8 Mart Dünya Kadınlar Günü aslında 1857 yılının 8 Mart Günü, ABD' de 120 kadın işçinin sadece haklarını aradıkları için alevlere kurban verilişinin yas günüdür. Eylem yaptıkları için kilitlendikleri fabrikada çıkan yangından kurtulamayan canları anma günüdür. Işıklar içinde huzurla uyusunlar.

Sonraları emekçi kadınlarımızın bu çığlıkları dünya literatürüne "Dünya Kadınlar Günü " olarak geçmiş, sadece emeğinin karşılığını alamayan kadından, şiddete uğrayan kadın, hor görülen kadın, ikinci sınıf görülen kadın, ezilen kadın, formlarındaki hak arayışlarını da kapsayan geniş perspektifin kısaca ; acının kadın formuna girmiş yaşamdaki yerini sorgulayan bir gün olmuştur.

Çocukluğumuzdan beri, dayağın, sövmenin, dövmenin normalmiş gibi empoze edilmeye çalışıldığının farkındayızdır. Bu farkındalığı da ne acıdır ki, topluma mal olmuş sözlerimizde buluruz.

“Kızını dövmeyen dizini döver...”

“Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik bırakma...”

“Pişmiş aştan, dövülmüş kadından zarar gelmez...”

“Nush (söz) ile yola gelmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile

uslanmayanın hakkı kötektir”

“Dövülmeyen kadın, tımarsız ata benzer”...

" Dayak cennetten çıkmadır "

diyerek geldiğimiz nokta yakın zamanda, Aydın' da 23 yaşındaki bir rezilin 92 yaşında bir nineye tecavüz ederek öldürmesini, Çocuğunun gözü önünde Samsun'da başka bir yaratığın boşandığı eşini öldüresiye dövmesi ve " öldürmeye teşebbüsten şu an tutuklanmasını, İnegöl' de bir caminin Gasilhane bölümünde 10 yaşındaki küçük kız çocuğuna cinsel taciz ettiği öne sürülen 45 yaşındaki insanımsının tutuklanarak cezaevine gönderildiği gerçekleridir. Yıllardır duyduğumuz, tanık olduğumuz kadına yönelik uygulanan nice taciz, hak gasbı, istismar ve şiddetin her türlüsünü ; ruhsal, cinsel ve fiziksel olarak normal görmeye, kanıksamaya başlamanın basamağı olarak kabul ediyorum.

Önce şu şiddeti özendiren sözleri yaşamımızdan çıkaralım lütfen. Söylemler eylemi tetikliyor . Eylemler toplumu biçimlendiriyor. Ve böylesi bir toplumda yaşamak, kadın olarak yaşamak

8 Mart Dünya Kadınlar Günüymüş... ! Bu günün gerçekliğine ve çoğu insanın bu günün değerine uygun bir algıyı, bakışı, davranışı, düşünceyi içselleştirip kadına karşı insanî olmayan baskıya son vereceklerine inanmıyorum.

Örümceklerin saltanat kurduğu beyinlerin; inleye inleye yok olması dileğiyle ; bugünün anlam ve önemini kavrayan gerçek insanların ve hak kaybı yaşayan, mağdur olan, aile içinde ve dışında şiddete uğrayan, ancak üretmeye devam eden, çalışan, özgür ruhunu yitirmeyen, bütün kadınlarımızın bu özel gününü kutluyorum.

İnsan olmanın, ana, eş, anne, komşu, arkadaş, işçi, memur, işveren kadın olmanın, emek vermenin ve verdiği emeğin karşılığını alabilmenin kıvancını, haklı gururunu yaşayan kadınlarımızın sonsuza kadar var olmasını diliyorum. <div class= Editör: Haber Merkezi