ANKARA - AKP-MHP iktidarının geri dönülemez bir çöküşe sürüklendiğinin altını çizen Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, eylem birliğinin şart olduğunu vurguladı. 

Ülkede yaşanan siyasi, ekonomik kriz ile 2021 yılı zorlu ve sancılı geçti. Yeni yılın ilk ayına da bir biçimde taşınan bu krizler, iktidar tarafından tahayyül edilen 2023 seçimlerini ve daha da güçlü kılınmak istenen “tek adam” rejimi planlarını alt üst etmeye başladı. Toplumsal muhalefet mücadele ve direniş ağında birlikte hareket ediyor. İktidar ekonomi, emek ve gençlik alanındaki politika üretemedi, hak, adalet, hukukta ülkeyi geriye götürdü, Kürt sorununu çözümsüzlüğe sürükledi. Sorunlar derinleşirken AKP’nin hayal ettiği gibi 2023 seçimlerinde değil, sokakta aramasına vesile oldu. 

Bunca kriz karşısında halkın taleplerini yükseltmek isteyen sol-sosyalist kurumlar da bu süreçte AKP’nin gidişini hızlandıracak adımlar atmak istiyor. Bu noktada iktidar karşıtı mücadele yürüten kurumların ortak düşüncesi ise “Eylem birliği” olarak görülüyor.

Yakın zamanda siyasal ve toplumsal muhalefete mücadele çağrısında bulunan Halkevleri de ortak mücadele çağrısında bulundu. Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, verilmesi gereken mücadeleye dair değerlendirmelerde bulundu.

İKTİDAR SONRASI 

AKP-MHP iktidarın ancak mücadeleyle gidebileceğine vurgu yapan Merttürk, “Aksi halde bu düşünce bizi mücadeleden geri tutan bir yerde duruyor. Bugünün acil yakıcı sorunlarına hemen direnişlerle, kazanımlarla ilerleyemezsek ve bu iktidarın gidişinde bir rolümüz olmazsa gidiş sonrası senaryoda pek iç açıcı sonuçlar olmayabilir. Devrimcilerin-sosyalistlerin, öncelikli görevi bugünden halkın karşısında duran yıkımlara karşı mücadele etmek olmalı ve AKP’nin gidişinde bu anlamda rol almalı” dedi. 

SOLUN BİRLİĞİ

İktidarın çöküşünde birleşik mücadele hatlarının önemine değinen Merttürk, sol-sosyalist kurumların uzun süredir birlikte hareket etme noktasında çeşitli düşünceleri olduğunu ve bu konuya yoğun bir şekilde kafa yorduklarını ifade etti. Merttürk, “Solun birliğini tartışıyorsak, eylem birliği şarttır. Solun, sokaktaki eylem birliğiyle birlikte mücadele etmesini önemsiyoruz” diye konuştu. 

Seçimlerin yaklaşmasıyla sol ittifakın seçim siyasetine nasıl müdahale edeceği sorularının arttığını söyleyen Merttürk, “Biz seçim sürecini halkın politikleşme süreci olarak da görüyoruz. Bu nedenle bu olanakların değerlendirebileceği ve bunun sonucunda ortaya çıkacak direnişin; devletin krizini büyütebilecek, derinleştirebilecek bir noktada görüyorum. Bu anlamıyla yoksulluğun, kadına karşı şiddetin, çocuk istismarının, cemaatlerin ve tarikatların karşısında hep birlikte mücadele edebilmeyi eylem birliği üzerinden kuruyoruz ve dostlarımıza da bunu öneriyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘HDP’YLE YAN YANAYIZ’

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) de siyasal süreç dahilinde önemli bir role sahip olduğuna dikkati çeken Merttürk, “HDP, özellikle sokakta fazlaca yan yana geldiğimiz partilerden biri. HDP’nin devlet açısından özel bir önemi var. Kontr-gerilla bugün kriz içerisinde ve dağılmış bir durumda. Bu dağınıklığını toparlayabilmek adına çeşitli başka ataklarda bulunulduğunu görüyoruz. Başta Kürt hareketine, Kürt halkına yani HDP’ye saldırarak kendi birliklerini Kürt düşmanlığı ve milliyetçilik üzerinden yeniden tesis etme ve kontr-gerillayı yeniden yapılandırma planları görülüyor” diye belirtti. 

HDP’yle yan yana yürümenin kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Merttürk, “Kürt halkının özgürlüğü, talepleri ve eşitliği için HDP’nin ortaya koymuş olduğu siyasette yan yana yürümeye devam edeceğiz. Faşizme karşı birlikte mücadele etmek çok önemli” şeklinde konuştu. 

‘SANDIKTA DEĞİL SOKAKTA’

Sandığa sıkıştırılan muhalefetin ya da sandık sonuçlarını bekleme pratiğinin sonuç vermediğinin altını çizen Merttürk, şunları söyledi: “Şimdiye kadar elde ettiğimiz deneyimlerin sonucunda, sokağın ne kadar önemli olduğunu net bir biçimde biliyoruz. Dolayısıyla en ufak bir sorunu çözmek istiyorsak, sokakta mücadele etmek zorundayız. Bugün Halkevleri olarak ‘siyaset yapmanın tek bir biçimi var, o da seçimdir’ anlayışını reddediyoruz” dedi. 

Halkın siyasete katılmasının birden fazla biçimi olduğunu ifade eden Merttürk, “Sadece bulunduğu durumdan hoşnut olmayan ve sandığa gidip oy veren bir halk değil, kendi sorunlarının öznesi olan ve mücadele ederek sorunlarını çözen bir halk gerçekliliği yaratmak için toplumsal muhalefetin; halk meclisleriyle, eylemleriyle, kendilerini ifade edebilecek olanakların çoğaltılmasıyla güçlenmesi gerekiyor. Toplumsal muhalefete düşen görev en başta sokağın canlı ve vazgeçilmez bir hale evirilmesini sağlamaktır” dedi. ( MA )

Editör: Haber Merkezi