişen fiyatlarla sunuluyor. Ne üretici, ne satıcı ne de alıcının bir kazancı yok. 

Her aşaması yoğun emek isteyen bu döngüde tek kazanan ise, sebze halini işleten şirketlerde ve benzin, gübre, zirai zehir gibi kalemler oluyor. 

Kadınlar tüm bu döngünün içerisinde yaşadıklarını ajansımızla paylaştı. 

‘Yapamazsan yevmiyesiz eve gidersin’

Sabah 04.00 sıralarında kalkıp, bazı günler ise 11.00,  kimi günler de 15.00’a kadar çalıştıklarını söyleyen dayıbaşı (işçi bulan ve işçiyi denetleyen kişi) Gülistan Yıldırım tarlada ‘kubale’ yani sayı usulü çalıştıklarını, 5 çuval ürünün ancak bir yevmiye ettiğini belirtti. Gülistan, “Yapamazsan yevmiyesiz eve gidersin. Yaptığın kadarının parasını alırsın. Kadınlar ürünü topluyor 150 Lira, erkekler yük taşıyor 180 Lira alıyor. Mal istendiği sürece gidiyoruz, bazen çamurda da gidiyoruz. Tarlada bugün 30 kişi çalışıyor, 30 kişi bir kişiye bakıyor. Mal istendiği zaman çıkılıyor istenmedi mi evde. Bazen hafta 4-5 gün,  bazen haftada 1 gün. Pazarcı kaç çuval isterse o kadar topluyoruz” dedi.

Kimse kazanmıyor

Çiftçinin de kar etmediğini söyleyen Gülistan, “Çiftçi alıcıya bakıyor. İstemediği zaman bu mal tarlada kalacak. Pazarcı mal isteyecek çiftçi bizden isteyecek biz toplayacağız. Mal da pahalı olunca kimse çok toplayamıyor. 1 kilodan fazla bir şey alamıyorsun bu devirde. Kira, su, elektriğe zam geldi. Çok zor şartlardayız. Tarlanın dönümü ekmeden 2 bin Lira. Mazot 10 bini geçiyor. Gübresi, sürmesi, sulaması, yevmiyesi, çiftçi de aracılar da kazanmıyor”  ifadelerini kullandı. 

Tarlada çalışanların çoğu Kürt, çoğu kirada

Ekonomik sorunlardan dolayı Mardin’den 20 yıl önce İzmir’e geldiklerini dile getiren 62 yaşındaki Cemile Sayan ise, son beş yıldır geçinemedikleri için tarlada çalıştığını belirtti. Çocuklarından bir kısmının fabrikada çalıştığını kaydeden Cemile, şöyle devam etti: “Evde 10 çocuk var, kimsenin sigortası yok. Bir torba şeker, bir teneke yağ, bin lira olmuş. Nasıl idare edelim? Kimsenin keyfi yerinde değil. Kiralar bin 500 lira, çocuk çok olunca ev de vermiyorlar. Buraya taşındığımız için pişmanız ama başka da çaremiz yoktu. Hepsi bizim Kürtler, hepsi kirada, hepsi aç. Öğle 14.00, 15.00’e kadar ancak yevmiyemizi çıkarabiliyoruz. Mecburen çalışıyoruz.”

‘Bu gidişle çiftçi kalmayacak’

İş bulmanın zor olduğunu, bu nedenle güvencesi olsa da çalıştığını dile getiren tarım işçisi Hevi Yıldız, “Ani hastalık olsa evde kalıyoruz. Okuyanlar da işsiz ya da yurt dışına kaçmaya çalışıyorlar. Çiftçiler, malını satamıyor, zarar ediyor. Zaten birçok çiftçi sürmüyor artık. Çiftçinin benzini var, gübresi ve işçiliği var. Gerçekten çiftçi ziyan olmuş. Bu gidişle çiftçi kalmayacak, insanlar tarlalarını sürmeye korkuyor” diye kaydetti. 

‘Kimin kazandığı belli değil’

Aydın’ın İncirliova ilçesindeki tarlasından getirdiği domatesleri satan pazarcı Atiye Türken ise, fasulyeyi halden 17 liraya aldığını, 20 veya 25 liraya sattığını söyledi. Çeşitleri fazlalaştırarak, kazanmaya çalıştıklarını ifade eden Atiye, “Bin lira mazot kullanıyoruz. Zar zor kazanıyoruz. Kim kazanıyor bilmiyoruz. Çiftçi de kazanmıyor. 10 yevmiyeciye günde bin 500 lira veriyoruz. Kim kazanıyor belli değil. 8 dönüme bamya için 750 lira, ilaç ve gübreye 2 bin lira verdim” diye konuştu. 

Editör: Haber Merkezi