İSTANBUL - MLSA’nın yıllık raporuna göre, 1 yılda en az 318 gazeteci yargırlanırken, MLSA Dava Takip Proje Koordinatörü Mümtaz Murat Kök, gazeteciliğin terörizmle ilişkilendirilme pratiğinin değişmediğini söyledi. 

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) “299 yıl, 2 ay, 24 gün: Türkiye’de ifade özgürlüğünün bir yıllık bedeli” başlıklı Türkiye’de ifade özgürlüğü ihlal ve gelişmelere dair yıllık raporu yayınlandı.

MLSA’nın Norveç Kraliyeti Dışişleri Bakanlığı ve Özgürlük için Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Ofisi (FNF) desteği ile 1 Eylül 2021- 20 Temmuz 2022 tarihleri arasında takip ettiği 23 farklı şehirde görülen 210 davanın 446 celsesini kapsayan verilere göre, takip edilen dosyalar arasında karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildi. Öte yandan 1 yılda 318 gazeteci hakim karşısına çıktı.

MLSA Dava Takip Proje Koordinatörü Mümtaz Murat Kök, rapor ve son bir yıla ilişkin değerlendirmesinde Türkiye’de basın özgürlüğü üzerinde artık “Başka cezalandırma yöntemleri olduğunu” belirterek şöyle konuştu: “Bu dönemde ulaşabildiğimiz 23 farklı ilde haberimizin olduğu 210 ifade özgürlüğü davasını takip ettik. Durumu kısaca özetlemek gerekirse iyiye giden hiçbir şey yok. Cezaevindeki gazeteci sayısı gibi kriterler üzerinden Türkiye'de basın özgürlüğü değerlendirmesi yapıldığında karnede gelişme var gibi gözükebilir fakat görüyoruz ki artık başka cezalandırma yöntemleri var ki bunların başında da davalar geliyor. Sadece 1 yılda 318 gazetecinin hakim karşısına çıkması aslında bu pratiğin en önemli kanıtı olarak önümüze çıkıyor. Meslek tanımı icabı ‘haber kovalamak’ zorunda olan 318 gazeteciyi bundan alıkoyarak duruşma bekletmek bir gazeteci için cezadan başka bir şey değildir.”

GAZETECİYE ‘SÖZDE MUHABİR’ DİYEN SAVCI

“Vehametinden ne yazık ki bir şey kaybetmeyen ve değişmeyen bir gerçek var ki o da gazeteciliğin terörizmle ilişkilendirilmesi pratiği” diyen Kök şöyle devam etti: “143 gazeteci ‘örgüt propagandası’, 132 gazeteci ise 5 ayda 25 gazetecinin tutuklanmasına gerekçe gösterilen ‘örgüt üyeliği’ suçlaması ile yargılandı. Bir iddianamede MA muhabirine ‘sözde muhabir’ diyecek kadar ileri giden iddia makamları, istikrarlı bu suçlamalara ekseriyetle yazılan haberleri, haberlerdeki dili, kazılıp çıkarılmış sosyal medya paylaşımlarını delil olarak gösterdiler.”

“Tabii ki bu eğilim, raporun en önemli sonuçlarından birisini bir kez daha doğruluyor o da AİHM kararları dikkate alınmıyor” diye hatırlatan Kök, “Hatta bu eğilim o kadar vahim durumdaki propaganda davalarında mahkemeler, bizzat kanun koyucunun TMK 7/2'ye eklediği cümleyi dahi dikkate almadan cezalar veriyorlar” diye konuştu.

Kök, “Tüm bunları ‘Dezenformasyon Yasası’, gazetecilere dönük arka arkaya gerçekleştirilen kitlesel tutuklamalar ve yaklaşan seçimler ile birlikte düşünürsek ne bizim ne de gazetecilerin adliyelerdeki mesaisi azalacakmış gibi gözükmüyor” dedi.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DAVALARINDA HAPİS CEZALARI ARTTI

Rapora dair

* 62 davada 143 gazeteci “terör” suçlamasıyla yargılandı.

* 44 “örgüt üyeliği” davasının 38’inde gazeteciler yargılandı, 132 gazeteciye bu suçlama yöneltildi.

* 18’i gazeteci olmak üzere 34 kişiye toplam 29 dosyada “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması yöneltildi.

* Bir yılda 800 kişi, hangi bir izne tabi olmaksızın düzenlenmesi garanti alınan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları için “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Aralarında Cumartesi Annesi/İnsanları’nın da olduğu 328 aktivist bu suçlama ile yargılanırken 285 öğrenci, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamaları üzerine başlayan protestolara açılan 9 farklı davada bu suçlama ile hakim karşısına çıktı.

* İzleme döneminde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildi.

* Dava izleme döneminde karara bağlanan 51 davada yargılanan 226 kişi kendilerine yöneltilen suçlamalardan beraat etti.

* Elif Akgül - Gazeteci

Editör: Haber Merkezi