<br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <strong>ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;</strong> Yılmaz Erdoğan’ın kurnaz bir tüccarı canlandırdığı oyun,<span style="text-transform: initial;"> </span><span style="text-transform: initial;">her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında trajedilerini okuduğumuz insanları konu alır.</span><br /> <br /> Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği, başrollerini Demet Akbağ ve Altan Erkekli ile paylaştığı "Bana Bir Şeyhler Oluyor" adlı trajikomik oyun, İlk kez 21 Aralık 2002 tarihinde sahnelenen oyun, 3-4 ve 5 Aralık'ta son kez izleyicilerle buluştu. Hem BKM Sahnesi'nde hem de Türkiye'nin çeşitli illerinde 250 kez sahnelenen oyun ödülleri de sildi süpürdü. Altan Erkekli'yle Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde En İyi Erkek Komedi Oyuncusu ödülünü kazandırırken; 2002-2003 İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri'nde Yılmaz Erdoğan, en iyi oyun yazarı seçildi. Magazin Gazetecileri Derneği de 11'inci Altın Objektif Ödülleri'nde de Bana Bir Şeyhler Oluyor'a Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü'nü verdi<br /> <div class="content-header"><br /> <h2>Bana Bir şeyhler Oluyor Film Konusu</h2><br /> </div><br /> <p class="">"Anlatacaklarım var! Vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için... Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat istemeden anlat... Çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! Sen anlat dedi... Sen sade anlat! Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat...”Bu sözler Hilmi Duran’a ait. Kendisi Yılmaz Erdoğan’ın kalem aldığı, “Bana Bir Şeyhler Oluyor” adlı oyunun esas adamı. Her gün televizyonlarda hikayelerini seyrettiğimiz, gazetelerin üçüncü sayfalarında karşımıza çıkan insanlardan biri o. Ve anlatacak traji-komik bir hikayesi var.</p>