Celalettin Can 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can 

CHP

Kaç CHP'li Gezmiş'in idamına 'Evet' dedi?

O günkü meclis tutanaklarında 450 üyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylamaya 323 milletvekilinin katıldığı ve 273 'Evet'e karşı 48 'Hayır' oyu ile idam cezasının onaylandığı belirtiliyor.

Buna göre CHP'den 30 'Evet', 47 'Hayır', 2 'çekimser' oy çıktığı ve 52 CHP'linin de oylamaya katılmadığı görülüyor.

O koşularda tüm CHP'liler ret oyu vermiş olsaydı da belki idamları durdurmak mümkün olmayacaktı, ancak oylamanın CHP nin de katılımıyla gerçekleşmiş olduğu tartışılmayacaktı, şimdi tartışılacaktır. 

21 Mart'ta partinin genel sekreterlik görevinden istifa etmiş olan CHP Zonguldak milletvekili ve 14 Mayıs'ta da İsmet İnönü'nün istifası ile parti başkanlığına geçecek olan Bülent Ecevit oylamadan önce 24 Nisan 1972'de meclis kürsüsünden şu konuşmayı yapıyor:

Ecevit: İleride bizleri üzecek durumlar ortaya çıkabilir

"Huzurunuzda bulunan konuda öncelikle hüküm vermekten kaçınmak gerekir. Çünkü ölüm cezalarının uygulanıp uygulanmaması söz konusu olan kimseler, münferit olayların sorumluları, suçluları olarak görülemezler. Geride acı, üzücü bir devre bıraktık. Şimdi birkaç kişinin muhakemesi yapılmıyor, bir bakıma tümü ile o acı, o üzücü dönemin muhakemesi yapılıyor, muhasebesi yapılıyor. Bu muhasebe tümü ile ortaya çıkmadan, bir sonuca varmadan önce, münferit sorumlular hakkında kesin yargılara varmak, daha doğrusu Büyük Millet Meclisi olarak, varılmış yargıları kesin sonuçlara ulaştırmak, ileride bizleri çok üzecek olan bazı durumlar ortaya çıkarabilir.

Nitekim zaman geçtikçe, konuya, soruna değişik açılardan bakılmakta; yine konuya değişik açılardan da baktığı için veya arada geçen zaman zarfında yeni ortaya çıkan verilerin ışığında değişik değerlendirmeler yapma olanağı bulunduğu için, aynı suçlardan dolayı bazı kimselere daha hafif, ölümden daha hafif cezalar verilmesi uygun görülmektedir."

 

İnönü Vakfı.jpg

İsmet İnönü (solda) ile Bülent Ecevit / Fotoğraf: İnönü Vakfı


İnönü: Siyasi suçlardan dolayı idam verilmesin

Meclis tutanaklarına göre CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün konuşması ise şöyle:

Arkadaşlarım; biz suçların infazında, infaz kanunundaki eksiklikleri tamir ettirmeye çalışırken; suçluları ceza görmemeleri, affedilmeleri fikrinde değildik ve yine öyle bir fikir taşımıyoruz. (CHP sıralarından «Bravo» sesleri)

Bunlar, suçlarının karşılığı olan cezaları görmelidirler; bu cezaları göreceklerdir. (CHP, AP, DP sıralarından «Bravo» sesleri)

Bu cezalar hususunda özel bir kanaatimiz var. O da, «Siyasî suçlardan dolayı idam cezası yapılmasın» davasındayız.

Biz Anayasa Mahkemesine müracaat etmekle suçluların cezadan kurtulmalarını istemiyoruz, idama mukabil, müebbet ceza görebilirler. Müebbet ceza, idamdan daha hafif bir ceza değildir.


CHP durumu değiştirebilir miydi?

CHP idamların esas ve usul yönünden iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve mahkeme, itirazı usul yönünden kabul etti ve kanun Meclis'e geri geldi.

CHP'nin yeniden Anayasa Mahkemesi'ne itiraz etmesi beklendi çünkü kanun esastan ele alınmamıştı.

"Ne olduysa CHP bu kez itiraz etmedi. Etse birçok şey değişebilirdi."
 

9 mart.jpg

Kolaj: Independent Türkçe

Adalet Partisi (AP)

Süleyman Demirel, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı için bunları söylemişti

6 Mayıs 1972'de idam edilen 3 genç için TBMM'de yapılan oylamada, Süleyman Demirel'in genel başkanı olduğu Adalet Partisi idamlara 'Evet' oyu vermişti.

İddiaya göre Demirel, bu oylamada başroldeydi.

6 Mayıs 2010 tarihinde Marmara Vakfı'nın İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlediği 13. Avrasya Forumu'na katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DHA muhabirinin Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıl dönümü olduğunu hatırlatması üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

Bunlar bizim tarihimizin üzüntülü hadiseleridir. Bu bizim tarihimizdir. Hadise devletin tasarrufudur. Mahkemeden geçmiştir. Meclis tasdik etmiştir. İcra edilmiştir.


Demirel 5 yıl önce bu konudaki görüşünü açıklarken, idamların bir tane olmadığını söyleyip, idamların durup dururken yapılmadığını, seçilmiş meclis tarafından verilen bir karar olduğunu da belirtti.


"İdam kararları meşrudur"

Zaman içinde mahkemelerin kararlarının yadırganabileceğini söyleyen Demirel, konuşmasının devamında "Ama karar karardır. Karar, meşrudur. Meşruiyet tartışması yapılamaz" dedi.

Verilen kararın kötü bir karar olduğu tartışmalarının yapılamayacağını belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:

Devleti nasıl idare edeceksiniz? Her gün devleti muhakeme etmek yerine, bu hadise yapıldığı zaman, o hadise kamuoyunun tasvip etmediği bir hadise ise zaten üzerinden çok zaman geçmiştir. Eleştirilecek olan, eleştirilmiştir. Bu tip hadiselere sevinmek, mümkün değildir. Keşke bunlar olmasaydı. Ama durduk yere de olmamıştır. Her şeyi unutarak, hiçbir şey olmamış da, adamları tutmuş yakalamış, götürüp asmışlar diye de bir olay yok.


"Devlet, kanunu korumak için yaptı"

İdam kararlarının zorla verilmediğini belirten Demirel, sözlerini şu şekilde tamamladı:

Kanun icra edilmiş. Zorla yapılmış bir iş değil. Mahkemeden geçmiş. Temyizden geçmiş. Her türlü savunma imkânı tanınmış. Bu neticeye gelmiş. Ben de biliyorum. Her 6 Mayıs geldiğinde bu hadise anılıyor. Anlıyorum ama anarken de bunun bir devlet tasarrufu olduğu, burada bir keyfiliğin bulunmadığı, devletin bu tasarrufu yaparken, kanun ve nizamı korumak için yaptığı unutulmamalı. Onu unuttuğunuz zaman, bundan sonra kanunu, nizamı koruyamazsınız. 

(Hürriyet, 18.06.2015)


Denizlerin idamında 'Evet'e kalkan 'iki el'di!

Süleyman Demirel'in siyasi hayatı boyunca Türkiye en karanlık dönemlerinden geçmişti.

Demirel'in o dönemlerde yaptıklarından en akılda kalanlardan biri de Deniz GezmişYusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında verilen idam kararının Meclis'te 24 Nisan 1972'de TBMM'de kabul edilmesinde aldığı rol oldu.


İki eliyle "Evet" dedi

İdam oylamasının yapıldığı gün Meclis'te konuşma yapmayan Süleyman Demirel, Adalet Partisi grubunun en önüne oturarak şevkle ve heyecanla parti grubunu yönetti.

İdam kararları oylanırken iki elini birden havaya kaldırarak 'Evet' dedi.

Dönemin tanıklarından gazeteci Altan Öymen, idamların oylandığı günkü meclisi şöyle anlatmıştı:

Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğundan yargılanan yeğeni Yahya Demirel İle ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyor. 6 Mayıs 1972'de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu'nun en önünde oturuyordu. Elini 'İdama evet' için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç '25 yaşında çocuklar' demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da...


"3'e 3"

O gün mecliste bulunanların anlatımlarına göre Adalet Partisi sıralarında "3'e 3" tezahüratları yükseliyordu.

Kastedilen; Adnan MenderesHasan PolatkanFatin Rüştü Zorlu'nun idamlarının rövanşı olarak DenizYusuf ve Hüseyin'in canlarının alınmasıydı.

Milletvekili sayısı: 450
Oy verenler: 323
Kabul oyu verenler: 273
Ret oyu verenler: 48
Çekimser: 2
Oylamaya katılmayanlar: 118
Açık üyelik: 9

Demirel liderliğindeki AP'nin (Adalet Partisi) 251 milletvekilinden 218'i kabul oyu vermiş, 33'ü oylamaya katılmamış ve ret oyu veren milletvekili yok.

CHP'nin (Cumhuriyet Halk Partisi) 140 milletvekilinden 28'i kabul oyu vermiş, 2'si çekimser 66'sı oylamaya katılmamış ve 47 milletvekili de ret oyu kullanmıştı.

Toplam 48 ret oyu verenlerden 47'si CHP'den; 1'i de sandalye sayısı 1 olan TİP (Türkiye İşçi Partisi) milletvekili Mehmet Ali Aybar'dı.

Süleyman Demirel, İsmet Sezgin, Alparslan Türkeş, Hüseyin Balan, Yusuf Ulusoy gibi isimler idama 'Evet' oyu verdi.

Necmettin Erbakan (Erbakan yurt dışında idi. Bn.) Osman Bölükbaşı ve Seyfi Günbeştan gibi isimler oylamaya katılmadı.


"Kararı milli irade verdi"

Demirel yıllar sonra ise TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadesinde şöyle diyordu:

İdam kararları Yargıtay, Meclis ve Cumhurbaşkanı'ndan geçmiştir. Kararı milli irade vermiştir. O milli irade de bütün milleti temsil ediyor. Bugünlerde her fırsatta meşruiyetin kaynağı olarak gösterilen milli irade buraya gelince niye sayılmıyor. Ben o milli iradede 276'da sadece 1'im.

 (Birgun,18.06,2015)

Editör: Haber Merkezi