İSTANBUL ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; Bakırköy Adliyesinden 29 Ekim 2016 tarihinde 675 sayılı KHK ile ihraç edilen KESK iş yeri temsilcilerinden Fatoş Çekmen Hamza Özkan'in sorularını yanıtladı

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, Mazlum Çetinkaya ve Fatos Çekmenn dahil, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar, kalabalık, sakal ve açık hava

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, nelere değer verir, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

Batman’a bağlı Beşiri ilçesinde doğdum. Memur bir ailenin çocuğuyum. 12 yıllık devlet memuru iken 29 Ekim 2016 da  675 sayılı KHK ile görevimden ihraç edildim. İçinde bulunduğumuz toplum o kadar değişken ki, bu da haliyle hayata bakış açımı etkiliyor. Bu değişkenlik içinde en değer verdiğim şeylerin başında insan kalabilmenin şartları ve gerekleri geliyor.

Otomatik alternatif metin yok.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) yönetilen bir ülke konumuna geldik Yeni Türkiye’de? KHK’lerle önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?

Bu sadece "yeni Türkiye’de" olan bir hukuksuzluk değil. Türkiye Kurulduğundan beri "ötekini" koşulsuz bir şekilde etkisiz hale getirmiştir, zaman içinde ise bu etkisiz hale getirmenin sadece şekli değişmiştir. Bu bir sistem sorunudur. Muktedir olan, eline geçen ilk fırsatta kendisine karşı olanı ya suçlu ilan etmiştir ya da ortadan kaldırmıştır. Ben ihraç edilmeden önce açığa -alındım, hakkımda idari soruşturma başlatıldı. Bu soruşturma bitmeden ihraç edildim. İhraç kararı yaklaşık 10 bin kişinin isminin yer aldığı Resmi Gazete ile duyuruldu. Somut bir şey sunamıyorlar. Çünkü ortada suç yok. Yani garip olan önce ihraç edilerek cezalandırıldık ama bu cezalandırmayı destekleyecek bir suç bulamadılar.

Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız?

Açıkçası bu ihraçların muhalif kesimlere yöneleceğini tahmin ediyordum. O yüzden hazırdım. Çünkü geçmişe baktığımızda düzenlemek istedikleri bir 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu vardı ve bu düzenleme ile memurların is güvencesi sona erecekti. İktidar bunu tamamlayamadan 15 Temmuz gerçekleşti ve sonrasında bunu Allah'ın lütfu olarak niteleyerek FETO/PDY ile hiç bir ilgisi olmayan biz KESK’li memurları ihraç etmeye başladılar.

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, sahnedeki insanlar, ayakta duran insanlar, çocuk ve açık hava

İhraç edildikten sonra neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?

12 yıllık bir alışkanlık var. Sabah bir saatte kalkıyorsunuz, aksam ayni saatte dönüyorsunuz. Evinizi, sosyal hayatınızı buna göre inşa ediyorsunuz ve bir gecede bu alt üst oluyor. Uyum sağlamak elbette zor oldu. Ancak bunu zorlaştıran şey, sadece yukarıda bahsettiğim şeyler değil. Fişleniyorsunuz. İşyerinizde, sokağınızda, mahallenizde. Her yerde. Hiç kimse bunun gerekçesini merak etmiyor. Tek odaklandıkları şey, TV’lerde birilerinin çıkıp, ihraç edilen kişilerin terör örgütleri ile irtibatlı oldukları, devletin bekasının zorunlu olduğu ve bizlerin bu bekanın düşmanı olduğumuz söylemi oluyor.

İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?

Hukuki anlamda yapılması gereken her şey yapıldı, bu itirazlar ancak hukuk devletinde irdelenebilir. Kimi kime şikâyet edeceğiz, ortaya bugünkü şartlara göre böyle bir ikilem çıkıyor.

İstanbul’da KHK’yla kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?

Yanılmıyorsan KESK’ten 200’ün üzerinde ihraç var. Direniş alanlarının da katkısı ile iletişim halindeyiz. Kimde ne eksikse onu gidermeye gayret ediyoruz.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, iş bulabildiniz mi, şuanda çalışabiliyor musunuz?

Maddi sıkıntıları maalesef aşamıyoruz. Bu hepimiz için geçerli. Hayatımızı devam ettirebilmemiz için paraya ve çalışmaya ihtiyacımız var. Ben eşimin yanında çalışıyorum. O olmasa iş bulamazdım. Yani hem eşim hem de işverenim oldu.

KHK’lerle ihraç edilen arkadaşlarınıza alternatif bir yaşam için neler önerirsiniz, yeni bir hayata nasıl başlayabilirler?

İhracın getirdiği yıkımla mücadele etmek çok zor. Kimse umudunu tüketmesin. Yani yeni bir hayattan çok, eski hayatlarına iyice sarılarak, bizlere yapılan hiçbir şeyi unutmadan devam etmelerini önerebilirim.

Kültürel, sanatsal faaliyetlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir, bu alanlarda çalışmalarınız var mı veya bu alanlarda çalışmayı düşünüyor musunuz, ihraç edilen kişiler bu çalışmalara entegre olabilecekleri olanaklara sahipler mi?

Benim kişisel bir çalışmam yok. Ancak birçok arkadaşımız bu alanlara yöneldiler ve çokta başarılılar.

İhraç edildikten sonra yaşadığınız zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte?

Görüntünün olası içeriği: 6 kişi, açık hava

Ailem hep yanımdaydı. Kimi demokratik kurum ve kuruluşlarda bazı çalışmalarla yanımızda oldular.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

Yapılacak en büyük destek bu ihraçları kanıksamamak olacaktır. Çünkü kabullenirsek arkası gelmeye devam eder. Ses çıkartmak, sistemi rahatsız etmek, karşı koymak... Bunlar toplumsal tepkiye dönüşürse karsımızdaki güçlere geri adım attıracaktır.

Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz kendiniz ve Türkiye adına?

Türkiye’deki halkların sadece kardeş değil, eşit olduğu, işçilerin ve emekçilerin söz sahibi olduğu bir Türkiye hayal ediyorum. Ve Haa gayret diyorum…

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.

 
Editör: Haber Merkezi