Ahmet Tulgar

Ahmet Tulgar'ın bu haftaki Pazartesi Söyleşisi köşesinde kamuoyunca tanınan kimi yurttaşların yeni yıla dair dilekleri bulunuyor yeniyasamgazetesi1.com/2020-dilekleri

Bu hafta Pazartesi Söyleşisi sayfasına kamuoyunca tanınan kimi yurttaşların yeni yıl dileklerine ayırdım. Umarım, bu güzel dileklerin hiç olmazsa bir kısmı 2020’de gerçek olur. Bu vesileyle Yeni Yaşam gazetesi okurlarının yeni yılını kutlar, ben de ülkemiz ve dünya için barış, özgürlük, demokrasi dilerim:

 Ziya Halis (Siyasetçi, Eski Bakan): Tek dileğim barış, özgürlük, tarafsız ve bağımsız, hukukun evrensel ilke ve değerleri. Sevgiler…




Jülide Kural (Tiyatro Oyuncusu): Yeni yıl dileği bana hep zor gelmiştir, yine de “2020 insan onuruna yaraşır bir dünya için mücadele edebilme cesaretimizin daha da güçleneceği bir yıl olsun”. Barış için… Özgürlük için… Eşitlik için…


Kadir İnanır (Aktör): Bıçak kemiğe dayanmadan yeni yılda BÜYÜK BARIŞ mutlaka gelmelidir. Bu umudu büyütmek dileklerimle, sevgiler…

Şebnem Korur Fincancı (Hekim, İnsan Hakları Savunucusu): 2020, dünyada barış ve yüzyıllar içinde mücadelelerle kazanılmış insanlık değerlerinin yeniden yeşereceği, dünyayı paylaştığımız tüm canlılar için yaşanabilir bir dünyayı mümkün kılacağımız, birbirimize güvenlik endişesi yerine dayanışmayla yaklaşacağımız, adaletle tüm yaralarımızı onaracağımız bir yıl olsun.

Mehmet Bozgeyik (KESK Eş Başkanı): Yeni bir yıla geçmiş yıldan kalan çözülemeyen birçok sorun ile birlikte girmeye hazırlanıyoruz. Kamu emekçilerinin, barış akademisyenlerinin OHAL sürecinde karşı karşıya kaldığı iş güvencesine dönük kapsamlı saldırılar, işten çıkarma uygulamaları devam ettirilmiş, en temel anayasal haklarımızdan olan çalışma hakkı, seyahat özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüklerimiz ortadan kaldırılmış, ülkede bir anayasasızlık süreci egemen hale getirilerek toplumsal muhalefete dönük de çok yoğun baskılar yaşanmıştır. Yine geçtiğimiz yıl iş cinayetleri, kadın cinayetleri artarak devam etmiş, ekonomik kriz süreci de emekçiler açısından giderek artan bir yoksullaşmayı getirmiştir. Ülkede sürdürülen güvenlikçi politikalar, bölgesel çatışmalar emekçilerin yoksullaşmasına, güvencesiz istihdam politikalarının artmasına neden olmuştur. O nedenle 2020’nin yılının emekçiler açısından, halklar açısından demokrasinin barışın egemen olacağı, emeğe, emekçilere dönük saldırıların ortadan kalkacağı bir yıl olmasını dilerim.

Filiz Kerestecioğlu (Hukukçu, Siyasetçi, Milletvekili): Las Tesis dansının ve feminizmin her yere, her köşeye yayıldığı; başta Kürt halkı, tüm halkların taleplerine erişebildiği ve zulmün bittiği; tüm siyasi mahpusların özgür olduğu; emekleri ve ücretleri hakkında emekçilerin karar vereceği; Greta Thunberg’lerin çoğaldığı, tüm gençlerin çata çat her düşüncesini özgürce ifade edebildiği; tamamen yerelden yönetilen, Gültan Kışanak’ın yereller ombudsmanı olduğu; hayvanların ve doğanın haklarına saygılı insanlarla dolu yemyeşil bir dünya yılı diliyorum. Zor mu? Zor evet. Ama o yıl buraya gelecek!

Abdurrahman Kurt (Siyasetçi, Eski Milletvekili): Savaşlar, başlarına dünyalarının yıkıldığı çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve masumlarla dolu bir yılı daha geride bırakırken, denizler insan cesetleri ile biraz daha doldu, Afrika’da çocuklar bir yıl daha açlıktan ve hastalıktan öldü. Daha da kötüsü buna sebep olanlar zerre pişmanlık duymadıkları gibi, hırsları ve kötücüllükleri katlanarak arttı. Dileğim odur ki yeni yıl bir böyle geçmesin, kötülüğün değil, iyiliğin, iyilerin galip olduğu bir yıl olsun…

Nesrin Nas (İktisatçı, Siyasetçi, Eski Milletvekili): 2019 yılı hepimiz için zor bir yıl oldu. Eski yılın son günlerine, Osman Kavala’nın, AİHM’in “derhal tahliye” kararına rağmen tutukluluğunun devamı kararıyla girdik. Üstelik, Ali İsmail Korkmaz cinayetinden hüküm giymiş bir polisi mağdur sıfatıyla davaya müdahil ederek, Türkiye’nin bütünüyle anti-hukuk dönemine geçtiğini dünya aleme ilan ettik. Suriye’de başımız yeterince belada değilmiş, İdlib’te yolun sonuna gelmemiş gibi, iktidarın Yeni Osmanlı olma hayalleri yeniden depreşti ve Libya iç savaşına aktif olarak dahil olma adımlarına hız verdi. Bir yandan İslamcılığın, diğer yandan milliyetçiliğin en pespaye sürümleri sahnede boy göstermeye başladı. Ve tüm bunların üzerine uzun süredir tozlu raflarda bekletilen çılgın proje ‘Kanal İstanbul’ biraz da dış dünyadaki tehlikeli yalnızlığı unutturmak için, o tozlu raflardan indirildi. İşte 2020 yılına ağırlaşan sorunlarımıza rağmen umutla girmemize yol açan da bu oldu. Yılın son günlerinde yüzbinlerce insan, yurttaş olmanın sorumluluğu ve kararlılığıyla yaşadığı kentin tarihi dokusuna, havasına, suyuna, geleceğine sahip çıkmak için, soğuk demeden yağmur demeden itirazını kayda geçirmek amacıyla ilgili kamu birimlerinin önünde dilekçe kuyruğuna girdi. Belki 2020 kolay bir yıl olmayacak, ama bir yandan Demirtaş ve Babacan’ın çoğulcu demokrasi için olabildiğince en geniş toplumsal mutabakat zemininde buluşma çağrıları, diğer yandan Ekrem İmamoğlu’nun açtığı yolda yurttaşlık bilincine sıkı sıkı sarılan milyonların bir araya gelmesiyle yepyeni bir sinerjinin ortaya çıktığı ve korku rejiminin yıkılmaya başladığı, hepimizin umut etmeye yeniden cesaret ettiği bir yıl olacak. Bu vesile ile herkesin yeni yılını kutlar, 2020’nin tüm farklılıklarımızla yan yana bir arada adil, eşitlikçi, özgür bir geleceğin sağlam temellerini atacağımız bir yıl olmasını dilerim.

Tuğrul Eryılmaz (Gazeteci): Sigarayı bırakmak. Doğum günü partimi Kavala, Demirtaş, Gültan Kışanak ve daha niceleriyle kutlamak Cezayir’de. Torunun Asya’nın savaşı sadece kitaplarda okuyarak büyümesi.

Gürbüz Çapan (Hekim, Siyasetçi, Eski Belediye Başkanı): Yurtta barış, cihanda barış sloganını bu kadar isteyeceğimi hiç beklemezdim! Yüzyıl geri gitmişim gibi hissediyorum.

Melda Onur (Aktivist, Eski Milletvekili): Önce çocuklara, yaşlılara, engellilere, kadınlara, lgbti’lere, “farklı” görülüp “ötekileştirilen” herkese ve hayvanlara uygulanan şiddetin son bulmasını istiyorum. Toplumsal ve siyasi şiddetin ülkenin üzerinden kalkmasını, haksız tutsaklıkların sona ermesini, özgürlüğü, hayatın akışının normalleşmesini, huzuru görmek istiyorum. Her kesim için ekonomik ferahlama, kaliteli ve ücretsiz sağlık, laik ve ücretsiz eğitim, ulaşılabilir kültürel ve sosyal etkinlik diliyorum. Ve tüm bunları temin edecek barışı ülkede ve dünyada görmeyi ısrarla istiyorum. Tıpkı ‘Malina’daki gibi 2020’de “insanların siyah ama altın gibi parlayan gözleri olacak; onlar, güzelliği görecekler, pisliklerden arınmış ve tüm yüklerden kurtulmuş olacaklar, havalara yükselecekler, suların dibine inecekler, sıkıntılarını ve ellerinin nasır bağlamış olduğunu unutacaklar. Bir gün gelecek, insanlar özgür olacaklar, bütün insanlar özgür olacaklar, kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. Bu, daha büyük bir özgürlük olacak, ölçüsüz olacak, bütün bir yaşam boyunca sürecek…” 2020’de…

Mücahit Göker (Müzisyen): İnsan ne kadar karamsar olursa olsun, çevre etkileşimi veya ‘usülden olduğu üzere’ gelecek yıla dair güzel umutlar besler ya!… Son 3-4 yıl, hiç de öyle geçmedi ama. ‘Bundan daha kötüsü var mı?’yı beklediğimiz, “yeni yıl”lar oldu. Bu; sadece ben ve benim gibi düşünenler, yaşayanlar için mi geçerliydi!..   Sanmıyorum.  %49-51 oranları sık kullanılsa da 51’in çok üstünde bir çoğunluğun mutsuzluk haliydi bu. Böylesi bir hengamede; ‘daha kötü olacak’ türü cümleler, sık duyulan türdendi. Erk’e yakın durmayan herkes payını belli oranlarda aldı. Şimdiyse, önceki yıllara kıyasla, daha bir iyimserlikle, 2020’yi karşıladığımızı düşünüyorum. (Halen içinde bulunduğumuz karanlığı unutmadan!..) 2020 hoşgele!..

 
Editör: Haber Merkezi