İSTANBUL- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut Gazeteci Hamza ÖZKAN’ a Türkiye’deki mevcut siyasi atmosfer, Eş Başkanlık ve İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "İstanbul sözleşmesini uygulamak kadınların korunmasını yönünde başlı başına büyük bir çalışmadır. İspanya’da sözleşmenin öngördüğü yöntemleri kullanarak son 10 yılda nerdeyse toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti %50 oranında azaltmayı başardı. Bu sözleşme kadını sadece şiddete karşı korumuyor aynı zamanda toplumsal cinsiyet temelli bir hayatın örülmesini de öngörüyor. Bu durumda erkek iktidarın hiç işine gelmiyor bu yüzden sözleşemeye karşı savaş açmış durumda. Biz HDP kadın meclisi olarak İstanbul sözleşmesinin uygulanmasını esas alıp gündemimizde sürekli tutuyor ve çalışmalarımızda öncelik veriyoruz" dedi. Bulut’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle;



ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Elif Bulut ’u herkes HDP İstanbul İl Eş Başkanı olarak tanıyor ama biz, bir de sizden dinlemek istiyoruz. Elif Bulut kimdir, hayata nasıl bakıyor, kendisini hayatın neresinde görüyor?

BULUT- Her kadın gibi ben de eşitsiz bir toplumda olmanın farkında olarak büyüdüm. Kadın olarak doğduğunuzda zaten zor olan bir hayatta daha fazla mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz bu yüzden önce kadın mücadelesi vermek fikrini önceledim. Babam öğretmen olduğu için çok değişik şehirlerde, köylerde yaşadık bu yüzden Türkiye’nin her tarafını görme ve tanıma fırsatı buldum. Bu deneyimlerde içinde yaşadığımız toplumdaki tüm eşitsiz, antidemokratik, baskıcı, halkları hiçleştiren yapısını birebir yaşamamı ve görmemi sağladı. Bütün bunları görünce de değiştirmek için mücadele etmekte kaçınılmaz oluyor.  Haklı olmanın verdiği bir güçle kendimi demokratik örgütlü bir hak arama çabası içinde bir parça olarak görüyorum.

 

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Başkanlık veya Parlamenter sistemi ile partinizin savunduğu ve pratikleştirdiği Eş Başkanlık arasındaki fark nedir?

BULUT- Başkanlık binlerce yılın getirdiği bir erkek egemen zihniyetin vücut bulduğu bir anlayışla olgunlaşmış bir sistem. Kadınların elde etmesi zor ya da ulaşmak için eril yönetme anlayışını sizin de yapmanızı dayatan, kadınların yönetim mekanizmasında yer almasını zorlaştıran, önünü tıkayan bir sistem. Erkeklerle kadınların eşit bir hayat sürmediği bu dünyada eşit haklara ve olanaklara sahip olabilmek için yöntemleri kadınlar lehine geliştirmek zorundayız. Eş başkanlık sistemi böyle doğdu. Böylece kadınlar yönetim mekanizmasına zorunlu olarak ortak olmaya başladılar. Kadın yöneticilerin olduğu yerlerde kadın politikaları geliştiriliyor, kadınlar daha çok yer almaya başlıyor. Siyaset ya da yönetim erkek anlayıştan çıkmaya başlıyor.



 

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- 1 Eylül öncesinden halkla, STK ve kanaat önderleriyle toplantılar yaptınız. Çıkan eleştiri, özeleştiri ve öneriler nelerdir? Önümüzdeki süreçte hangi çalışmalarınız olacak?

BULUT- Sürece birlikte cevap olmak en temel konulardan biriydi. Ancak demokratik ittifakla bu faşizan anlayışa karşı koyabileceğimizi vurguladık. AKP-MHP bloğunun gündemi yönetmesi bizlerinde o politik gündemin etrafında hat oluşturması eleştirildi. Kendilerinin de üzerlerine düşen görevleri yeterince yapamadıkları da özeleştirileriydi. Barışı birlikte inşa etmek bu konuda hep birlikte ne yapılması gerekiyorsa yapmak konusunda herkes hem fikir. Son olarak açıklamış olduğumuz Barış Deklarasyonu’muz sonrası da bazı ziyaretlerimizde yeni fikirler gelişti. Önümüzdeki günlerde ortak daha çok iş örgütlemek ve birlikte olmak konusunda çalışmalar yapacağız. Barışı toplumsal olarak birlikte örgütlemenin yol ve yöntemlerini arayacağız.

 

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Türkiye genelindeki hemen hemen tüm belediye Eş başkanları ve Başkan adayları en çok cinsiyet eşitliğinden söz etmekteler. Anayasada da eşitlik ilkesi esasken neden Belediyelerde %80’nin üzerinde erkek çalışmaktadır. Sizce bu bir çelişki değil mi?

BULUT- Hayatın en temel çelişkisi bu zaten kadınlar olarak buna karşı mücadele ediyoruz. Ancak bir günde değiştiremiyorsunuz. Eğitimden, ekonomik olanaklara geleneksel aile yapısına kadar her şey ağırlıklı erkek lehine işletiliyor. Bu yüzden erkekler daha kolay iş olanaklarına kavuşuyor. Belediyelerde ise işe alımlar geçmiş dönemde erkek ağırlıklı ve öncelikli olmuş. Bizim belediyelerimizde cinsiyet eşitlikçi bir anlayışla çalıştığımız için işe alımlarda bir denge kuruyoruz yer yer kadın öncelikli alımlar yapıyoruz. Ancak bildiğiniz gibi bu anlayışın yerleşmemesi için kayyumlar atanıyor; kadın lehine ne yaptıysak ilk onlar hedef alınıyor kadın kurumlarımız kapatılıyor. Erkek egemen anlayışın ve tarzın kırılması için bizlerin mücadelesinin sonuç almasına bağlı. Tabi bu sonuçta ilk önce faşist blokun yıkılmasıyla alınacaktır.



ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Son zamanlarda Kadın cinayetlerinin artmasının nedeni siyasi partilerin payı var mı sizce? Partinizin İstanbul sözleşesine ilişkin çalışmaları bulunmaktadır. Sizin konudaki çalışmalarınız nelerdir?

BULUT- Elbette iktidarların payı çok yüksek. Kadın cinayetleri ya da kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz hepsinin önlenmesi konusunda ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu çok yüksek. Erkek akıl mevcut iktidardan güç alıyor. Ne de olsa korunacağını biliyor, adil bir yargılama değil kendi lehine kadar çıkacağını görüyor bu da cesaretlendiren bir durum oluyor. Ayrıca sürekli kadınların konumu, evlilik yaşı, giyimleri, yaşam tarzları ile ilgili konuşan bir erkek güruhu var ve bunlar kadın aleyhine bir yaşam örmeye iktidarın kendi makbul kadın anlayışını yerleştirmeye çalışıyorlar. Bu anlayıştan cesaret alan erkekler içindeki egemen, eril şiddet anlayışını deşifre etmiş durumdalar; bu da mevcut durumu daha da kötüleştirip erkek şiddetini iyice artıyor. Oysa devlet kanunlarla, kurumlarla kadını korumak zorunda zaten mevcut yasaları işletseler bile çok büyük bir önleyici güç olacaklar ama bunun yerine iktidar mevcut kadını koruyan kanunlara ve kazanımlarımıza göz dikerek bizleri iyice savunmasız bırakmaya çalışıyor.

İstanbul sözleşmesini uygulamak kadınların korunmasını yönünde başlı başına büyük bir çalışmadır. İspanya’da sözleşmenin öngördüğü yöntemleri kullanarak son 10 yılda nerdeyse toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti %50 oranında azaltmayı başardı. Bu sözleşme kadını sadece şiddete karşı korumuyor aynı zamanda toplumsal cinsiyet temelli bir hayatın örülmesini de öngörüyor. Bu durumda erkek iktidarın hiç işine gelmiyor bu yüzden sözleşemeye karşı savaş açmış durumda. Biz HDP kadın meclisi olarak İstanbul sözleşmesinin uygulanmasını esas alıp gündemimizde sürekli tutuyor ve çalışmalarımızda öncelik veriyoruz. Kendi örgütsel faaliyetlerimizden, kampanyalara kadar İstanbul sözleşmesini anlatıyor ve çalışmalar yürütüyoruz. Hem özgün olarak hem de kadın örgütleriyle beraber uzun bir süredir sözleşme için sokaklardayız. Sözleşmenin korunması için eylem ve etkinlikler yapıyoruz. Bilgilendirmek için hazırlanan broşürleri sokaklarda, pazarlarda meydanlarda evlerde dağıtıyoruz. Her ilçe binamızın görünen yerlerinde sözleşmeyle ilgili dev pankartlar astık ve halen kaldırmıyoruz.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Zaman ayırıp, sorularımıza yanıt verdiğiniz için Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ediyoruz…