HDP İstanbul İl Eş Başkanın Cengiz Çiçek, 'Türkiye için AKP-MHP kaybetmesi önemlidir'

MA'dan Yasin Kobulan'ın haberine göre;  Yaklaşmakta olan 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanan tüm partilerin kitlendiği kent İstanbul. Muhalefet AKP iktidarını buradan geriletmeye hazırlanırken, partilerin hazırlıkları da bitme aşamasında. CHP ve AKP adaylarını duyurdu. "AKP'nin iktidara geldiği kentte gidişi başlayacak" diyerek yola çıkan muhalefet partileri, sırayla tutumlarını belirliyor. CHP adayı Ekrem İmamoğlu sahaya erken indi, gözler ise kilit konumunda olan Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) çevrilmiş durumda. AKP-MHP ittifakına karşı kurulan CHP-İYİ Parti ittifakı dışında yer alan HDP’nin ne yapacağı ise merak konusu.

CHP adayı İmamoğlu'nun AKP-MHP ittifakı karşısında HDP'nin desteği olmadan kazanamayacağı tüm taraflarca dile getiriliyor. HDP'nin İmamoğlu'na destek verip, vermeyeceği ise şu an bilinmemekte. Türkiye'nin batısında AKP-MHP ittifakını geriletme üzerinde politika kuracak olan HDP’nin önümüzdeki günlerde tutumunu açıklamaya hazırlanıyor. CHP ile ilkeler konusunda anlaşma sağlanırsa, desteklenebilir seçenek olarak bakılıyor. Belediye eşbaşkanlığı ve meclis üyeleri için başvuru süresinin bitmesi ardından ilçe belediye Eş Başkan adayları için temayül yoklamasına gidecek parti, elde ettiği veriler ışığında 7 Ocak’ta politikasını belirleyecek. HDP İl Eş Başkanın Cengiz Çiçek, 31 Mart yerel seçimlerinin önemine ve partisinin izleyeceği politikaya ilişkin konuştu.

Yapılacak olan seçimlerin tek başına bir yerel seçim anlamı taşımadığını dile getiren Çiçek, "AKP-Saray rejimi 16 Nisan referandumunda yeni rejimi oylattı. Burada bir politik kazançla yola devam etti. 24 Haziran genel seçimlerinde rejimi yasallaştırdı. 31 Mart yerel seçimlerinde de yeni rejimi inşa edecek. AKP-MHP ittifakı açısından yeni rejimin inşası hedefli bir 31 Mart yerel seçimleri sürecine giriyoruz. Bizler açısından ise bu 3 seçim silsilesinin son seçimi olan, bir yönüyle son seçim raundu olan yerel seçimler sürecinde açıkçası faşist gericiliğin toplumun en kılcal damarlarına kadar kendisini örgütlemesi, inşa etmesini engelleme temelli bir seçim olacak" dedi.

31 Mart yerel seçimlerinin klasik parti seçimleri üzerinden kodlanacak bir seçim olmadığını ifade eden Çiçek, bu seçimin aynı zamanda bütün partilerin "ya demokrasi ya faşizm" seçeneği ile baş başa kaldığını belirtti. Çiçek, "Bizler açısında 31 Mart yerel seçimleri sadece HDP açısından değil, bu faşist inşa sürecine karşı kaygısı olan, Türkiye'nin demokratik geleceği açısından ciddi kaygıları olan bütün toplumsal kesimlerin, faşizm karşısında demokrasi seçeneği ile yan yana gelebileceği, bu seçeneği bir politik umut haline getirebileceği bir süreçtir" diye belirtti.

Yerel seçimlerinde AKP-MHP'nin bir yerel seçim üstünlüğü, muhalefetin mücadele zeminlerinin daha çok daraltılması anlamına geleceğini vurgulayan Çiçek, "Sadece HDP üzerindeki siyasal avantajı değil, bir bütün olarak muhalif kesimlerin, AKP-MHP ittifakına karşı bütün insanların, hem tekil düzlemde hem kolektif düzlemde yaşamlarının da, özgür yaşam alanlarının da tecrit altına alınacağı bir süreç. Faşizmi ya da faşizm tehlikesini bizim böyle okumamız gerekiyor. Politik mücadelemizi ve çalışmalarımızı da bu minvalde yürütüyoruz" diye konuştu.

HDP olarak bir fikriyatı toplumsallaştırmak istediklerini sözlerine ekleyen Çiçek, şöyle devam etti: "Belki de adaylarını en son açıklayan parti olacağız. Çünkü biz bir fikriyatı toplumsallaştırmak istiyoruz. Bu, AKP-MHP ittifakının yerel seçimlerde geriletilmesi fikriyatıdır. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin batısında bu gerileme sağlanamadığı sürece hem Kürdistan'daki demokratik siyasetimiz üzerindeki tecridi ortadan kaldıramayacağız, hem de Rojava devrimi başta olmak Kürt özgürlük hareketi, Kürtlerin demokratik kazanımlarına saldırdığı gerici politikalarını geriletemeyeceğiz. Hem de Türkiye'nin batısında demokratik güç birliğinden yana olan bütün demokrasi güçlerini, özgürlükçü güçleri artık geri dönülmez bir saldırganlık döneminin başlangıcı için bir milat olacak. Bu milat ya halkların miladı olacak ya da egemenlerin, despotların, zorbaların miladı olacak. Bu açıdan 31 Mart yerel seçimleri sadece bir yerel seçim değil, aynı zamanda Türkiye'deki bir rejim oylamasıdır. Bir yanı ile bizler açısından kader tayin edici bir süreci temsil ediyor."

Kentin herkes açısından kader tayin edici misyonuna dikkat çeken Çiçek, şunları dile getirdi: "Biz İstanbul'u haramilere bırakırsak, aslında Türkiye'yi bir bütünen rantçılara, talancılara, haramilere bırakmış olacağız. İstanbul'da olası bir AKP-MHP ittifakının adayının kaybetmesi demek her şeyden önce Türkiye'de AKP'nin geriletilebileceğinin ya da yıkılabileceğinin, iktidardan düşebileceğinin toplumsal umudu demek olacak. Bizim İstanbul’u, Ankara'yı, İzmir'i önemsememizin nedeni de bu. Türkiye'nin batısında AKP'nin her seçim galibiyetinde hem örgütlü kesimler hem de tekil düzlemde yaşamı üreten herkesin aslında ülkeye, demokrasiye, hak ve özgürlüklere karşı umudu her geçen gün düşüyor. Aslında AKP'nin yapmaya çalıştığı da o toplumsal umudu, demokrasi ve özgürlük umudunu tamamen bitirmek. Türkiye'de bir şeylerin değişebileceği umudunu tasfiye etmektir."

Kentin tarihi önemine de değinen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün yerel seçimler düzleminde İstanbul'un tarihi önemi şu; 1 Nisan sabahı İstanbul'da AKP'siz bir belediye demek aynı zamanda avuçlarımızın içerisinde alınmaya çalışılan demokrasi ve özgürlük umudunu tekrardan sımsıkı kendi avuçlarımıza hapsetmemiz demek olacak. Bizler artık umudun mücadelesini yürütüyoruz. Bu işin olabileceği umudunu yürütüyoruz ve bu umudu elimizin, avucumuzun içerisine almak zorundayız. İstanbul bu açıdan çok önemlidir. Bizde İstanbul'da çalışmalarımızı bu perspektif üzerinden yapıyoruz."

Çiçek, 24 Haziran'da HDP olarak barajı geçmelerinin tarihi bir başarı olduğunu, ancak kötü olanın ise AKP'nin iktidarda olması ve yeni rejimi yasallaştırması olduğunu ifade etti. Tek başına HDP'nin kazanımlarının Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük mücadelesinde istenilen düzeyde bir gelişme kaydetmediğini gördüklerini hatırlatan Çiçek, şöyle konuştu: "En az bunun kadar AKP-MHP gericiliğinin kaybetmesi de önemlidir. O yüzden bu Türkiye meselesi diyoruz.  O yüzden bir HDP, bir CHP ya da başka bir parti meselesi değildir. Bu mesele bu saatten sonra Türkiye'de faşist gericilik kaybedecek mi, kaybetmeyecek mi meselesidir. İstanbul o bağlamda önemlidir. İstanbul'u kazanmamız demek AKP'nin ekonomik rant damarlarını kesmek demektir. Çünkü biliyoruz ki ekonomik kriz koşullarında yürüyen AKP, en çok ekonomik rantı, hem savaş politikalarını hem siyasal soykırım operasyonlarının bütün ekonomik rantının büyük bir bölümünü İstanbul'dan devşirmekte. Bu aynı zamanda AKP'nin soykırımcı, tekçi, talancı politikalarının ekonomik damarlarını kesmek de demek. Bir yönüyle de siyasal anlamda çok önemli bir mevzi kazanıp gerçek anlamda Türkiye'de bir şeylerin değişebileceğini umudunu halklara armağan etmektir."

Çalışmalarını AKP-MHP ittifakına kaybettirmek üzerine kurduklarını yineleyen Çiçek, belediye eşbaşkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri için oldukça yoğun başvuru aldıklarını söyledi. Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı: "Listelerimiz bir iki hafta içerisinde netleşecek. İlçelerde yapılan bütün aday adaylık başvurularını tekrardan ilçelere gönderip, halk toplantılarında temayül yoklaması yani bir taban demokrasisi işleyişi oturtmaya çalışıyoruz. İlçelerde adaylığı kesinleşecek arkadaşımızı öncelikle o ilçenin halkı seçsin. Bizde buradan gelecek olan sonuçları gözeterek tekrardan ele alıp, düzenleyeceğiz."

Çiçek, 7 Ocak’ta temayül ve adaylık aşamasının bitebileceğini ifade etti.