İSTANBUL  ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ  LEYL EKİM'İN RÖPORTAJI:İstanbul'da her renkten gençlerin bir araya gelmesiyle oluşan Leyli Sanat Ekibi; yaşamın her alanına el atan KHK'lardan nasibini almış kültür-sanat, edebiyat ve müzik alanlarında umut adına üretimin adı oldu. Ufuk Kadız'ın fikriyle başlayan hemen ardından Esen Tuncer, Melek Kılıçgedik, Sevginur Dikin ve Hakan Bozkurt öncülüğünde çalışmalarına devam eden Leyli Sanat Ekibi, imkansızlıklara rağmen video prodüksiyon, müzik çalışmaları, hikaye/senaryo geliştirme ve edebiyat alanlarında, "gelin birlikte üretelim" şiarıyla her kesime kucak açarak üretim yapıyor.

 



Ö.G: Merhaba. Leyli Sanat nedir, nasıl bir araya geldi ve faaliyetleri nelerdir? Biraz anlatır mısınız?

Ufuk Kadız: Ben Radyo Sinema Televizyon son sınıf öğrencisiyim. Sinema öğrencisi olduğum halde staj yapamadım ve staj adı altında set işçiliğinin ağır koşullarını zorla dayatan sisteme girmek istemedim. Set işçiliği, 12-14 saat boyunca ağır çalışma koşulları altında emeğin sömürüldüğü ve karşılığının alınmadığı bir iş kolu. Leyli Sanat fikri de aslında bir gece bunları düşünürken aniden ortaya çıktı. Düşündüm ki sömürünün yeni bir kurbanı olmaktansa, daha farklı bir fikirle sanat ve edebiyat alanında fikir özgürlüğüyle üretimlerimizi kendimiz gerçekleştirelim. Bu şekilde yola başladık ve yaptığımız birçok etkinlikten öğrendiğimiz deneyimlerle yolumuza devam ediyoruz. İleriki yıllarda da bir sanat evi olmayı hedefliyoruz.


Leyli Sanat Ekibi çalışmalarını şu anda üç koldan yürütüyor. Yazı, müzik ve görsel sanatlar ekiplerimizden oluşuyor. Bu ekiplere yönelik de her ay en az üç etkinlik yapıyoruz. Kitap okuma günü, müzik gecesi ve film günü. En son "İki Dil Bir Bavul" film gösterimini yaptık ve filmin hemen ardından izleyicilerle söyleşi gerçekleştirdik. Film üzerine tartışarak, film ile yaşamdaki deneyimleri karşılaştırarak yeni fikirlere ulaştık.



Ö.G: Peki bize biraz yazı ekibinin çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Melek Kılıçgedik: Ben de gazetecilik öğrencisiyim. Ekibimizin çoğunluğu da öğrencilerden oluşuyor. Şu anki politik koşullarda; kanalların, gazetelerin, televizyonların KHK'lar ile kapatıldığı bir süreçte bizim herhangi bir basın yayın organında bırakın çalışmayı staj yapmamız bile çok zor. Biz de bu imkanı kendimiz yaratmak istedik. Kendi ürettiğimiz deneme, şiir, öykü, röportaj gibi çalışmalarımızı Leyli Sanat Ekibi'nin internet sitesi üzerinden yayınlıyoruz. Böylece gerek dışardan gelen yorumlarla gerek ekip içindeki yorumlarla hatalarımızı eksiklerimizi görerek kendimizi geliştiriyoruz. Aylık toplumsal temalarımız üzerinden edebiyata dair kim ne üretmek istiyorsa, ona bu ortamı sunuyoruz. Toplumun ötekileştirilmiş tüm kesimlerinden bir araya gelen arkadaşlarımızla üretim sahası oluşturarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.



Ö.G: Leyli Sanat Ekibi'nin müzik ekibi nasıl işliyor peki? Tüm alanlarda olduğu gibi müzikte de kolektif çalışma gerekir üretim için. Siz bu alanda neler yapıyorsunuz?

Hakan Bozkurt: Aslında ben inşaat teknikeriyim, iş saatlerimin dışında müzikle uğraşıyorum. Leyli Sanat Ekibi'nde de müzik çalışmaları yapıyorum. Esasen ben kendi şarkılarımı yapmak, bestelerimi yazmak istiyordum. Bu anlamda da bana bir kanal gerekiyordu ve Leyli Sanat benim için bir çıkış noktası oldu. Müzik ekibinde çalışma yürütüyorum fakat diğer tüm etkinliklerimize de katılıyorum. Bu da hem bana deneyim oluyor hem de birbirimize kattığımız şeylerle yeni bakış açıları oluşturuyoruz. Böylece durduraksız bir ilerleme oluyor. Birçok insanın farklı fikirleri ve düşünceleriyle bu tür faaliyetlerde bir araya geldiğini ve güzel sonuçlara ulaştığımızı düşünüyorum. Özellikle tam da bu açıdan Leyli Sanat Ekibi fikir, ideoloji, cinsel yönelim gözetmeksizin herkesi kucaklayan bir oluşum. Toplumun farklı kesimlerinden olan katılım bizim kolektif üretim yapımıza da uyum sağlıyor. Zira fikirler birleşerek yeni noktalara götürüyor bizi.



Ö.G: Neden Leyli Sanat? Leyli Sanat toplumsal mücadelenin bir ayağını oluşturuyor diyebilir miyiz?

Esen Tuncer: Ufuk bana bu fikirden ilk bahsettiğinde heyecan hissettim. Dolayısıyla oradan bir şeyler alacağımı ve vereceğimi düşünerek de beni kalben içine çekti ekip. Şu anda da etkinlikleri organize ettikçe, bu ekibin içinde oldukça bunu daha çok hissediyorum. Benim için önemli olan şuydu aslında, belki dışarıda bir çok noktada buluşamayacağım farklı fikirlere ve ideolojilere sahip insanlarla bu sanatsal üretim içerisinde bir araya geliyorum. Bu durum da bir süredir unuttuğum bir şeyi hatırlatıyor bana: bir olmak, beraber olmak. Önyargılarımızı bir kenara bırakıp birlikte hareket ettiğimizde ortaya çok renkli üretimler çıkabiliyor. Biz kimiz, neyi düşünüyoruz gibi soruları ortadan kaldırıp ortak değerler üretebilmek mühim olan. Bu nedenle Leyli Sanat'ta olmak bana çok iyi geliyor. Düzenlediğimiz müzik gecelerinde ben de erbane çalıyorum. Fotoğraf çalışmalarına katkıda bulunuyorum. Geçtiğimiz ay mücadele temasındaki üretimlerimizde ben de Bursa Cumalıkızık bölgesinden çektiğim fotoğraflarla yer almıştım. Kendimce de aylık temalarımızı yorumlama tarzlarımla etkinliklerde yer almaya devam edeceğim.



Ö.G: Son olarak toparlayacak olursak eklemek istedikleriniz var mı?

Ufuk Kadız: Evet. Çalışmalarımız devam ediyor. Ama daha fazla üretime dönük platformlarda yer almayı düşünüyoruz. Festivaller, yarışmalar ve buna benzer faaliyetlerle sesimizi duyurarak daha geniş kesimlere ulaşmak istiyoruz. Sanat adına bizlere destek olan, olmak isteyen herkese ve özellikle Ötekilerin Gündemi'ne çok teşekkür ediyoruz.



 
Editör: Haber Merkezi