ANKARA Genel Kurul’da görüşülen 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne ilişkin konuşan ve Kürt sorununa değinen DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Bu ülkede hangi sorunu konuşursak, üzerindeki tozu alırsak varacağımız yer Kürt sorunu oluyor” dedi.

MA'nın haberine göre; Meclis Genel Kurul’un da 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kesin Hesapları’nın görüşmelerinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, değerlendirmelerde bulundu. 

Türkiye açısından son derece önemli bir zaman aralığında bütçe görüşmelerinin gerçekleştiğini dile getiren Aydeniz, “Elbette biliyoruz bu bütçe halkın bütçesi değil. Sarayın, savaşın ve hukuksuzluğun bütçesi ile karşı karşıyayız. Bunun şüphesiz birçok sebebi var. Ben özellikle inkâr edilen yapısal-sistemsel ve toplumsal bazı meseleler üzerinde konuşacağım” dedi.

‘7 BAKANLIĞA AYRILAN BÜTÇE SAVUNMAYA AYRILIYOR’

Türkiye’nin ekonomisini savaş bütçesine kurban eden bir ülke olduğunu dile getiren Aydeniz, “Çünkü içinden geçtiğimiz çağ, bir vekalet ve hibrit savaşları çağıdır. Türkiye, tüm yatırımını hibrit savaşlarına harcayan ülkelerin başında gelmektedir. Savunma sanayi ve bu alanda faaliyet gösteren 5 büyük şirketin bilançosu ve savunma sanayi destekleme fonu için ayrılan kaynaklara bakıldığında 350 milyar TL’yi aşıyor. Bu genel bütçenin yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Yani vatandaş olarak her 5 TL’mizin 1 TL’si silahlanma ve güvenlik harcamalarına gitmektedir. 2022 bütçe dağılımına baktığımızda, tarım üretimi, deprem düzenlemeleri, kentsel politikalar, aile, kadın, gençlik, sosyal politikalar, hukuk, sanayi teknolojisi gibi 7 bakanlığa ayrılan miktar 218,57 milyar TL’dir. Güvenlik-askeri alana ayrılan bütçenin on milyarlarca altındadır” diye belirtti.

‘DEMOKRASİ YERİNE FAŞİZM İSTENİYOR’

Bütçe giderlerinin hangi yollarla harcandığını toplumun bilmediğini aktaran Aydeniz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü ilgili kurumlar asla şeffaf olmadı. Ancak kamuoyu bu harcamaların nereye gittiğini gayet iyi biliyor. Savaşa, silaha harcanan her bir kuruş bizim sağlığımızdan, eğitimimizden, değerlerimizden ve geleceğimizden gittiğini biliyor. Bu iktidarın çocuklarımızın elinde kalem değil silah olmasını; sanayi yerine orduların, teknoloji yerine savaş sanayisinin, demokrasi yerine faşizmin gelişmesini istediğini biliyor. Sadece Halk mı biliyor? Hayır, artık Dünya da biliyor.

TÜRKİYE’NİN DURUMU İÇLER ACISI

Bakın; Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine ilişkin Mali Eylem Görev Gücü örgütü Türkiye’nin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının engellenmesinde başarılı olmadığı, daha sıkı takip edilmesi gerektiği gerekçesiyle Gri Liste’ye alındı. Bunun ne demek olduğu herkesin malumu. Fakat durum sadece bundan ibaret değil. Türkiye ayrıca global suç indeksi raporunda Avrupa birincisi ve dünya 12. olarak yerini almaktadır. Her ulusal/uluslararası raporda Türkiye’nin durumu içler acısı. Doların yükseltilme politikasında olduğu gibi, tüm bunlar bile isteye oluyor.

BORCA BATMAYI GÖZE ALMA SAVAŞIN KENDİSİDİR

Artık hukuksuzluğu, gaspı, siyasetsizliği, liyakatsızlığı, erdemsizliği biricik varlık sebebi yapan bir rejim aklı ile karşı karşıyayız. Hakikatleri eğip bükebilirsiniz ama koparamazsınız. Bu ülkede hangi sorunu konuşursak, üzerindeki tozu alırsak varacağımız yer Kürt sorunu oluyor. Kayıtlara geçmesi için belirtmek istiyorum: Kısa süre önce Demokratik Gelişim Enstitüsü Kürt sorunu ve savaş realitesine dair bir rapor yayınladı. Raporda açık bir şekilde mevcut devlet aklının reddi var. Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikaları tercih etmesi nedeniyle son 40 yılda 3 trilyon dolar kaybettiği söyleniyor. İşte bu iktidarın ve ortağının savaş uğruna her şeyi feda ettiği, gençlerin, kadınların, emekçilerin, işçilerin, alın terinden yediği ve tüm kaynakları peşkeş çektiği ve milyar dolarlar borca batmayı göze aldığı şey savaşın ta kendisidir.”

Ayrıntılar geliyor...

Editör: Haber Merkezi