ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Deniz Gezmiş ve arkadaşları 18 Temmuz 1968'de “Tam bağımsız Türkiye” sloganlarıyla hem Türkiye hem de dünya tarihinde Amerika’ya karşı yapılmış en önemli eylemlerden birini gerçekleştirdiler. Dolmabahçe rıhtımına demirlemiş 6. Filo’yu protesto eden devrimci gençler, Amerikan askerlerini denize döktüler. Bu eylem sıradan bir eylem değildi, simgesel anlamı çok büyüktü. Amerikan emperyalizmine karşı bir meydan okumaydı.




Tam bağımsız Türkiye diyen deniz gezmiş ve yoldaşlarını anlamak


Ancak o yıllarda bu eylemelere karşı çıkan, 6. Filoyu kıble yapıp namaza duranlar da vardı. 6.
Filo askerlerini denize dökenleri, vatan haini ilan edip, katledecek kadar gözleri dönmüş ve
kör olmuşlardı. Emperyalizme karşı mücadele verenleri, “komünist”, “örgüt üyesi”, “vatan
haini” diyerek, ağır işkencelerden geçirmiş, öldürmüş ve idam etmişlerdi.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da vatan haini ilan edilip bir gece yarısı idam
edildiler. 6 Mayıs 1972 yılında, Denizleri asan anlayış, bugünde Amerikan emperyalizmiyle
işbirliği içinde eylemlerine, kışkırtmalarına, katliamlarına devam ediyor.
“Tam bağımsız Türkiye” sloganıyla yola çıkanları asanlar, tarihten ders almayanlar; toplumun
bir kesimini, terörist, vatan haini, zillet, illet ilan ederek, emperyalistlerin politikalarına
hizmet etmeye devam ediyorlar.
Sivas’ta, Maraş’ta, Gezi’de masum insanları katleden anlayış, 21 Nisan günü Çubuk’ta bir
şehidimizin cenaze namazında, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na linç girişimi
düzenleyerek, Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklemek istedi. Bunu yaparken de kurban olarak,
“Tam bağımsız Türkiye” diyenlerin yoluna yoldaş olan birini seçtiler.
Emperyalist güçler ve onların işbirlikçileri, yerel seçimlerde büyükşehirleri kaybedenleri
kullanarak planlarını devreye soktular.
Yıllardır toplumu kutuplaştıranların tek bir kıvılcımın bile bir ülkeyi yakmaya yeteceğini
görmeleri gerek.
Geçmişte de emperyalistlerin güdümünde iç savaş çığırtkanlığı yapıp, sağ ve sol düşüncede
olan gençlerimizi birbirine kırdırmaya çalışanlar oldu. Bugünde aynı düşüncede olan
emperyalizmin uşakları var!
1969 Kanlı Pazarında İstanbul Taksim Meydanı'nda 6. Filo'yu protesto eden devrimci
gençlerin katlinden önce Mehmet Şevki Eygi, “Büyük fırtına patlamak üzeredir, Müslümanlar
ile kızıl kafirler arasında topyekün savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. Müslüman kardeşim, sen
bu savaşta bitaraf (tarafsız) kalamazsın. Ben namazımı kılar, tespihimi çekerim. Etliye, sütlüye
karışmam deyip de kendine zulüm edenlerden olma, gözünü aç, bak! Onlarda taş, sopa,
demir, Molotof kokteyli mi var? Biz de aynı silahları kullanmaktan aciz değiliz (!) Cihat eden
zelil olmaz. Sağ kalırsa gazi olur, canını verirse şehitlik şerefini kazanır.” diye yazmaktan geri
durmamıştır.

Komünizmle Mücadele Dernekleri Genel Başkanı İlhan Darandelioğlu ise, “Pazar günü
komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan
baltasıyla gelsin.” diyebilmişti.
Bugün de benzer oyunlar oynanmaktadır. Emperyalistlerin maşaları halkı bölmekte, yarısını
terörist ilan etmekte, kin ve nefret tohumlarını ekmektedirler.
68 Kuşağı devrimcilerinin ortak özelliği; dünyayı değiştirmek isterken kendileri için hiçbir şey
istememeleriydi. Her şeyi insanlık için yapmaları ve idealleri uğruna ölümü göze almalarıydı.
68 kuşağının bizlere bıraktığı miras, geleceğimize ışık tutan onurlu bir tarihtir.
Biz bu mirasın sahipleriyiz.
Biz emperyalizme karşı direnenlerin, düşlerini gerçekleştirmek için yola çıkanlarız.
Nasıl ki Mahirler Kızıldere’de “onlarla” Denizleri kurtarmak için can verdi, bizlerde aynı ruhla
mücadele edeceğiz, devrimci dayanışma içerisinde olacağız.
Demokratik güçlerin ortak hedefi “demokrasi” olmalıdır. Sendikaların iktidarların arka
bahçesi olması asla kabul edilemez. Bölünerek güç kaybeden sendikalarımızın da birleşerek
daha güçlü örgütler haline dönüşmesi gerekir. Demokratik Kitle Örgütlerinin, odaların,
meslek kuruluşların, derneklerin de demokrasi için güç birliği içinde olması, Türkiye’nin
önünü açacaktır.
Kin tohumu ekenlere karşı, bahar çiçeklerini ekmeye devam edeceğiz. Farklılıklarımızın
gökkuşağının uyumlu renkleri olduğunu bileceğiz. Renklerimiz, bizi ayrıştıran değil bir arada
tutan özelliklerimiz olacak.
Anadolu’yu paylaşan emperyalistlere karşı verdiği büyük mücadeleyi kazanarak, bizlere özgür
bir vatan hediye eden, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, onun yolundan
yürüyüp, “Tam bağımsız Türkiye” diye haykırarak darağacına çıkan Denizlere ve tüm
yoldaşlarımıza sorumluluğumuz var.
Geçmişi unutanların geleceği olmaz…
Geçmişi rehber edelim, geleceği yaşanır kılalım.
Gelin Mustafa Kemal Atatürk’e verdiğimiz sözü tutalım, gelin Denizlerin hayallerini
gerçekleştirelim.
Gelin, bize emanet edilen bu güzel vatanı “Tam bağımsız Türkiye” yapalım.

Editör: Haber Merkezi