"SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU" Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır? Varlık sözcüğü bana ; Evrende varolmanın dayanılmaz hafifliğinin kaosunu hatırlatır. Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek. Geçmiş ; her alanda üretim Şimdi ; Üretilenlerin sorgusuz sualsiz tüketilmesi Gelecek ; İnsani değerlerle teknik çağının Sermaye çığırtkanlığının ters orantılı gelişimi müthiş korkutuyor açıkçası.. -En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro? En çok etkilendiğim romanlardan biri " Dee Brown'un "Kalbimi Vatanıma gömün" kitabı. Film; James Cameron'un senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı "Titanik" filmi. Tiyatro ; Yıldız Kenter'in " Hep Aşk vardı ve Kadınım Ben" oyunları. -ilk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi? Yaş grubuna , coğrafyaya , bilince göre dönem dönem değişti tabii. Ama genelde Kadın kimliğiyle direnen Kadınlar rol modellerim oldu. Bir dönem Virginia Woolf, bir ara Emma Goldman'dı ,bir ara Ayşe Şan'dı bir ara Yıldız Kenter vs.. -Nerde yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir? Küba'da yaşamak isterdim. Evet Coğrafya Kaderdir çünkü ; Coğrafya benliğinin temel taşlarını düşeyen varlığın dış yüzüdür. İnsan nereye giderse gitsin o coğrafyanın kodlarından kurtulamıyor. -Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz? Pazar mantığından uzak, insan DNA'sını gerçek anlamda bir bütün halinde çözmek için yeni bir Meslek dalı yaratır onu seçerdim. -En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız? Kendimle barışık bir insanım genel anlamda ama duygusal ve çok detaycı oluşum hayatımı çoğu zaman zorlaştırıyor bu yönlerimi insan olmanın gerekleri olarak görsemde böylesi bir zamanda ne yazıkki yıpratıcı . Sevdiğim yönlerim; cömertliğimi , vicdanımın önemli konularda bende karar merci oluşunu, bağımsızlığımı ve dostluğa değer katma özelliklerimi çok seviyorum. -Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü? Aşk'a inanırım tabiiki , Aşk'ı red etmek insan varlığını red etmektir . Aşk tutkudur ,Tutku; inançlarımız (ideolijik,teolojik,sevginin kutsal birleştirici gücü vs.) amaçlarımız ,değerlerimizdir, kısacası biziz. Özgürlüğe gelince ; Özgürlüğe inanmıyorum , Özgürlük diye bir şey yoktur . Hükümdarının insan olduğu ,yaşamına para ve zaman olgularının girdiği bir gezegende, Özgürlükten bahsetmek mümkün değildir. -İnsan sözcüğü siz de neyi çağrıştırır? İnsan aydınlık ve karanlığın birleşimidir ve ortalama toplumun %80'ni içindeki karanlığı tercih ederek hayatlarını bunun üzerine kurdukları için, geriye kalan %20'lik aydınlığı tercih eden insanlar da , karanlığı seçenlerin yarattıklarıyla ömür geçirmek zorunda olduklarından , İnsan bende "hiç'liğin hiç'idir" maalesef. -Dayanamadığınız insan tipi! Kendisine saygısı olmayan insana tahammül edemiyorum , çünkü kendisine saygısı olmayanın kimseye ve hiç birşeye saygısı olmaz. Dolayısıyla çok tehlikeli ve çirkindir. Netlerin hayatlarında çirkinliğe yer yoktur. -Kokunuz dersek, kentlerin kokusu nedir sizin için? Koku ; Mahsumiyet Abidesi bir Bebeğin kokusu derim , Kentlerin kokusu ise ; kendini bir yere ait hissetme hissiyatıdır ve bunu çok değerli buluyorum ama ne yazık ki benim parçalı bir Kentler yaşamım olduğundan ,kendimi herhangi bir yere ait hissedemiyorum. - Şimdinin kokusu? Endişe ... -En çok dinlediğiniz müzik? Genelde Enstrüman ve şiir dinlemeyi daha çok seviyorum ör.Farid Farjad .. sözel müzikler yoruyor beni. -Şu an neler okuyorsunuz? Şuan iki ayrı dilde iki ayrı roman okuyorum biri Türkçe "Yüzyıllık Yalnızlık" diğeri Almanca "Der Archimist (Simyacı)". -Pişmanlıklarınızdan üçü… Asla değişmeyeceklerini bile bile bir ihtimal diyerek en güzel yıllarımı, değiştirip dönüştürmek için harcadıklarımın, buna asla değmediklerinin canlı tanığı olmak , en büyük pişmanlığımdır. Yeteneklerime ve kişisel önceliklerime yoğunlaşmadığım için. O kadar büyük ve ondan sonraki yaşamımı olumsuz etkileyecek kadar büyük sevmeye gerek yoktu. -Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız? Ölümden korkmuyorum. Yaşlılıktan değilde kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılayamamaktan ,bağlımlı olma düşüncesi çok korkutuyor beni. -Yalnızlık? Yalnızlığın tadına varmak muhteşem bir duygu, hele de bilinçli bir tercihse sevginin anlamı kadar değerlidir benim için. -En büyük hayaliniz? En büyük hayalim ; Kadınlar için öncelikle Rojava'da , Kürdistanda ve Avrupada Psikoloji Vakıfları kurmak. -Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey! Kitaplarım, Dostlarım, Ailem ve Doğa. -Evrene neyi fısıldamak istersiniz? Adil olmasını söylemek isterdim. "20 SORU KÖŞEMİZE DAİR" Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter, devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. Hep klasikleşen “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla Bundan sonraki konuğumuz sürpriz...