Nefes Alamıyorum
Hayat uzun bir hikaye ..yaşamaya tutunmak için uzun uzun ve özgür nefeslerin olması gerekiyor. hayat bu ya, bazen derin yaralar, bazen derin anılar bırakır..yaralar hep bize anılan hep geleceğe bırakılır..
insanın ekmeğine, insanın emeğine, insanın bedenine, insanın iradesine el konulduğunu çok kere görmüştüm. fakat Halepçe de insanın nefesine elma kokusu ile el konulduğunu da görmüştük. bu gibi örnekler tabi ki dünyada mevcuttur ..dedim ya
hayat uzun bir hikaye ve devam ettikçe, yok etme yöntemleri de beraberinde geliştirilip bizleri nefessiz bırakmak için nefes almadan gözünü kırpmadan insan canına kıyabiliyorlar
gözü dönmüş bir dünya, tek dışı kalmış canavar misali bir düzen de istediğiniz kadar nefes alın, akşamın sonunda evinize giderken bile her hangi bir sokağın sonun da sadece insanlık adına kaç kere nefessiz kaldığımızı hissettiğimizdir. adaletin güçlüden yana olduğu bir düzen de renginiz kimliğiniz ne olursa olsun alacağınız son nefes boğazınıza düğümlenen son nefes olacaktır. yakın dünya tarihin de farklı kimlik farklı ırk ve farklı din üzerinden bir ırkın kutsanıp başka yaşamları yok sayma kendini var etme ve bu gibi durumları, barış, demokrasi, insan hakları ,eşitlik olarak lense edilmesi günümüz düzenin kârlı siyaseti, ekonomik ve dini kazanımları olarak egemen güçler ve faşist devletlerin hala başvurduğu en basit yöntem olarak duruyor.

Nefes alamıyorum
bir yudum nefes için imdat et..
vur ellerini asfalta
hadi durma yalvar İncile, Kurana
yalvar ..yalvar hepimiz adına
ve sonra
kaldır başını bak cellâtına bir de Huda'ya
şimdi...
özgürlük heykeli dibin de
bu suya yatmış zulüm
gözler siyah,ten siyah, ölüm siyah olmuş
derin bir uyku sarmış adaleti ve düzeni
artık kimse görmez kimse bilmez olmuş
hangi nefesin kaç renk de
hangi nefesin kaç dilde
hangi nefesin kaç kimlik de nefessiz kaldığını
artık nefes alamıyorum.
hayaller gibi uzun olmuş ülke sınırları
gerçekler gibi meşru olmuş insan katliamları
cennet diye yaşadığımız bu dünya da
görmüş olduk cehennemin ayak izlerini
kalk altırk..kalk
bir bak cellâtın yüzüne bir de Huda'ya
Editör: Haber Merkezi