Yazar Burcu Karakaş, Evrim Alataş’ı konu edindiği son kitabı üzerine Yeni Yaşam Gazetesine konuştu. Kitabın ismini Alataş’ın ‘gülümsemek’ eyleminden aldığını belirten Karakaş, onu anlatmanın zorluklarından da bahsetti

Gazeteci-yazar Burcu Karakaş, yakalandığı kanser hastalığı sonucu 12 Nisan 2010’de yaşamını yitiren gazeteci-yazar Evrim Alataş’ın hayatını konu aldığı ‘Ne Olmuş Güldüysek-Evrim Alataş Kitabı’ üzerine konuştu. Önemli haber ve yazılara imza atan Alataş’ın hayatını yazmanın, hem bir gazeteci hem de bir kadın olarak zorluklarına değinen Karakaş, “Birinin ardından onun hakkında ve de üstelik kendisini hiç tanımayanlara da tanıtabilecek bir anlatı kurmak, başlı başına zor iş” dedi.

Komik ve güçlü bir kadın

Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Cuma Daş’a konuşan Karakaş, kitapta, Alataş’ın yakınlarıyla yapılan bir dizi görüşmeden alınan bilgi ve anıların önemli bir yer tuttuğunu ifade ederek, “Onların içten anlatımları sonucu kitap ortaya çıktı” dedi. Alataş ile hiç tanışma fırsatı bulamamış Karakaş. Kendisini yazıları ve kitaplarından tanıdığını söyleyen Karakaş, “Evrim deyince aklımda ilk beliren, ziyadesiyle komik ve güçlü bir kadın karakter… Bu düşüncemi kitap da bir bakıma pekiştirdi. Mizah duygusundan yola çıkarak direnç alanı yaratan biri. En kıymetli yönlerinden biri de bu” diye konuştu.

Onu kaybetmenin hüznü

Kitabın ilk sayfalarında yer alan “Birinin yokluğunda onun kitabını yazmak zor” sözüne değinen Karakaş, “Birinin ardından onun hakkında ve de üstelik kendisini hiç tanımayanlara da tanıtabilecek bir anlatı kurmak, başlı başına zor iş… Ancak buna ek olarak, kitabı yazarken duygusal olarak zorlandığımı söyleyebilirim. Bir yandan çok güldüğüm hikâyeler oldu tabii ama hüzün ağır bastı gibi geliyor. O hüzün de, bu kadar güzel bir insanı bu kadar genç yaşta kaybetmemizin hüznüydü çoğu zaman” ifadelerini kullandı. Alataş da ‘Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer’ adlı kitabında başkasının gözünden köyünü ve çocukluğunu anlatıyor; tıpkı Karakaş’ın Evrim’i anlattığı gibi. Karakaş bunun için “Esasen yapmak istediğimiz okura, Evrim’in hayatının dönüm noktalarından anlamlı bir kesit sunmaktı. Yoksa kitaba dahil edilebilecek daha onca hikâye olduğundan kimsenin şüphesi yoktur sanırım” diye belirtti.

Evrim ikisini de başarıyordu

Karakaş kitapta Alataş’ın gazeteciliği üzerinde bolca duruyor. Alataş’ın gazeteciliğine değinen Karakaş, “Evrim’i okurun gözünde de değerli kılan, trajikomik olayların komik yanını ön plana çıkararak yazmasıydı. Bu, bakış açınızla ilgili bir şey… Bir vakayı ağlak şekilde de kaleme alabilirsiniz, trajikliğiyle dalga geçmeden yüzünüze müstehzi bir gülüş takınarak da yazabilirsiniz. Zor olan ikincisi ve Evrim bunu başarıyordu. Bugünkü süreçte kimsenin buna mecali olduğunu da düşünmüyorum. Bir şekilde daha yıpratıcı bir dönemden geçiyoruz gibi geliyor” dedi.

Özellikle kadın yapıyorsa

Evrim Alataş’ın kimliğini ve kalemini yansıtan “gülümsemek” eylemi yine Alataş’ın kendi hikâyesinden çıkarak kitabın da ismi olmuş. Karakaş kitabın ismini Evrim’in “Ne olmuş güldüysek” cümlesinden aldığını söylüyor ve ekliyor: “Onu ve meslek hayatını yansıtıyor. Diğer yandan da, ciddiyetsizlikle itham edilmeye karşı, kalkan görevi gören bir cümle sanki… Bu açıdan da kitabın ismini yerinde buluyorum. Gülmek çünkü, tahmin edebileceğiniz gibi, her zaman hoş karşılanan bir eylem değil. Hele bunu bir de zor bir coğrafyada bir kadın yapıyorsa!”
Editör: Haber Merkezi