Bu ülkenin büyükleri yalın kılıç kendi kimliklerinin galibiyeti üzerinden saçma sapan bir savaş yürütürken gençler ne yapıyor dersiniz?
Kimilerine göre gençler kendi gençliklerine göre çok daha iyi durumdalar. Bugün geçmişte hiç kimsenin çocukluğunda olmayan yeni imkanlarla yetişiyorlar. Digital dünya birbirleriyle iletişimi hızlandırarak eskinin kalıplarını kırmalarına yardımcı olup onlara yepyeni ufuklar sağlıyor. Hemen hemen bütün şirketler sürekli onları düşünerek yeni markalar yaratıyor. Giyimden, eğlenceye kadar bir çok şey eskinin gençlerinin sahip olmadıkları, hatta görmedikleri şeyler. Okulları geçmişe göre çok daha donanımlı. Özel okullar ve özel üniversiteler özellikle büyük şehirlerde geçmişin okullarıyla kıyaslanamayacak kadar yeni imkanlarla donanmış durumda. Kısacası bu kimilerine göre gençler eskiye göre çok daha iyi bir dünyada, çok daha iyi bir toplumda yaşıyorlar.

Peki bu kanaatler doğru mu?
Bu ülkede gerçekten biz gençlere ne vaad ediyoruz? Özetleyeyim.
Gençlere, ya memur olun bütün hayatınız boyunca personel kanununun işkence basamaklarını tırmanmaya çalışın;
Ya da işçi olun her türlü sömürünün çemberinde üç kuruşluk asgari ücretle yaşamayı öğrenin;
Ya da gösterişli plazaların konforlu odalarında bütün gün çalıştıktan sonra şehrin küçük, eğri büğrü caddeleri ya da sokakları arasında yanlızlığı tadın;
Ya da, eğer “uzman”sanız, o zaman Batı ülkelerine gidip, oralarda itilip kakılan bir “göçmen” olarak, ve fakat arkanızda bıraktığınız sevdiklerinizin hayalleriyle yaşayın.

Bunlar değil mi gençlere önerdiklerimiz?
Oysa gençlik yaşamak istiyor. Kendi toprağında bir avuç vurguncuya ya da soyguncuya kul köle olmaksızın yaşamak istiyor. Her türlü özgürlüğün yaşanabildiği, bu özgürlük içinde ne olmak istiyorsa o olmanın mümkün olabildiği bir toplum istiyor. Kimsenin kimseye etnik kökeninden, benimsediği inançtan, yaşadığı hayat tarzından dolayı ters bakmadığı, aksine bütün bu farklılıkların hayatı renkli kılan farklılıklar olarak yaşandığı bir toplum istiyor. Doğanın da hayvanların da canlı varlıklardan olduklarını ve bu nedenle de onlara özenle davranmayı bilen bir toplum istiyor. Ancak böyle bir toplum, gençlerin içlerindeki potansiyelleri gerçekleştirmelerine uygun bir toplum olur.
Gerisi ise laf-ı güzaf bence.




Editör: Haber Merkezi