VAN- HDP Haklar ve İnançlar Komisyonu tarafından düzenlenen panelinde konuşan İnsan Hakları Aktivisti Fatma Bostan, “İnsan haklarının tanınmadığı bir sistem aslında istibdattır ve adalete de karşıdır. İnsan hakları bizim için hava, su kadar önemlidir” dedi. MA'nın haberine göre; Hakların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Van’da “İslam'da Hak ve Adalet” paneli düzenlendi. Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda düzenlenen panelin moderatörlüğünü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Gülderen Varlı yaparken, konuşmacı olarak ise İnsan Hakları Aktivisti Fatma Bostan Ünsal, İlahiyatçı Prof. Dr. Nurettin Turgay ve İnsan Hakları Aktivisti Zahit Mutlu katıldı. ‘ADALET BÜTÜN İNSANLIK İÇİN LAZIM’ Salonun dolduğu panelde ilk olarak konuşan İnsan Hakları Aktivisti Zahit Mutlu, mevcut iktidarın dini manipüle ederek, bir araç olarak kullandığını söyledi. Adaletin herkes için olması gerektiğini ifade eden Mutlu, adaletin olmadığı yerde hak ve hukukun da olmayacağını ifade etti. Mutlu, "Mevcut hükümet, dini insanlarımız üzerinde bir araç olarak kullanmaları karşısında hakikati bir ölçüde ortaya koymak amacıyla buradayız. Müslümanlıkta adalet deyince burada biraz düşünmemiz lazım. Pakistanlı Filozof Muhammet İkbal, esasen ‘İslamiyet’i Müslümanlardan kurtarmamız lazım’ diyor. İslamiyet’i farklı Müslümanlığı farklı bir şekilde değerlendirmemiz lazım. Müslüman ülkelere baktığımızda adaletle ne ölçüde yönetildiklerini, dünya ve Türkiye üzerinde görüyoruz. Müslümanların neden Müslümanlardan kaçtıklarını düşünmemiz lazım. Avrupa’dan Müslüman ülkelere neden kimse kaçmıyor. Adaleti sadece Müslümanlar için aramamak lazım. Adalet bütün insanlık için olması gereken bir meseledir. Adaletin olmadığı yerde ahlaktan, vidandan, hukuktan bahsedemeyiz” diye konuştu. ‘EN TEMEL ÖNCELİK ADALETTİR’ Daha sonra konuşan İnsan Hakları Aktivisti Fatma Bostan da her toplumda kurumların birinci öncelliğinin adalet olduğunu hatırlattı. İnsan haklarının sürekli hatırlamak gerektiğinin altını çizen Bostan, “Adaletin nasıl tesis edilmesi gerektiği sorusunu sorduğumuzda ilk olarak insan haklarına bakmak gerekiyor. İnsan haklarının tanınmadığı bir sistem aslında istibdattır ve adalete de karşıdır. İnsan hakları bizim için hava, su kadar önemlidir. Bunun idrakinde olmazsak adaleti toplumsal hayatımızda gerçekleştiremeyiz. Bütün İslam ülkelerine baktığımızda bunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Bugün ‘Müslümanız’ diyen Taliban yönetiminden insanlar kaçıyor. Adaleti sağlamadığımız için insanlar kaçıyor. İnsanların başına gelecek en büyük felaket, insan haklarının ya bilinmemesi ya da ihmal edilmesidir. İnsan haklarını sürekli hatırlamamız gerekiyor. İslam’dan ne kadar uzaklaştığımızın bir diğer örneği Êzidilere yönelik uygulamalardır. Kendisine ‘Müslüman’ diyen bir gurubun uygulamaları aklımıza geliyor. Gözlerimizin önünde İŞİD, Êzidi kadınlarını köle olarak sattı ama İslam dünyası, buna dönük hiçbir şey söylemedi. Diyanet gibi kurumlar bir söz edemedi” diye konuştu. ‘BİR YERDE BARIŞ YOKSA ORADA İSLAM YOKTUR’ Son olarak söz alan İlahiyatçı Prof. Dr. Nurettin Turgay ise, bir yerde barış ve güven yoksa orada İslam’ın olmayacağını söyledi. İnsanı her türlü kötülükten kurtaracak olan iki şeyin Kur’an-ı Kerim ve sünnet olduğunu belirten Turgay, “Kur’an akıl ve mantığa aykırı bir şeyi haber vermemiştir. Kur’an, insanları bilime ve aklı kullanmaya teşvik etmektedir. Benim kanaatime göre, bizim problemimiz Kur’an-ı anlamamaktan kaynaklanıyor. Batı ülkeleri birçok konuda Kur’an’dan yararlanmıştır. Onlar Kur’an’ı bizden daha iyi araştırıyorlar. Ben gerçekleri söylerken çok yargılandım. Yargılamalarım devam ediyor. ‘Neden falan yerde bunu konuştun’ diyorlar. Konuştuğum yer önemli değil, konuştuğum şey önemlidir. Her yere gidip Kur’an-ı ve sünneti anlatıyorum. Bir yerde barış ve güven yoksa İslam yoktur. İslam dünyası da barış ve güven içinde değil; kan gölü içindedir. Çünkü burada Kur’an ve sünnet ölçü değil. İnsan vücudu nasıl susuz yaşamıyorsa toplum da, insanlık da adaletsiz yaşayamaz” dedi. Konuşmaların ardından panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.