İSTANBUL - Kobanê Davası'nda tek bir somut delil olmadığını belirten avukat Ramazan Demir, davanın son 5 yıllık sürecin finali olduğunu ve bu davayla HDP'nin siyaset yapmasının engellendiğini söyledi. 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları sonrası 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin aralarında bulunduğu siyasetçiler hakkında açılan davanın 5'inci duruşması görülecek. 

SOMUT DELİLİ YOK

Davayı değerlendiren HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir, HDP'lilerin Kobanê eylemlerinde yaşanan ölümlerin sorumlusu gibi gösterilmeye çalışıldığını belirterek, “Eğer bir suçlama varsa, yasaya göre somut delil aranır. Ortada hiçbir somut delil yok. Akıl, mantıkdışı bir durumdan bahsediyoruz. Bu davada her şey o kadar zıvanadan ve rayından çıktı ki; artık hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorlar. Hiçbir şey olmadan yıllarca insanları cezaevinde tutabiliyorlar” dedi. 

KUMPAS DAVASI

HDP’nin ve Kürt halkının mağdur olduğunu ancak suçun yine onlara yüklendiğini dile getiren Demir, “Geldiğimiz noktada hukuken tartışacak bir durum yok. Hakim ve savcıların tavırlarından anladığımız; hukuki kuralları uygulamaya niyetleri yok. Siyasi bir süreç işliyor. İddianame hazırlandığında ilk olumlu tepki veren MHP oldu. İddianamenin hazırlandığından avukatların haberi yok ancak MHP’li isimler esas numarasına kadar her şeyi sanal medyadan paylaşabiliyor. Bu dosyanın bir kumpas olduğunu müvekkillerimiz defalarca ifade ettiler. Bizler de bunun bir kumpas olduğunu ortaya çıkaracak onlarca dosya, belgeye ulaştık” diye belirtti. 

'HUKUKEN ELİMİZ GÜÇLÜ'

Soruşturmanın açılması ve iddianamenin hazırlanması sürecine de değinen Demir, bu sürecin de AKP ve MHP’nin işaretiyle başladığını belirterek, “Eğer, anayasaya uygun hareket edilse dava bugün düşer. Davaya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları var. Bu kararlar nedeniyle elimiz onlardan hukuken güçlü. AİHM, 5 yılda Kürt siyasetine karşı işlenen suçları çok yerinde bir şekilde ifşa etti. Tek tek hepsini ortaya koydu. Bu açılan ‘Kobanê davası’ da aslında 5 yıl boyunca yaşanan sürecin finali düzeyinde. Bu şekilde HDP siyasetinin engellendiği çok açık.”

ÖLÜ DOĞAN DAVA 

İddianamedeki suçlamalara ilişkin delillere de değinen Demir, AİHM’in bu delillerle hazırlanan davalar hakkında daha önce ihlal kararları verdiğini paylaştı. Bundan dolayı açılan davaya “ölü doğan dava” dediklerinin altını çizen Demir, “AİHM, bu davanın hiç olmaması gerektiğini vurguluyor. Davayı HDP ve bir bütün olarak muhalefeti sindirmeye yönelik görüyor. Cezaevinde tutarak siyasetin dışına itiyor. Ancak bilinmeli ki; kamuoyu ve hukuk önünde bunun hesabı sorulacak. Halk siyasi tercihi kullandığında hesabını soracak. Mesleğine ihanet etmeyen, kanunlara uyan bir düzende hakim ve savcılar bu davayı çöpe atacak” ifadelerinde bulundu. 

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü de ilk duruşmadan itibaren sağlıklı bir yargı mekanizmasının işlenmeyeceğini fark ettiklerini belirterek bu durumun kendilerini şaşırtmadığını ifade etti. Müvekkillerinin açıklamalarından ötürü de suçlandıklarını dile getiren Güngördü, bu suçlamaların ise haber ajanslarında çıkan haberler üzerinden yapıldığını kaydetti. Polis baskısı altında bir yargılama yapıldığına işaret eden Güngördü, "Duruşmalarda, avukatların oturması gereken yerlere polis oturmuştu. Bu duruma dönük itirazımıza mahkeme, ‘ben bir şey yapamam, yetkim değil’ diye yanıt verdi” ifadesinde bulundu.  

UNUTULAN BELGE

Dava sürecine yönelik yargıya ciddi bir müdahale olduğunu söyleyen Güngördü, "İktidarda oturanların söylemleri, demeçleri zaten ortada. Yine bir diğer husus; 2018’de yazılmış ve dosyada unutulduğunu düşündüğümüz bir belge krizi yaşandı. Süreci ve iktidarın müdahalesini detaylı bir şekilde anlatan bir belge. Belgede, ‘HDP MYK üyelerinin soruşturmasını unuttunuz, gelin bunları da dahil edin. İçinde Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve o dönem HDP içinde olmayan kişileri de dahil edin ki kapatmasına dayanak olsun’ diye ifadeler yer alıyordu” diye belirtti. 

'İTİRAZLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ'

Belgeyi mahkemeye sorduklarını ancak hala kendilerine bir geri dönüşün yapılmadığını dile getiren Güngördü, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Davanın kumpas davası olduğunu söylememizin en önemli nedenlerinden bir tanesi de bu dosyada bulunan belgedir. Duruşmada, müvekkillerimiz suçlamalara ilişkin savunmalarını yapmaya devam edecek. Bizler de haksız ve hukuksuz olarak süren tutuklamalarla ilgili hem AİHM kararını, hem de dosya bildirimi şeklinde itirazlarımızı yapacağız.” 

( MA)

Editör: Haber Merkezi