BEDLÎS - Gazeteci Mehmet Şah Oruç'un tutuklu yargılandığı davada 6 ay sonra tahliyesine karar verildi. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında 25 Nisan’da gözaltına alınıp "örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Mehmet Şah Oruç’un yargılandığı duruşmanın ikinci duruşması görüldü. Bitlis 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Oruç ve avukatı Resul Temur ile birlikte tutuklu olduğu Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden, Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. 

Duruşmayı Oruç’un ailesi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan ve gazeteci arkadaşları takip etti. 

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada savcılık, sunduğu mütalaasında Oruç’un tutukluluğun devamına karar verilmesini talep etti. 

‘GAZETECİ OLDUĞUMU BİLİYORLAR’

Oruç ise Kürtçe yaptığı savunmasında “İddianamede sözü edilen tüm eylemlere bir gazeteci olarak katıldım. Eylemleri bir gazeteci olarak izledim. Geçen duruşmada yaptığım savunmam eksik olarak tutanaklarda yer aldı. Özellikle açık tanık Ümit Akbıyık’ı tanımıyorum. Gazeteci olarak çok sayıda insanla muhatap oluyorum. O kişi beni gazeteci olarak tanıyor. Benim onunla hiçbir bağlantım ve diyaloğum yok. Bu kişi iki yıl boyunca sürekli HDP’ye gittiğimi söylemiş. 2018 ve 2019 yıllarında seçimler vardı. O süreçte 200 gün devam eden açlık grevleri vardı. Yine o dönem kayyımlar atanmıştı. Bu nedenle her gün HDP’de basın açıklamaları oluyordu ve ben de bir gazeteci olarak takip ediyordum. Polisler 24 saat o bina önünde kayıt yapıyor. Benim gazeteci olarak oraya gittiğimi herkes biliyor. Ben oraya gizliden giden bir insan değilim” dedi. 

‘GAZETECİLER TOPLUMUN SESİ OLMAK ZORUNDADIR’

2008 ila 2013 arasında üniversitede gazetecilik bölümünü okuduğunu belirten Oruç, “2013 yılından sonra aktif bir şekilde gazetecilik yaptım. Gazetecilik toplumun sesidir ve biz halkın sesi oluyoruz. Ben yıllardır gazetecilik yapıyorum ve birçok kent gezdim. Yüzlerce haber yaptım ve tüm haberlerim çalıştığım ajansta çıktı. Gazetecilik hayatım boyunca her alanda haber yaptım ama iddianameye 20 haber koyulmuş. Bir haber sizi rahatsız edebilir ama gazeteciler toplumun sesi olmak zorundadır. Burada gazetecilik yargılanıyor ve gazetecilik suç değil. Ben Kürt bir gazeteci olduğum için şuan cezaevindeyim. Siyasetçilerle yaptığım haberler bile suç olarak iddianameye konulmuş” diyerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu. 

TAHLİYE KARARI

Avukatı Resul Temur’un savunmasının ardında kısa bir ara veren mahkeme heyeti, ara sonrası açıkladığı kararında adli kontrol şartı ile Oruç’un tahliyesine karar vererek, bir sonraki duruşmayı 6 Şubat 2024’e erteledi. 

Gazeteci Arslan’a beraat ve tahliye

AMED - MA’nın tutuklu muhabiri Fırat Can Arslan, hakkında beraat kararı verilerek, tahliye edildi. 

Mezopotamya Ajansı (MA) Ankara muhabiri Fırat Can Arslan'ın 16 gazetecinin tutuklandığı dosyada görev alan soruşturma savcısı ve eşinin tayinin çıktığını paylaşması nedeniyle "kamu görevlisini görevinden dolayı hedef göstermek” iddiasıyla tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Arslan, tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Avukatı Şevin Kaya da Aslan’a eşlik etti. Duruşma salonunda ise avukatlar Resul Temur ve Çiğdem Kozan hazır bulundu. Duruşmayı, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile MLSA temsilcileri izledi.

Gazeteci Arslan ve avukatlarının savunması ardından iddia makamı, ceza ve tutukluluğun devamını istedi. Mahkeme, beraat ve tahliye kararı verdi.

Editör: Hamza Özkan