ADIYAMAN - Depremin ağır hasara yol açtığı Semsûr kent merkezinde yakınları ve arkadaşlarından 50’yi aşkın kişiyi kaybeden depremzede Hasan Arın, enkazlarda 15 kişiye yakın insanın sesini duyduklarını ancak imkanları olmadığı için yardım edemediklerini söyledi. 

MA / Zerrin Sargut – Mahmut Altıntaş'ın haberine göre; Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Semsûr'da, özellikle kent merkezinde yüzlerce bina yerle bir olmuş durumda. Ağır yıkımın olduğu Cêlik (Çelikhan) ve Sergolan (Gölbaşı) da yıkımın ağır olduğu ilçelerden. Resmi rakamlar 11 bin fazla insanın hayatını kaybettiği söylese de, Semsûrlular bu sayının 30 binin üzerinde olduğunu söylüyor. Yaşama tutunmaya çalışan Semsûrlular, kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamsal ihtiyaçlarını karşılıyor. Depremin ağır hasara yol açtığı kent merkezinde dayısının eşini, 3 yaşındaki oğlu ve yeni doğmuş kızı ile arkadaşlarından 50’yi aşkın kişiyi kaybeden Hasan Arın, yaşadıklarını anlattı.

‘SEMSÛR’A GEÇ GELDİLER’

Depremin ilk gecesi yaşadıklarını anlatan Arın, “Yaşanan depremi normal bir sarsıntıymış gibi düşündük.  Deprem durduktan hemen sonra, çocukları da alarak hep birlikte dışarı çıktık. Araçta yakıtımız olmadığı için de, ilk olarak petrole uğrayıp yakıt aldık.  Dayımların enkaz altında kaldığının bilgisi geldi. Ne yazık ki, devlet yetkilileri ve AFAD Semsûr’a çok geç geldi. Evimiz de hasar yok ama eş dost ve akrabalarımızın hepsi yaşamını yitirdi. Burada devlete notumu sıfır olarak veriyorum. AFAD deprem olduktan sonra, öğlen vakti gibi buraya gelmiş olsaydı, bu kadar insan ölmeyecekti. Enkazlarda 15 kişiye yakın insanın sesini duyduk, devlet yoktu ve hiçbir şekilde yardım edemedik. Dayımı ve ailesini enkaz altından çıkarmaya çalışırken, o hane içerisinde binlerce insanın sesi geliyordu. Orada yaşayanların çoğu da ‘Abi bize biraz su getir en azından ağzımıza giren tozları alalım’ diyordu. Bununla birlikte, hava koşullarının da kötü olması binlerce insan donarak yaşamını yitirmesine neden oldu” dedi. 

‘50 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ’

Çadırların Semsûr’a, 5-6 gün sonra geldiğini kaydeden Arın, en az 7-8 hanenin 3 ya da 4 araçta günlerce kaldığını söyledi. Arın, “Dayımın eşi, gelini, torunu ve çocuklarıyla birlikte, diğer dayımın ise iki çocuğu yaşamını yitirdi.  Ailemden bu kadar kişi yaşamını yitirmesine rağmen, insanların enkazına müdahale etmek zorundaydım çünkü kimse yoktu. İlk 3 gün dayımların enkazına gittim. Dayımın gelininin enkaz altındaki alanı kötü olduğu için doğrudan eks olmuştu. Onu kurtarabilme durumumuz yoktu ve çok müdahale edemedik. Akrabalarımdan, 6-7 kişi, eş dost yakınlardan da toplam 50 kişi yaşamını yitirdi” şeklinde konuştu. 

‘PLANLAMA YAPILMALIYDI’

Üç gün boyunca toplu merkezlerde çadır dağıtılan yerlerde müracaatta bulunduğunu ve 4’ncü günden sonra çadır aldığını anlatan Arın, “İnsanlar bir çadır için birbirlerine giriyordu ve 4’üncü günün sonunda bir çadıra yerleştim. Dışarıda, araçlarda, ateş başlarında bir şekilde kaldık ve yaşamak zorundaydık. Evimize ‘az hasarlı’ raporu verildi. Devlet, Semsûr’un deprem bölgesi olduğunu biliyordu ve buna yönelik planlar yaparak müdahale edebilirdi. Deprem bölgesine 5-6 gün sonra geldiler ama 5 yıllık kalkınma planları yapıyorlar. Depreme karşı da, planlama yapılmalıydı” dedi. 

Editör: Haber Merkezi