ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Soğuk hava, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, parlak ışık, yoğun parfüm kokusu, aşırı kafein alımı migreni tetikleyebiliyor

Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'nin haberine göre; Ülkemizde toplumun yüzde 16.4’ünün migren hastalığından mustarip olduğu tahmin ediliyor. Bilim insanları, migreni daha fazla anlamak için çok sayıda çalışmalar yürütüyor. Mide bulantısı, kusma, zonklayıcı başağrısı, ışığa ve sese duyarlılık gibi yaygın belirtilerin eşlik ettiği migren, milyonlarca insanın yaşam kalitesini ciddi oranda etkiliyor. Dünya Başağrısı Derneği LTB Komitesi (Lifting the Burden-Hastalık Yükünü belirleme ve Önleme Komitesi) Direktörü ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Derya Uludüz, hastaların çok az bir kısmının doğru migren tanısı ve tedavisi alabildiklerini belirterek “Başağrısı ile gelen hastalara migren yerine sıklıkla strese, sinüzite ya da boyuna bağlı ağrı şeklinde teşhis konuluyor. Yeni tür migren ilaçları ciddi migren engelliliğine sahip hastalar için çok büyük bir umut olabilir” dedi.

TANISAL YANLIŞLIKLAR


Migren tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi veren Prof. Uludüz, migrenin yaşam kalitemizi önemli oranda düşürdüğünü belirterek “Öyle ki engellilikle geçen günler bakımından dünyada ikinci hastalık migren olarak belirlendi. Migren atağı geldiğinde işimizden, okulumuzdan, sosyal hayatımızdan geri kalıyoruz” diye konuştu. Başağrısı ile gelen hastalara migren yerine sıklıkla strese, sinüzite ya da boyna bağlı ağrı şeklinde tanı konulduğunu vurgulayan Uludüz, hekimlerin, baş ağrısına ek olarak her hastada bulantı, ışığa duyarlılık gibi belirtiler de olması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Uludüz, ABD ve Avrupa’da kullanılmaya başlanan yeni tür migren ilaçlarının Türkiye’de tanı almış ya da almamış ciddi migren engelliliğine sahip hastalar için büyük bir umut olabileceğini söyledi. Migrende klasik tedaviler hakkında ise Uludüz, migren başağrılarında mevcut ilaçlarla yüzde 90’lara kadar etkinlik elde edilebildiğini ancak başka saç dökülmesi, kilo alma-verme, unutkanlık, el titremesi, el ve kollarda uyuşmalar gibi pek çok yan etkiyle karşılaşılabildiğini söyledi.

İLAÇ TEDAVİLERİ


Prof. Uludüz, migren ataklarında yeni ilaçlar olduğunu anlatarak “1980’lerden beri temel olarak migren için geliştirilmiş ağrı kesicileri kullanıyoruz. Bu klasik ilaçlar, migren atağı sırasında alındığında ağrıyı hafifletiyor ya da durduruyor. Ancak, bir sorun var ki, bu ağrı kesiciler genişlemiş kan damarlarını daraltarak migren ataklarını durduruyorlar. Kan damarlarının daralması ise kalp krizi veya felç riskini arttırıyor. Yeni geliştirilen bir ilaç grubu ilacın atak sırasında oldukça etkili olduğu, kalp ve beyin damar hastalığı riski oluşturmadığı ve atak tedavisinde 2 saat içinde etkili olduğunu gösterdi. Bu ilaç grubu Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 2019’da onaylandı. Geçen aralık ayında ise yine FDA’dan onay alan bir ilacın damar daralmasına neden olmadığı görüldü” değerlendirmesini yaptı.

MİGREN ÖNLEYİCİ AŞILAR


Migrenin temelde iltihabi bir hastalık olduğunu söyleyen Uludüz, “Ağrıları tetikleyici herhangi bir faktör (genetik yatkınlık, uyku sorunu, beslenme sorunu, fiziksel yorgunluk, stres vb.) beyin ağrı merkezinde sinir uyarılarını tetikler ve bu yanlış uyarı iltihap maddeleri salgılanmasına neden olur. Bu iltihap maddelerinden en önemlisi CGRP’dir. CGRP proteini, damarlarda genişleme yapar ve genişleyen damarlar beyin dokusuna baskı yaparak ağrıya yol açar” dedi.

Migrene özgü olarak bu CGRP proteinlerini hedefleyen antikorların geliştirildiğini ve aynı aşı mekanizmasıyla çalıştığı için migren aşısı olarak adlandırıldığını anlatan Uludüz “Aslında aşı dendiğinde akla gelen bir kere uygulanacak ve hastalık ortaya çıkmayacak. Oysa bu ilaçlar öyle değil. 15 gün veya aylık aralıklarla uygulanıyor ve migren veya küme dediğimiz baş ağrılarında atakların gelmesini önemli ölçüde engelliyorlar. Aşıların ağrıyı engellemede yüzde 70’in üzerinde başarı yüzdesi var, klasik aşıların aksine etkisi ömür boyu sürmüyor. Ayda sadece bir kere uygulanıyorlar. Fark edilebilir ciddi bir yan etkisi yok. Maliyet fiyat aralıkları 500-600 dolar civarında. Şu an hiçbiri ülkemizde mevcut değil ama ciddi migrenli ve küme baş ağrılı hasta yüzdesi düşünüldüğünde, fiyatların düşürülerek ya da SGK ödemesinde yer alarak Sağlık Bakanlığı’nca onaylanması bekleniyor” dedi.

 


 

Editör: Haber Merkezi