İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmek istenmesine kadınların tepkileri sürüyor. İstanbullu kadınlar, sözleşmenin tartışmaya açılmasının kadınları kırımdan geçirmek üzere planlandığını vurgulayarak, birlikte mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu.




JINNEWS'in haberine göre; Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesini konu alan İstanbul Sözleşmesi hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası belge niteliğinde. Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu sözleşme son aylarda yeniden tartışmaya açılırken, kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Temmuz ayında erkekler tarafından 35 kadın katledildi. 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadın örgütleri sözleşmenin tartışmaya açılması bir yana tam ve etkin uygulanması için taleplerini yeniliyor.


‘Pek çok ihlallere yol açacaktır’


Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Temsilcisi Ayşen Ece Kavas, İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzalandığı 2011 yılında en az kadının katledildiği yıl olduğuna ve  bu nedenle sözleşmenin kadınlar için “yaşam hakkı” gibi pek çok şey ifade ettiğini kaydetti. İstanbul Sözleşmesi’nin tam da Ayasofya’nın ibadete açıldığı süreçte İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının “iktidarın gücünü sağlamlaştırma” niyetinin göstergesi olduğuna dikkat çeken Ayşen,“Bu kadar kadın öldürülürken,  İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istendiği süreçte,  iktidarın kendi gücünü de sağlamlaştırmak adına Ayasofya’nın ibate açılması kararı verildi. İktidar bu ülkenin en önemli sorunlarını kendi açısından  kararlar alarak toplumun çok büyük bir bölümünü yok saymaya çalışıyor aslında.O açıdan biz kadınlar adına söyleyebilirim ki, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması bir yana bunun dillendirilmesinin dahi hayatımız açısından pek çok ihlale yol açacaktır” diye konuştu.


‘Kabul edilemez’


İktidarın “Sözleşmeden çıkanlar var, imzalamayanlar var” diyerek kimi ülkeleri örnek göstermesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Ayşen, sözleşmeyi imzalamayan ülkelerin örnek gösterilmesi yerine kadına yönelik şiddetin nasıl önlenebileceği üzerinde olumlu adımların atılması gerektiğini vurguladı. Ayşen, “Bir ayda onlarca kadın öldürülürken, iktidarın bırakın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını, ‘İstanbul Sözleşmesi neden uygulanmıyor? Nasıl daha etkin uygulanabilir? Yasaları nasıl daha etkin düzenleyebiliriz?” bunu düşünmesi gerekir” dedi.


‘Eşitliği kimse karşısına alamaz’


Sözleşmeden çıkılmasına gerekçe olarak dile getirilen  “geleneklerimiz bozuluyor”, “aile yapısı bozuluyor” söylemlerin “bahane” olduğunun altını çizen Ayşen, “Böyle bir bahane olabilir mi? Kadını ‘namusum için öldürdüm’ diyen katillerin bahanesini dikkate mi alacağız? Kadınlar o evlerde öldürülüyor. Kadınlar evlerde öldürülsün mü? O açıdan bu bahaneler kesinlikle geçerli değildir. Bu gibi geleneklerin meşrulaştırılmasına tabi ki izin vermeyeceğiz. Tabi ki namus ve benzeri bahanelerle kadınların öldürülmesini meşrulaştırılmasına izin vermeyiz. Tabi ki o ailelerin içinde, o evlerin içinde kadınların öldürülmesine izin veremeyiz. Bunlar tamamen manipülasyon ve çarpıtma yöntemleridir. Esas sorun burada eşitliğin karşısında durmalarıdır. Bu manipülasyonlarla, bu kadar gerçek şeylerle uğraşan kadın mücadelesi elbette ki kandırılamaz. Her gün ölümle burun buruna yaşayan ve yaşamları için her gün devletin kapısından geri çevrilen kadınlara kimse bunu anlatamaz. O nedenle tüm gerçeklikler bu denli açıkken, kadınlar bu söylemlerle kandırılamaz. İstanbul Sözleşmesi eşitlik demektir. Ancak eşitliği kimse karşısına alamaz” ifadelerini kullandı.


‘Dayatılanların tamamı politik’


Yasalarda “hak” olarak tanımlananların uygulamalara “ceza” olarak yansıdığını vurgulayan Kadınlar Birlikte Güçlü’den Aylin Altınay,  her yeni güne daha sistematik ve can yakıcı düzenlemelerle uyanıldığını kaydetti. Kadın ve çocuğa dönük suç işleyen faillerin aksine, bu suçları teşhir eden ve karşısında olan kadınların gözaltına alınıp, tutuklandığını anımsatan Aylin Altınay,“ Dayatılanların tamamı gerçekten çok politik. Dolayısıyla dayatılanlar çok da şaşırtıcı olmuyor” diye konuştu.


‘Kadınları kırımdan geçirmek istiyorlar'


Trans bir kadın olarak İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması halinde maruz kalacağı hak ihlallerine dikkat çeken Niler Albayrak ise , kadınların kırımdan geçirilmek istendiğini kaydetti. Niler, “Biz kadınlar hep birlikte savaşarak, mücadele ederek dayatılanları boşa çıkarmamız gerekiyor. Aksi halde kadınları kırımdan geçirmek üzere örgütlenen yapının dayatmaları artacaktır. Eğer İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilirse ülkede kadın olarak yaşamanın zorlukları artacaktır. Özellikle trans kadın olarak yaşamak çok daha zorlaşacaktır. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Ama bizler devlet eliyle ölmeye zorlanıyoruz” dedi.
Editör: Haber Merkezi