DİYARBAKIR - 6'ıncı Kitap Fuarında "Jin ú Wêje" (Kadın ve Edebiyat) konulu panel düzenlendi. 


JINNEWS'in haberine göre; TÜYAP tarafından düzenlenen ve 120 yayınevinin katıldığı Diyarbakır 6'ncı Kitap Fuarı, Fuar ve Kongre Merkezi'nde kitapseverlere kapılarını açarken, yazar Sultan Yaray moderatörlüğünde “Jin û Wêje” (Kadın ve Edebiyat) konulu panel gerçekleşti.


'Dilimizi her yerde konuşalım'


Panelde kadın ve anadil üzerine ilk olarak konuşan Yazar Mine Karakaş, "Teknoloji bu kadar gelişmemişken kadın çocuklarını anadilinde büyütebiliyordu. Fakat teknoloji geliştiğinden bu yana kadın çocuğuna anadilini öğretemiyor. Çünkü çocuk teknolojiden kopmuyor. Yaşam içerisinde ne olursa olsun çocuklarımız ile Kürtçe konuşmalı ve çocuklarımızı da buna alıştırmalıyız. Bunun yaşamlarının bir parçası olduğunu anlamalılar. Dilimizi her yerde konuşalım. Telefonlarımızda Kürtçe dil özelliği kullanalım. Bu şekilde dilimizi hayatımıza daha fazla sokabiliriz" dedi.


'Kürtçe edebiyat için omuzlarımıza çok yük düşüyor'


Konuşmacı TJA üyesi Xecê Şen ise, Kürt edebiyatı tarihine bakıldığı zaman ilk edebiyatın erkekler tarafından yazılmış olduğunu gördüklerini belirtti. Xecê, "Yaşamın içine baktığımız zaman ise güzel olan her şeyin ilki kadınların elinden geçmiştir. Tarihte ilk dili geliştiren ve kendinden sonraya da aktaran kadındır. Bu yüzden anadilimiz deriz. Aslına baktığımız zaman edebiyatın ilk çıkışı da kadın eliyledir, fakat erkek burada da kurnazlığını kullanarak edebiyatı kendine mal etmiştir. Edebiyat kitaplarında en çok rastladığımız kavramlardan biri namustur. Kadın ya kan davası uğruna katledilmiş oluyor, ya uğruna biri birilerini öldürmüş oluyor ya da kadın intihar etmiş oluyor. Erkekler yaptıkları sözde edebiyatta bile kadına rol ve misyon biçmiş oluyorlar. Bu yüzden hem edebiyat alanında hem de dil için omuzlarımıza çok yük düşüyor. Kadınların yapması gereken çok iş var" diye konuştu.


'Dilimiz kimliğimizdir'


Zazaca konuşan Yazar Nesrin Şanlı da, "Anadilimiz bizim kimliğimizdir" diyerek, kimliksizliğin bir toplumun yok oluşu olduğuna vurgu yaptı. Kimliklerine, dillerine sahip çıkmak zorunda olduklarını vurgulayan Nesrin, "Kendi anadilimizde okumalı, yazmalıyız ve düşünmeliyiz. Nereye bakarsanız şuan Kürtçe edebiyat konuşuluyor, okunuyor, tartışılıyor. Kendi dilimizde yayınevleri açmalı ve anadilimizde basılan kitapların sayısını arttırmaya özen göstermeliyiz” diye ifade etti.


'Yüzlerce kadın şair var'


Yazar Şair ve Gazeteci Roza Metina da, şiirin her insana göre anlamının değiştiğine değindi. Roza, "Şiir çok derin ve çok anlamlı bir edebiyat alanı. Resimde renk ön plana çıkar, müzikte ritim, edebiyatta da dil ön plandadır. Dil olmazsa kültürümüz de olmaz, anlam kazanmaz. Dilin toplum üzerindeki etkisini ve toplumda ki önemini dilimize yapılan saldırılardan bile görebilir ve anlayabiliriz. Dilin savaş, edebiyat, mücadele ve direniş üzerindeki etkisi çok önemli. Leyla Qasım boyun eğmediği için asıldı. Bu topraklarda direnen kadın cadı oldu, boyun eğen azize oldu. Kimsenin kadın şairlerden haberi yok. Oysaki yüzlerce kadın şair var" ifadelerini kullandı.


Roza konuşmasının ardından salonda bulunan dinleyicilere şiir okudu.


Panel soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Editör: Haber Merkezi