ABD’de yoğun olarak üretilen ve doğal yaşamı adeta katleden ‘kayagazı’nı LNG’ye yani sıvılaştırılmış gaza çevirip ihraç eden ABD’nin LNG üzerinden ortaya çıkardığı gerginlikleri büyüttüğü gözleniyor. ABD Başkanı Trump’ın Avrupa’ya, Rus ve Azeri doğalgazını getiren boru hatlarından vazgeçip gemiyle gelecek ABD LNG’sini alması için baskıyı artırdığı yapılan açıklamalarda yer aldı. Rusya, Çin ve Türkiye arasında yaşanan yeni gelişmeler dünyada ciddi bir gaz pazarı kavgası başladığını gösterirken, Rusya’dan başlayıp Türkiye üzerinden AB’ye taşınma çalışmaları süren boru hatlarının bu gelişme karşısında akibetinin ne olacağı merak ediliyor. Reuters, Suudi Arabistan’da yayınlanan istatistiklere dayandırdığı haberinde ABD’nin Çin’e tedarik ettiği likit doğalgaz (LNG) hacminin geçtiğimiz temmuzda yıllık bazda dibe vurarak, 130 bin tona gerilediği belirtildi. ABD, geçtiğimiz mart ayında Çin’e 445 bin ton gaz satmıştı. Çin’in ithal ettiği LNG’nin toptan hacmindeki en önemli pay Rusya’nın. ABD’nin Çin’e sattığı LNG miktarındaki düşüşün iki ülkenin arasında yaşanan ticari ihtilaf nedeniyle meydana geldiği belirtiliyor. Çin’in alternatif LNG kaynakları arayışına girdiği ve bu kaynakları küresel rakipleri arasında değil komşuları arasında aradığı vurgulanıyor.

Türkiye Avrasya’ya kayıyor!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de üçüncü nükleer santral projesinin Çin ortaklığıyla Trakya’da hayata geçirileceğini açıklamıştı. Bu kararın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in temmuz ayında Johannesburg’da düzenlenen 10. BRICS zirvesi çerçevesinde yaptığı görüşmelerde kesinlik kazandığı ifade ediliyor. Sputnik’te yapılan bir değerlendirmeye göre, Rusya ile anlaşmaya varılan Akkuyu ve Çin ortaklığıyla yapılması planlanan Trakya nükleer projelerinin hayata geçirilmesi durumunda, Türk Akımı ve Mavi Akım boru hatları üzerinden yapılan gaz tedarikleriyle birlikte Türkiye’nin tamamen Rusya’nın kontrol ettiği Avrasya enerji platformuna geçmiş olacağına dikkat çekiliyor.

Türkiye Batı’dan kopacak mı?

Rus yazar Dmitriy Lekuh, Sputnik için hazırladığı bir yazıda, ABD’nin izolasyon politikalarının Çin’in Rusya ve Türkiye ile ticari ilişkilerini daha da geliştirmeye ittiğini, söz konusu politikaların Pekin, Moskova ve Ankara’yı küresel ekonomide yaşanan doğal bölgeselleşme süreçlerine yönelttiğini vurguladı. Lekuh, ABD’nin izolasyon politikalarının tetiklediği gelişmelere değinerek, “Rusya ve Çin arasındaki ticaret hacmi yılın ilk 7 ayında yüzde 25.8 arttığı ve 58.35 milyar dolara ulaştı. Geçtiğimiz yıl 84.07 milyar dolara ulaşan dış ticaret cirosu ise bu yıl 100 milyar doları aşabilir” dedi. Tüm bu gelişmeler Türkiye’nin Rusya ve Çin’le daha yakın ilişkilere girdiğini ve bu ilişkilerin büyüyeceğini gösterirken, ABD’nin AB’ye yaptığı LNG baskısının Türkiye’ye yönelik tutuma da cevap oluşturuyor. Çin’in devlet şirketi CNPC’nin Diyarbakır’da kayagazı sondajlarına başlayacağının duyurulması ise ciddi bir eksen kaymasının yaşandığına işaret ediyor.

Çin, Diyarbakır’da sondaj yapacak

Türkiye’nin daha önce ABD’li şirketlerle başladığı kayagazı sondajlarını Çinli şirketlerle yürüteceği ortaya çıktı. Çin Devlet Petrol Şirketi CNPC’nin İhlas Holding A.Ş. ile Dadaş havzasında (Diyarbakır) petrol ve kayagazı kuyusu açmak için sözleşme imzalamaya çağırıldığı duyuruldu.İhlas Holding’in açıklamasında, “Dünya genelinde sıvı gaz depolanması, kayagazı ve petrolü üretimi ve jeotermal enerji tesislerinin kurulması faaliyetlerinde bulunan Çin Devlet Petrol Şirketi CNPC’nin iştiraki Greatwall Drilling Company ile Şirketimiz arasında Türkiye Petrolleri’nin tespit etmiş olduğu sahalarda kayagazı ve petrol ürünlerinin araştırılması, geliştirilmesi ve uygun sahalarda taraflarca iş birliği sağlanması amacıyla oluşturulan konsorsiyumumuz, TPAO’nun Dadaş Formasyonu’nda yer alan Gözalan 1, Batı Bostanpınar 1 ve Yarımca 1 petrol ve kayagazı kuyusu kazılması konusunda hak kazanmış olup, ana sözleşme imzalanması için davet edilmiştir” denildi. kaynak: yeni yaşam Yusuf Gürsucu
Editör: Haber Merkezi