MERHABA; BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
İstanbul Kasımpaşa doğumluyum. Annem Köstence, babam Atina doğumlu.
Annemin babası Kırım tatarı. Babaannem Malatyalı Kürt. Kürt ve Tatarım.
Marmara Güzel Sanatlar Fakültesini bitirdim. Arkadaşlarımın çoğu serbest çalışmayı
yeğledi ben ticaret yapamayacağımı biliyordum. 1984 yılında Teknik Öğretmen
oldum 7 yıl çalıştıktan sonra 1991 yılında Yeni Zelanda’ya gittim. İngilizce öğrendim
ve Toplum rehberliği sertifikası, Steiner Eğitimi Diploması ve Okul öncesi eğitim
diploması aldım. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuk, genç ve yaşlıların kaldığı Steiner
Felsefesinde biodinamik tarımın yapıldığı komün köylerde yaşadım. Yeni Zelanda
Nükleersiz ve zorunlu askerliğin olmadığı bir ülkedir.
2011 de Roboski Katliamından bir gün sonra annem beyin kanaması geçiriyor ve bir
hafta sonra aramızdan ayrılıyor. Onun üzerine 2012 Şubat’ında Türkiye’ye geri
geldim. 1 Eylül Dünya Barış günü Roboski’den Ankara’ya kadar yapılan Halil
Savda’nın başlattığı Barış yürüyüşüne katıldım. 1300 km’lik yürüyüş sonrası 5-6
arkadaş Roboski’yi ve aileleri ziyaret ettik. Ben Yeni Zelanda’dan geldikten sonra
kendime yaşayacak köy bakıyordum. Aileleri tanıdıktan sonra Roboski ’de yaşamaya
karar verdim ve yol arkadaşım Yannis Vasilis Yaylalı ile birlikte 5 Aralık 2012 de
Roboski’ ye aileleri desteklemek, acılarına bir damla da olsa da hafifletmek için
yerleştik. Biz doğal bir şekilde Roboski ‘de Barış aktivisti olduk. Roboski’yi her gün
Dünyaya duyurmaya çalıştık. Roboski ‘de askeri yargı istemiyoruz imza
kampanyasını 1 Eylül 2013’te başlattık. İmza föylerini o zamanın Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’e gönderdik. Şengal Katliamı sürecinde Şengalliler Roboski’den sınırı
geçerek Türkiye’ye sığındılar, Kobane süreci ve özyönetim süreçleri sonrası Çözüm
süreci sonlandı ve ülkede birçok kişi tutuklanmaya başladı ve davalar açılmaya
başlandı. Ben ve Yannis Vasilis Yaylalı’da bu süreçten payımıza düşeni aldık. 2016
25 Aralık’ta Roboski Katliamı 5 Yıl dönümü öncesi Roboski ‘de gözaltına alındık.
Ülkedeki sürece paralel olarak davalarımız arttı ve Yannis Vasilis 22 Nisan 2017 de
tutuklandı ve hala tutuklu bende 2017 24 Ekim’de tutuklandım ve Antalya Döşemealtı
hapishanesinde 4,5 ay tutuklu kaldım. Davalar halen devam ediyor. Bu topraklarda
Barış istemek suç ve Barış aktivisti olmak bir o kadar suç!
NEDEN SİYASET?
HDP Kurulduğundan beri oy verdiğim partidir. Her farklılığın, Kültürün, rengin LGBTİ
lilerin kendini bulduğu partidir. Barışın ve Umudun partisidir. Siyasi yaşamı günlük
yaşamdan ayırmak olanaksız. Anti militaristim, Vicdani ret derneği, İHD üyesiyim,
çevreciyim, LGBTİ’ lilerin haklarını ve Her varlığın yaşam hakkını destekliyorum.
İnandıklarımı yaşamıma uygulamaya çalışıyorum. Roboski ‘de yaşamak ve son 6 yıl
bana yüzlerce kitaptan öğreneceklerimi aktardı bana. Her şeye rağmen yine Roboski
’ye gider yaşardım. Bölge halkına sevgi ve selamlarımı gönderiyorum bize gönüllerini
açtıkları için.
90’lı yılları yaşamadım diyordum ve son altı yıl 12 Eylül’den de fazlasını yaşattı
bizlere. Siyasi geçmişim yaşama katılmam anlamında algılıyorum ve bu Roboski ‘ye
yerleştikten sonra en üst düzeye çıktı. Kadın olarak ta her yıl katledilen yüzlerce
kadın adına, Doğa katliamlarına, Militarizme ayrılan bütçeye, silahlanmaya, faili
meçhullere, son yıllarda yaşanan şiddete, haksızlıklara karşı çıkmak için HDP ye
katıldım. Bir Barış aktivisti olarak HDP Barış Partisidir diyorum.
CUMHURBAŞKAN ADAYINIZ SAYIN DEMİRTAŞ, BİLEŞEN
PARTİLERİNİZİN EŞ GENEL BAŞKANLARIN, DAHİ TUTUKLANDIĞI BİR
DÖNEMDE MİLLETVEKİLLERİ OLARAK NE KADAR ETKİLİ
OLABİLRSİNİZ?
Bu süreçte hepimiz sorumluyuz ve 24 Haziran’a kadar sıkı bir şekilde çalışmalıyız.
Sevgili Selahattin Demirtaş “Demirtaş sadece benim soyadım değil, herkes Demirtaş
“diyor. Herkes bu sorumlulukla hareket ediyor gözlemlediğim kadar. Her şeye
rağmen sistemin HDP’yi tasfiye etme çabaları boşa çıktı. Her HDP li de bunun
bilincinde.
SİYASİ SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
HDP Tek adam iktidarına son verecek bir parti bu bilindiği için HDP ye olan baskılar
son yıllarda şiddetini arttırdı. Korku imparatorluğu yaratılmak isteniyor. Bizler ne
olursa olsun mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. İktidarın saldırıları son yıllarda
Ortadoğu’da olan siyasal gelişmeler savaşlar paralelinde arttı. Dünyada her şey
birbiri ile bağlantılı. Dışarıda olan başarısızlıkları ülkede muhalefetin her kesimine
saldırarak akıl almaz oyunlar ile ört bas edilmeye çalışılıyor. İnsanlığın
kazanacağına inanıyorum ve bu insanlığa, doğaya, güzelliğe inananların birleşmesi
ile gerçekleşecektir.
AKP BU SEÇİMDE GİDER Mİ?
Seçim süreci, çalışmalar bildiğimiz gibi eşit şartlarda gitmiyor. Seçim stantlarımızın
müziğinden, halaylardan rahatsız olanlarda var. Çok dikkatli olmamız gereken bir
süreçteyiz. Gazetelerde, televizyonda HDP’ yi ve Cumhurbaşkanı adayımız
Selahattin Demirtaş’ı anlatan haberler görmüyoruz. Hepimiz çevremize HDP’yi,
anlatmalı her bireye ulaşabilmeliyiz. Ne kadar çok kişiye anlatabilirsek 24 Haziran
seçimlerinde başarıya ulaşırız. Geleceğimizi olumlu değiştirmek isteyen herkes
sisteme karşı oy kullanırsa AKP gidecektir.
24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE ANTALYA’DE İDDİALI MISINIZ?
24 Haziran seçimlerinde Antalya’dan iki milletvekili çıkartmak ve TBMM sine
göndermek istiyoruz. Bunu Antalya’daki halklar ile birlikte yapacağız.
ANTALYA HALKLARA BİR ÇAĞRINIZ VAR MI?
Antalya’ya 1984 yılından beri gelirim. 2017 Haziran’ında Roboski’den ayrıldıktan
sonra Antalya’ya yerleştim. Antalya yerli halkın dışında birçok renkli kültür mozaiği
ve farklı halklardan oluşan bir yapısı vardır. Özellikle zorunlu 90’lı yıllarda zorunlu
göçe maruz kalmış halklar nüfusun büyük bir bölümünü oluşturur. İklim uygun
olduğu için her mevsim sezonluk işçiler, emekçiler Antalya’yı kendilerine mekân
edinir. Tüm farklılıklara sesleniyorum oylarını HDP’de birleştirsinler ve gelir
eşitsizliğine adaletsizliklere birlikte son verelim. Bir oy Cumhur Başkanı adayımız
Selahattin Demirtaş’a bir oy HDP’ye.
SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?
Emeğiniz ve desteğiniz için teşekkürler ediyorum.
Editör: Haber Merkezi
