VAN- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; 692 sayılı KHK ile ihraç edilen KESK’e bağlı SES Sendika Eş Başkanı Fatma Arslan Gazeteci Hamza Özakn’ın sorularını yanıtladı…



Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, nelere değer verir, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?

Ben 42 yaşında 25 yıllık hemşireyim. Aslında toplumun kanıksadığı kadın tiplemesine biraz aykırıyım. Hayatı hep özgür yaşamayı seven toplumumuzun beni sokmaya çalıştığı kalıplara girmemek için hayatının her döneminde toplumun her kesimi ile mücadele ettim. Kadınların ezildiğini hissettiğim her yerde koruma ve kadının kendini ezdirmemesi bilinçlendirme çabasına girmeden edemiyorum. Bundan dolayı olsa gerek yasal zeminde var olan mücadele alanlarında hep oldum. Şu anda da SES Van şubesi yönetim kurulundayım.
Bence bir insanın olmazsa olmazı yok. Yani şu olmasa ben bu yaşamı yaşayamam diyebileceğiniz şeyler olmadan da yaşayabiliyorsunuz. İlkelerinizden ve  prensiplerinizden taviz vermeden bazı şeylerden vazgeçebiliyorsunuz. İhraç sürecinde öğrendiğim bu gerçeklik her koşulda sen olman için sana yön çiziyor.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) yönetilen bir ülke konumuna geldik Yeni Türkiye’de? KHK’lerle önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?


Ne yazık ki ülkemizde dönemsel olarak bu tür hukuksuzluklar yaşanıyor. Bunun sebebi demokrasi algısının sistemsel olarak oturtulmamasından kaynaklı. Yıllar önce beraber çalıştığımız bazı arkadaşlarımız başörtüsünden dolayı işten atılmışlardı. Kişinin inançlarını özgürce yaşaması gerektiğini savunduğumuz için o dönem onlara destek olmaya çalışmış ve direnmeleri gerektiği konusunda onları motive etmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Yıllar sonra destek olmaya çalıştığım insanların zihniyetinin iktidara gelmesinden sonra bize gerekçesiz, sebepsiz ve hukuksuz bir şekilde aynı şeyi bize yapmaları kolay hazmediyor bir şey değil. KHK ile iltisak gibi saçma sapan bir sebeple ihraç edildim. Yukarıda siz ettiğim gibi hep muhalif duruşum hep birilerini ürküttü galiba. Bu güne kadar adlı veya idari hiç bir soruşturma geçirmedim. Aksine mesleğimi icra ettiğin tüm yıllarda performansımdan dolayı hep ödüller ve tebrikler aldım.

Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız?

İhraç süreci ilk başladığında arkadaşlar ihraç edilince kendimi çok kötü hissettim. Sendika şube eş başkanıydım ve her üyemiz ihraç edildiğinde eziliyordum. Çünkü arkadaşlarımın suçsuz olduklarını benim yaptığım şeylerden farksız hareket etmediklerini biliyordum. Hatta etrafındaki bazı insanlar bu psikolojimi fark etmiş ve bana yakında gider beni de ihraç edin dersin gibi şakalar yapıyordu. İhraç edildiğim 692 notu KHK nen yayınlandığı gece Antalya dan dan arkadaşım arayıp haber verdi. Listeyi incelerken eşimin kardeşlerimin kuzenlerimin adını görünce sarsıldığımı hatırlıyorum. Koca bir ailede kamuda çalışan tüm bireyleri aynı KHK ile ihraç etmişlerdi. Aklıma o an ilk olarak kızım geldi. Denizli 'de üniversite okuyordu. Uzun bir süre ona söyleyemedik. İşin garibi hiçbirimiz kendimizin ihraç edildiğine üzülmüyorduk hepimiz birbirimize üzülüyorduk.
İhraç edildikten sonra neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?
Zorlu bir süreç bizi bekliyordu. Ekonomik olarak sarsılmıştık. Evimizin kredisi vardı öğrencilerimiz vardı. Tüm bunlar çok büyük bir sorundu ama benim için en büyük sorun mesleğimden kopartılmak  olmuştu. Çünkü mesleğimi çok seviyordum. İdealist bir yaklaşımım vardı. Sürekli kendimi yeniliyor işim ile ilgili gelişmeleri performansıma yansıtıyordum. Öyle ki işimi o kadar çok önemsiyordum ki çocuklarım dünyaya geldiğinde bile süt iznini kullanmadım doğru düzgün. Sanki gidersem işim de eksiklik yaşayacaktım gibi düşünüyordum. İhraç sonrasında fazla bir süre geçmeden Tatvan da özel bir hastanede işe girdim. Hafta içi orda kalıyor hafta sonu Van'a geliyordum. Oğlum küçüktü uzaklaşmak onun psikolojini olumsuz etkiledi. Okuldaki başarı düzeyi çok düştü. Tüm bu zorluklara rağmen çok yüksek maaşla olmamada Tatvan Can Hastanesi bana çok iyi geldi. 3 ay orda çalıştım. Can Hastanesindeki çalışma süreci psikolojik olarak beni rehabilite etti diyebilirim. Yeri gelmişken hastane yönetimi, çalışanları ve yöneticilerine bana hissettirdikleri için teşekkür etmeden geçmeyeyim.
İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?
OHAL inceleme komisyonu gibi gerçekten nasıl çalıştığını ve nasıl kararlar verdiğini anlayamadığım bir kurula başvuru yaptım. Henüz bir cevap gelmedi. Bana kalırsa sonuç mutlaka olumlu gelmeli. Ama gördüğümüz ve şahit olduğumuz bazı durumlardan dolayı nasıl olacağını çok kestiremiyorum. Şu an ülkede hukuki zemin yok gibi görünüyorsa da ilerde yine hukuk yoluyla bana ve arkadaşlarıma yapılan hukuksuzluğun hesabını sorabileceğimi düşünüyorum. Ayrıca ilahi adaletin tecelli edeceğinide savunuyorum. Başından beri sahip olduğum direniş kültürü ile direnerek mutlaka geri döneceğimi biliyorum.
Van’da KHK’yle kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?
Van da tüm kurumlardan KHK ile ihraç edilen memur sayısı 750 civarında. Belediyelerden ihraç edilen sözleşmeleri sona erdirilen işçi sayısını eklediğinizde bu sayı yaklaşık olarak binlere yaklaşıyor. Sendikal kimliğimden dolayı ihraç edilen sağlık emekçileri ile iletişim halindeyim. Etrafımızda mağdur edilenlerin sayısının bu kadar fazla olması destek olma konusunda eksiklik yaşamamıza neden olabiliyor. Elimizden geldiğince psikolojik anlamda birbirimize destek olmaya çalışıyoruz.

İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, iş bulabildiniz mi, şuanda çalışabiliyor musunuz?

İhraç sonrası kısa bir süre özel hastanede çalıştım. Evden uzak olmam ve oğlumun psikolojik durumunun olumsuz etkilenmesinden dolayı işi bıraktım. Döndükten sonra bir arkadaşımın spor merkezinde yöneticilik yaptım. Sonrasında arkadaşlarımın tavsiyesi ile estetiysen eğitimi alarak ufak bir yer açtım ve güzellik uzmanlığı yapmaya başladım. Çalışmak kolay fakat ticareti bilmemek çok zordu ilk başlarda. İşi yaptıktan sonra ücreti istemekte zorlanıyordum. Hatta parasını vermeyen müşterilerim oldu para istemeye utandım. Yavaş yavaş öğreniyorum galiba. Aslında anladım ki üretmek benim için aslı olan. Üretmeden kendimi kötü hissediyorum.
KHK’lerle ihraç edilen arkadaşlarınıza alternatif bir yaşam için neler önerirsiniz, yeni bir hayata nasıl başlayabilirler?
Hâlâ yeni yeni ihraç edilen arkadaşlarımız var. KHK laf bitti ama farklı şekilde hukuksuzluklar devam ediyor. Kendine güvenmek sürece karşı göğüs germeyi çok kolaylaştırıyor. Birazda direnişle harmanlama yapıldığı zaman dik durabiliyorsunuz. Karamsar olmamak lazım. Umudu diri tutmak ve ailenle kenetlenmek. Tüm bunları uyguladığınız zaman süreci daha rahat alabileceklerini görecekler.

 

Kültürel, sanatsal faaliyetlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir, bu alanlarda çalışmalarınız var mı veya bu alanlarda çalışmayı düşünüyor musunuz, ihraç edilen kişiler bu çalışmalara entegre olabilecekleri olanaklara sahipler mi?

İhraç edildikten sonra maalesef zaruri olmayan şeylere pek ilgi göstermek mümkün olmuyor. Öncelikleriniz çok değişiyor. Bu sebeple kültürel ve sanatsal çalışmalara uzak kalıyorsunuz.

İhraç edildikten sonra yaşadığınız zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte?
İhraç edildikten sonra karmakarışık ruh haline bürünüyor insan. Etrafında olan insanların ayrıştırılması için iyi bir indikatör aslında. Yıllarca çok samimi bulduğum yâda öyle sandığım insanların bir kısmı hayatımdan kendi istekleri ile çıktı. Fakat genel anlamıyla dostlarım beni yalnız bırakmadı. Arkamda büyük bir güç olarak sendikam (SES) vardı. Böyle zamanlarda arkanda örgütlü bir güç olması müthiş bir rahatlık veriyor.

İhraç edilen insanlarımız için neler yapılabilir, nasıl desteklenebilirler, bu konuda neler söylersiniz?

İhraç edilen bir kişide en çok sarsan durum üretimden yoksun kalmak. Kişi kendini atıl durumda hissediyor. Aslında komün al ekonomiyi yaşatabilsek bir araya gelip bir şeyler üretilebilir. Kadınlar için bu durum daha zor. İhraç edilen kadından evinde oturması bekleniyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği içerisinde yaşama mahkûm edilmeye çalışılıyor. Böylesi durumlarda daha hassas davranmak, karşılaştığımızda bu algının yerleşmesine engel olmak gerekiyor. Komün al ekonomiyi örmek kadınlar için çok daha önemli. Bu anlamda ihraç edilen kadın arkadaşların daha başarılı olduğunu görüyoruz.

Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz kendiniz ve demokrasi, eşit bir yaşam, barış ve coğrafyamız adına?
Kürt bir babanın ve Türk bir annenin kızı olmak, Toplumsal uzlaşmama hâlini en yakınında denetimleyerek yaşadım. İleriye yönelik en büyük hayalim toplumsal uzlaşının sağlanarak yaşadığımız coğrafyada barış tohumlarının ekildiği ve alabildiğine yeşerdiği bir ülke olmamız. Hakkın yerini bulduğu, kadınların, çocukların ezilmediği güzel günler bizi bekliyor. Bu kötü günleri atlatacağız buna inanıyorum.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.

Size çok teşekkür ederim.

 
Editör: Haber Merkezi