AMED - Bursaspor deplasmanında ırkçı saldırıların hedefi olan Amedspor kafilesi, kentte binlerce kişi tarafından karşılandı. 

Bursaspor deplasmanında dün polisin seyirci kaldığı organize fiziki ırkçı saldırıların hedefi olan Amedspor kafilesi, Amed’e döndü. Diyarbakır Havaalanına inen Amedspor kafilesi, havaalanı dışında kitlesel olarak karşılandı. Kafile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan, Gülistan Atasoy, HDP Amed milletvekilleri Remziye Tosun, Dersim Dağ, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de aralarında bulunduğu binlerce kişi tarafından davul, zurna ve halaylarla karşılandı. “Diren ha Diyarbekir diren” şarkısı ve “Amed sizinle gurur duyuyor” sloganıyla karşılanan kafile, binlerce aracın oluşturduğu konvoy ile Şeyhmus Özer Tesislerine hareket etti.

Bursaspor deplasmanında organizeli ırkçı saldırıların hedefi olan Amedspor’a destek veren sivil toplum örgütleri ve taraftarlar, açıklama yaptı.

 Bursa deplasmanında ırkçı saldırılara uğrayan Amedspor’a destek veren Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, amaçlanan kötülüğün hep birlikte karşısında durulması gerektiği belirterek, vali ve kaymakam başta olmak üzere tüm sorumlular hakkında soruşturma açılmasını istedi.

Amed’te deprem nedeniyle oluşturulan ve 80'i aşkın sivil toplum örgütünü bünyesinde barındıran Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu ile Amedspor taraftar grupları, dün Bursaspor deplasmanına giden ve Bursa’ya ayak bastıkları andan başlayarak maç bitimine kadar organizeli ırkçı saldırıların hedefi olan Amedspor’a destek vermek için Şehmuz Özer Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. Sivil toplum örgütleri temsilcileri ile taraftarların katıldığı toplantıda konuşan Amedspor İstişare Kurulu Başkanı Burç Baysal, Amedspor’un deprem sonrası çıktığı ilk maç olduğunu hatırlatarak, başta Amedspor olmak üzere bölge takımlarının sürekli ırkçı tezahüratlarla karşılaştığını kaydetti. Dünkü maçta ırkçı sembollerin kullanılmasına dikkati çeken Baysal, bunların 1990’lı yılları Kürt toplumuna hatırlatma amacında olduğunu, Kürtler tarafından da bunun net olarak algılandığını belirtti. Baysal, “Bu yaşananların içerisinde, sadece Bursa’da yaşayan o taraftar kitlesinin olduğunu düşünmüyoruz. Uzun yıllardır takımlarımız, bu olaylara maruz bırakılıyor. Amedspor ve bölge takımlarımız ötekileştirecek ve ayrıştıracak takımlar değildir. Bunu tüm siyasi bileşenlerin, devlet bürokrasisinde çalışanların, spor kamuoyunun çok net bilmesi gerekir” dedi.  

Amedspor’un sivil toplum örgütlerinin desteğiyle ayakta kaldığını dile getiren Baysal, Amedspor’un barışın tesisi için çok önemli olduğunu ekledi. 

Sivil toplum örgütleri adına açıklama yapan Amed Baro Başkanı Nahit Eren ise, saldırıların otel önünde başladığına işaret ederek, “Amedspor Kulübü; TFF 2. Lig Beyaz Grup’ta Bursaspor ile yapacağı müsabaka öncesi teknik heyet ve futbolcuları ile konakladıkları otelin önüne gelen bir grubun; hakaret, tehdit ve ırkçı saikli nefret söylemelerine maruz kalmıştır. Kamu görevlileri, müsabaka öncesi havai fişekler eşliğinde başlayan bu fiilleri engellemeye yönelik yeterli önleyici tedbirleri almamıştır. Fiilleri gerçekleştirenler hakkında yargı makamlarınca da herhangi bir adli süreç başlatılmadığı gibi yaşananlara yönelik kamu otoritelerince önleyici ve tepki gösterir bir beyan ve açıklama yapılmamıştır. Bu tepkisizlikten alınan cesaretle bir sonraki gün müsabaka esnasında kabul edilemeyecek vahim nitelikte ve suç teşkil eden saldırılar ve fiiller icra edilmiştir” ifadelerini kullandı. 

‘YARATILMAK İSTENEN KORKU ATMOSFERİNİN FARKINDAYIZ’

Amedspor futbolcuları ve teknik heyetinin sahaya ayak basmalarıyla yeniden saldırıların başladığı ve stattan ayrılana kadar devam ettiğini hatırlatan Eren, “Amedspor futbolcu ve teknik heyetinin sahaya ayak bastıkları ilk andan stattan ayrıldıkları ana kadar Bursasporlu futbolcuların, teknik görevlilerinin ve seyircilerinin fiziki ve sözlü saldırıları ile yine seyircilerinin nefret ve hakaret içerir tezahüratlarına maruz kalmıştır. Özellikle 1990'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler ve zorla kaybettirmelerle anılan paramiliter güçlerin sembol isimlerinin ve yine o süreçle özdeşleşen Beyaz Toros resimlerinin tribünde açılarak sergilenmesi, organize bir kötülüğü ve iradeyi açığa çıkarmıştır. Kürt toplumunun hafızasında, bütün karanlığıyla yer edinen bu sembollerin bir futbol müsabakası esnasında sergilemesiyle verilmek istenen mesaj ve tehditle yaratılmak istenen korku atmosferinin farkındayız” diye konuştu. 

‘CESARET ALDILAR’

Kürtlere yönelik tehdit ve pervasızlığın 1990’lı yıllarda yapılanların cezasız kalmasından beslendiğine dikkati çeken Eren, “Kürtlere yönelik bu tehdit ve pervasızlık, 1990’lı yıllarda bölgede görev yapmış ve isimleri pek çok ağır insan hakkı ihlalleriyle anılan fail konumundaki kamu görevlilerine yönelik cezasızlık politikasından beslendiğini ve cesaret aldığını da çok iyi bilmekteyiz. Ülke olarak büyük bir deprem felaketinin sebep olduğu acıların yasını tuttuğumuz ve hep birlikte yaraları sarmak için büyük bir dayanışma ortaya koyduğumuz günlerde, yaşanan bu çirkin olaylarla amaçlanan kötülüğün hep birlikte karşısında durmalıyız” şeklinde konuştu. 

‘CEZALANDIRMA OLMAZSA TASVİP ANLAMINA GELİR’

Sorumluların cezalandırılmamasının yapılanların tasvip etme anlamına geleceğinin altını çizen Eren, “Amedspor gerek başarıları gerekse centilmenliğiyle; kentimizde ve ülkenin birçok yerinde insanlarımızı mutlu etmekte ve heyecanlandırmaktadır. Amedspor’un yarattığı bu duygu maalesef başta kentimizdeki olmak üzere kamu otoriteleri nezdinde karşılık ve destek bulamadığı gibi zaman zaman kısıtlı imkanları da sınırlandırılmakta, cezalandırılmakta ve ötekileştirilmektedir. İki gün boyunca yaşananların, kamu görevlilerinin Amedspor’a yönelik bu yaklaşımından bağımsız olduğunu da söyleyemeyiz. Amedspor’un yalnız olmadığını, kentimizin bütün kurumsal dinamiklerinin ve ülkenin dört bir yanında bulunan taraftarının takımına sahip çıkmaya devam edeceğini herkes bilmelidir. Bizler açısından; dün ve önceki gün yaşananlara karşı yetkililerin sessiz ve tepkisiz kalması, yapılanların spor hukuku ve ceza hukuku açısında müeyyidesiz bırakılması, sorumlu kamu görevlilerinin görevden el çektirilmemesi durumunda, yapılanların tasvip edilmiş olduğu anlamına geleceğinin de bilinmesini isteriz” diye belirtti. 

TTF’YE GEREĞİNİ YAP ÇAĞRISI

Türkiye Futbol Federasyonu’nun olaylara seyirci kalmasına tepki gösteren Eren, “Bu sebeple, öncelikle Spor Hukuku açısından TFF’yi 05.03.2023 tarihinde oynanan müsabakada Bursaspor Kulübü, futbolcuları, yetkilileri ve seyircisinin; sportmenliğe, oyun kurallarına ve TFF kararları ile talimatlarına ‘ağır biçimde’ aykırı davranışlar sergilemiş olmakla; Futbol Disiplin Talimatlarının gereğini yapmaya davet ediyoruz” çağrısı yaptı. 

Eren, Bursaspor Kulübünün alanın güvenliğini sağlamayarak Spor Disiplin Yönetmeliğinin 14’üncü maddesini ihlal ettiğini, taraftarlarının Amedspor ekibine yönelik hakaret, sövme, tehdit, fiziki ve kişilik haklarına yapılan saldırılarla sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket etmekle Spor Disiplin Yönetmeliğinde düzenlenen TFF’nin saygınlığını zedeleyen ya da futbolun değerini düşüren nitelikte eylemler olduğunu hatırlattı. 

‘BURSASPOR HÜKMEN MAĞLUP SAYILMALI’

Bursaspor taraftarının beyaz toroslar ve bazı suçluların posterleri açarak “suç ve suçluyu öven, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, benzeri araçlar ile aşağılayıcı, nefret saikli ayrımcı, tahrik ve taciz edici nitelikte, etnik ve bölgesel ayrımcılık” içeren tezahüratların yapılmış olduğunun altını çizen Eren, saldırılar altında, can güvenlikleri olmadan Amedspor’un maça devam ettirildiği dikkate alınarak Bursaspor’un hükmen mağlup sayılmasına karar verilmesini istedi.

‘ÖMÜR BOYU MÜSABAKALARA GİRİŞTEN MEN EDİLMELİLER’

Sportmenliğe, oyun kurallarına ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kararları ile talimatlarına aykırı davranan Bursaspor futbolcularının tespit edilerek resmi müsabakalara katılmaktan men edilmesine karar verilmesini talep eden Eren, “Bursaspor kulübünün lig süresince bütün resmi müsabakalarını seyircisiz oynamasına, taşkınlık yapan, fiziki saldırıda bulunan, kesici delici aletleri stada sokan, suçu ve suçluyu öven pankartlar taşıyan, ırkçı ve nefret içerikli çirkin ve kötü tezahürat yapan bütün seyircilerin tespit edilerek bu seyirciler hakkında ömür boyu bütün müsabakalara giriş yasağı getirilmesine ve uygun görülen diğer disiplin cezalarının da uygulanmasına, karar verilmelidir.” talebinde bulundu. 

‘VALİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMALI’

Özellikle müsabaka esnasında ve öncesinde ırkçı ve ayrımcı davranışlar nedeniyle UEFA disiplin yönetmeliği uyarınca UEFA Etik ve Disiplin Kurluna da Amed Sportif Faaliyetler olarak başvuru yapılacağını dile getiren Eren, şu ifadelerle açıklamasını sonlandırdı: “Nefret söylemi ve suçları; spor hukukunun yanı sıra özellikle demokratik toplum düzeninin gereklerinden biri olan eşitlik ilkesine yönelik önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Nefret ve Ayrımcılık Yasağının, uluslararası insan hakları koruma rejiminin temel ilkelerinden biri olduğunu hatırlatarak, iki gün boyunca gerek nefret söylemleri gerekse ceza kanunu kapsamında birçok suç tipini içeren fiiller hakkında yargı makamlarınca etkin ve hızlı bir soruşturma ile faillerin tespit ederek yargı önüne çıkarmaya davet ediyoruz. İlk geceden itibaren yaşanan olaylardan gereken önlem ve tedbirleri almayan yine müsabaka esnasında yaşanan ve toplumsal barışı hedef alan vahim fiiller nedeniyle başta İl Valisi ve İl Emniyet Müdürü ile sorumluluğu bulunan tüm kamu görevlileri hakkında derhal idari soruşturma başlatılmasını ve bu süreçte görevden el çektirilmeleri çağrısında bulunuyoruz.” 

PROFİL RESİMLERİNİ AMEDSPOR LOGOSU YAPMA ÇAĞRISI

Amedspor’a yönelik ırkçı saikli saldırı ve fiilleri kınayan Eren, “Başta kentimiz olmak üzere Amedspor’a gönül vermiş herkesi kulübün logosunu 24 saat süresince sosyal medya hesapları profil resimlerinde kullanmaya ve bir hafta boyunca flamaları araç, ev ve iş yerlerine asmaya davet ediyoruz” dedi.   

Kaynak: MA

Editör: Haber Merkezi