Demirtaş ve Önder’in yargılama boyunca suçlama konusu yapılan konuşmalarının RTÜK’ten istenmesi talebinin neden reddedildiği daha iyi anlaşılıyor



Sırrı Süreyya Önder, mahkeme heyetine “Keşke merak etseydiniz de gürültüye gelmeseydik” diyordu.

“Merak etseydiniz” dediği şey şu anda 3 yıl 6 ay cezaevinde yatmasına gerekçe gösterilen 3 dakikalık konuşmasıydı.

Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş, 2013 Newroz’unda 17 Mart’ta İstanbul Kazlıçeşme’de yaptıkları konuşma nedeniyle yargılandığı davada kaç kez mahkeme heyetinden söz konusu konuşmalarının dökümünün TRT’den, RTÜK’den getirilmesini istemişti. Ama istekleri hiç kabul edilmedi.

Bunun üzerine Sırrı Süreyya Önder, cezanın verildiği son duruşmada (7 Eylül 2018), konuşmasının aslını RTÜK’ten kendisi istemiş ve mahkeme salonunda dinletmişti.

Konuşmasında iddianamede iddia edildiği gibi ‘PKK’ değil ‘HDK’ diyordu, ‘kabristan’ değil ‘gülistan’ diyordu.

Ama aslında bu mahkeme heyetinin umurunda değildi. Çünkü karar çoktan verilmişti.

Aynı mahkemede Selahattin Demirtaş’ın sorgusunun yetersiz olduğunu söyleyen avukatların talepleri de konuşma metnine ilişkin bilirkişi raporlarının alınması talepleri de reddedilmişti. O gün Demirtaş bunları dile getirirken “Mütalaa 2 gün önce elime geçti. CMK’ya göre en az 7 gün önce tarafıma iletilmeliydi. Madem esas hakkında savunma istiyorsunuz makul süre talep ediyorum” diyordu..

Mahkeme Başkanı, “Yani savunma yapmayacak mısınız? Süre mi istiyorsunuz?” deyince Demirtaş şu karşılığı veriyordu:

“Sanki düşmanmışız gibi bir an önce yargılamayı bitirmek doğru değil. Nedir bu acele?” Mahkemenin öyle acelesi vardı ki Demirtaş’ın sunduğu suçlama konusu olan tarihte yandaş basının tamamındaki barış temalı manşetleri de içeren 150 sayfalık bir dokümanı mahkeme başkanı ’15 dakika’ içinde okuduğunu bile iddia etmişti…

Selahattin Demirtaş’ın avukatlarından Fırat Epözdemir taleplerin reddedilmesi üzerine söz almaya çalışırken de mahkeme başkanı tarafından susturulmuş ve kararı temyiz edebilecekleri söylenmişti.

Yani, mahkeme başkanı daha bitmeyen duruşmada ceza verileceğini baştan bildirmişti.

Nitekim Demirtaş mahkemede “Bu ihsas-ı reydir. Kararı temyiz edeceğimizi nereden biliyorsunuz? Siz zaten dosyayı okumadan karar vermiştiniz ondan şüphem yok. Size ve heyetinize güven itimadım sıfırdır” diyordu.

Ve hepimizin bildiği gibi o gün o mahkemede ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla Selahattin Demirtaş’a 4 yıl 8 ay, Sırrı Süreyya Önder’e de 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi. “Olumsuz tutum” gösterdikleri gerekçesiyle de cezalarda indirim uygulamadı.

Evet, mahkemenin acelesi vardı.

Tıpkı istinaf mahkemesinde olduğu gibi. Karar alelacele onaylandı ve Sırrı Süreyya Önder cezasını çekmek üzere cezaevine girdi. Demirtaş ise zaten cezaevindeydi ve böylece AİHM’in derhal serbest bırakılmalı kararı da uygulanmamış oldu.

Demirtaş da Önder de söylemedikleri sözlerden dolayı mahkûm edildi.

Önder defalarca “İddianamede ‘Kabristanı gülistana döndüreceğiz’ denilen ‘kabristanı kabristana’ döndüreceğiz denilmiş. Nerede ‘HDK’ dediysem ‘HPG’ olarak yazmış. Ben aklımı peynir ekmekle mi yedim?” dedi ama ...

Demirtaş, 2013 yılında büyük bir sevinç dalgası yaratan Çözüm Süreci’ne karşı çıkan Bahçeli’ye söylediği sözler ve Paris’te öldürülen üç Kürt siyasetçi kadını andığı için ceza aldı. Hem de sözleri çarpıtılarak…

Şimdi Demirtaş ve Önder’in yargılama boyunca suçlamaya konu edilen konuşmalarının RTÜK’ten istenmesi talebinin neden reddedildiği daha iyi anlaşılıyor.

‘Gülistan’, ‘Kabristan’ yapılarak barış bir kez daha cezalandırıldı.

(kaynak: Artı Gerçek yazarı Ayşe Yıldırım yazdı: Gülistan’ı ‘Kabristan’a çevirdiler!)

Editör: Haber Merkezi