ŞIRNAK - Fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele eden HDP Gençlik Meclisi üyeleri, iktidarın bu politikalarına karşı toplumsal refleksin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Bölgede Kürt toplumunu hizaya getirmek adına yürütülen özel savaş politikası, siyasi soykırım operasyonlarının yanı sıra uyuşturucu, fuhuş, kaçırma ve ajanlaştırma olarak yansıyor. Toplumda güven duygusunu zedelemeye çalışan sistem, böylece tahakkümünü sürdürmeyi amaçlıyor.

Bu politikaya karşı tehdit görüldüğü için hedef alınan kesimin başında ise gençler ve kadınlar geliyor. Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda baskı cenderesine alınan gençlerin uyuşturucu ve fuhuş bataklığından çıkarılmasını hedefleyen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi üyeleri ve çalışanları, kampanyaları nedeniyle sindirme politikasının hedefinde. "Bağımlılığı kıralım özgür yaşamı kuralım” kampanyası kapsamında Şırnak’ın Silopi ilçesinde düzenlenen Ozan Yıldız Futbol Turnuvası’na Adana’dan katılan Mazlum Gök (26) de, baskı ve tehditlerden nasibini alanlardan sadece biri.

SİNDİRME GİRİŞİMLERİ

Tehdit ve ajanlık dayatmasına maruz kaldığını belirten Gök, yaşadığı olayı şöyle anlattı: “HDP Gençlik Meclisi çalışanıyım. Bir ara bilmediğim bir numara beni aradı. Açtığım zaman ‘Ben polis memuru Ahmet. Seninle görüşmek istiyoruz. Bir belge var vermemiz lazım. Karakola gelebilir misin’ dedi. Karakola gittiğim zaman 5 kişi beni bir odaya çekti. Benimle tanışmak istediklerini söylediler. Neden tanışmak istediklerini sorduğum zaman kendileriyle işbirliği yapmamı istediler. Partiye gidip geldiğimi ve orada konuşulanları kendilerine aktarmamı istediler. Bunun karşılığında bana maddi ve manevi yardım edeceklerini söylediler. Yasadışı hiçbir şey yapmadığımı ve onlara yardımcı olabileceğim bir şey olmadığını belirttikten sonra gittim. Aradan birkaç gün geçti çalıştığım fabrikaya geldiler. Beni siyah filmli ve plakasız bir araca bindirdiler. Bana bir dosya gösterip ‘Bakalım bu saatten sonra konuşabilecek misin?’ dediler. Dosyanın içine baktım zaman sözüm ona bana bir sürü suç yüklemişler. ‘Ya buradan gidersin ya da sana gün yüzü gösterimiyiz’ diyerek beni darp ettiler. Bunun ardından evime baskın düzenlediler ve beni gözaltına aldılar. Korkutma ve sindirme girişimlerine karşı direnç gösterince kayboldular.”

ÖRGTÜTLÜ MÜCADELE ŞART 

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinin artık işe yaramadığını söyleyen Gök, “Sen evinde otursan da o yılan gelip sana dokunuyor. Seni uyuşturucuya sürükleyebiliyor. Çocuğunu fuhuşa sürükleyebiliyor. Dilini kültürünü asimile edebiliyor” dedi. Sistemin özellikle gençlikten korktuğunun altını çizen Gök, “Çünkü gençlik önlerinde en büyük muhalefettir. Tarihe bakıldığı zaman bu açık bir şekilde görülecektir. Kendi geleceğimizi nasıl inşa edeceğimizi biz belirliyoruz. Toplumsal olaylara muhalefet öncülüğünü yapıyoruz. Sistem de bunu önlemek için böyle yapıyor. Gençliğe ve kadınlara karşı savaş açmış durumdalar. Hem eğitimle bizleri yozlaştırmaya çalışıyorlar hem de toplumsal olarak bizleri düşünemeyen, üretemeyen bir pozisyona getirmek istiyorlar. Bunu başaramayacaklar. Bunlara karşı birlik olması gerekiyor” diye belirtti.

SİSTEMİN GENÇLİK KORKUSU 

Turnuvaya Van’dan katılan HDP Gençlik Meclisi üyesi Arjin Tuncer (19) ise gençlerle baş edilmediğinde bu tür savaş yöntemlerine başvurulduğunu belirterek, böylece gençlerin denetim altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Fiziki takiple yaratılmaya çalışılan suçlu algısıyla gençlerin baskı altına alınmaya çalışıldığını ifade eden Tuncer, fırsatı yakalandığı zaman ise gençlerin korku ve işkenceyle düşürülmeye çalışıldığını dile getirdi. Sistemin, ajanlaştırma faaliyetlerini özellikle politik ve örgütlü mahallelerde devreye koyduğuna dikkati çeken Tuncer, bu mahallelerde gençlerin uyuşturucu ve fuhuş bataklığına sürüklenmeye çalışıldığını belirtti.

 Tuncer, “Sistem bununla toplumun öncü gücünü ele almaya ve böylelikle toplumun dinamik kesimini denetim almayı hedefliyor. Çünkü gençliğin rolü ve misyonu bellidir. Gençlik toplumun öncüsüdür. Bundan dolayı sistemde inanılmaz bir gençlik kabusu ve korkusu var” dedi. 

TOPLUMSAL REFLEKS 

Kaçırılma ve ajanlaştırma politikasıyla toplumda güven duygusunun kırılmaya çalışıldığını söyleyen Tuncer, “Kürt tarihine ve toplumuna bakıldığı zaman komşuluk ilişkilerinin ne kadar güçlü olduğu bilinmekte. Fakat son zamanlarda ‘Şu ev böyle, bu ev şöyle’ gibi sistemin aşıladığı sözcüklerle güven duygusu zedelenmeye çalışılıyor. Eğer sistem bunu başarırsa örgütlü mücadelenin olgunlaşmasını engellemiş olacak. İnsanlara kendi dünyasına gömülerek, bencil bir yaşam tarzı uygulatmaya çalışıyorlar. Sistemin bu özel savaş yönetimini iyi kavramak ve bilince çıkarmak gerekiyor. Ajanlaştırmaya, uyuşturucuya, fuhuşa ve yozlaştırmaya karşı toplumsal bir refleks göstermeliyiz” diye belirtti. 

MA / Ömer Akın  

Editör: Haber Merkezi