Şehriban Aslan

DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır eski İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen’in 11 yıl 1 ay hapis cezasını istinaf, 7 buçuk yıla indirdi. Mahkeme, gerekçeli kararında, “İşlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde hataya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edildiği” ifadelerine yer verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır eski İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen'in, 2012'de Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Başkanı olduğu dönemde, sendikanın düzenlediği eylem ve etkinliklere katılmak ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) delegesi olmak gerekçesiyle hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla dava açılmıştı. 14 Nisan’da Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Hülya’ya mahkeme, "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 11 yıl 1 ay hapis cezası verilmişti.

Karar bir üst mahkemeye taşınacak

Hülya’nın avukatı Şeyhmus Bayhan, verilen 11 yıl 1 ay hapis cezası kararına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazı kabul eden Diyarbakır 9’uncu Ceza Dairesi Hülya’ya verilen cezayı 7 buçuk yıla indirdi. Avukat Şeyhmus Bayhan, verilen bu kararı da kabul etmeyeceklerini ve bir üst mahkemeye taşıyacaklarını söyledi. 

Mahkeme verdiği gerekçeli kararda dosyada delil olarak; Hülya’nın savunması, delil toplamaya yönelik mahkeme kararları, ele geçen dokümanlar-dijital veriler, kolluk tutanak ve raporları, açık kaynak araştırmaları, DTK konuşma kayıtları, eylem etkinlik kayıtları, görüntü tespit tutanakları, olay tutanakları ve fotoğraflar, ATK raporu, nüfus ve sabıka kaydının yer aldığı kaydedildi.

Mahkemenin Hülya’ya ilişkin verdiği gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:

“DTK genel kurul delegesi olarak faaliyet yürüttüğü, teknik ve fiziki takip neticesinde elde edilen görüntü ve tapelere göre de DTK'nin faaliyetleri kapsamında toplantılara katılıp, bu toplantılarda moderatörlük yaptı. Ayrıca bir kısmı silahlı örgütün talimat ve çağrıları ile düzenlendiği anlaşılan izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldığı tespit edilen sanığın eylemlerindeki çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluğa göre atılı suçun sübutu ve sanığın silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve suçun işleniş şekli, tehlikenin ağırlığı, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın örgütsel yapı içerisindeki konumu ve faaliyetleri ile etkinliği gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması yönündeki ilk derece mahkemesinin kabulünün usul ve yasaya uygun olduğu Dairemizce de kabul edilmiş…

Hataya düşüldü

Anayasa’nın 138/1’inci maddesi hükmü, TCK'nın 61’inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1’inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulunduruldu. İşlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde hataya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edildiği…

Olumsuz davranışına rastlanılmadı

Takdiri indirim nedeni olarak sanığın geçmişi, yaşı, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken; sanığın savunmasının ilk derece mahkemesinde hükmü veren heyet tarafından alınmadığı görüldü. Önceki aşamalarda da olumsuz kişiliğine yahut davranışına dair dosyaya yansıyan bir tespit bulunmadığı gibi geçmişte de sabıkası olmayan sanık hakkında yerinde olmayan ve dosya kapsamına uymayan gerekçe ile TCK’nin 62’inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği değerlendirilmiş olup duruşmalı olarak yapılan yargılama neticesinde 7 buçuk yıl hüküm kurulmuştur.”

Editör: Haber Merkezi