ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; - Tarihte Atlas Okyanusu’nu tek başına uçarak geçen ilk kadın olan Amelia Earhart, 20’nci yüzyılın havacılıkta en önemli isimlerinin başında yerini aldı. Bugün, 1937 yılında dünyanın etrafında uçma girişiminde bulunan ancak gökyüzünde kaybolan efsanevi pilot Amelia’nın yaş günü.


JINNEWS'ten Sibel Özalp'in haberine göre; Atlas Okyanusu’nu tek başına uçarak geçen ilk kadın ve modern feminizm hareketinin başlatıcılarından olan Amelia Earhart, 24 Temmuz 1897 tarihinde ABD’nin Kansas eyaletinde doğdu. Birçok dahinin yaşam öyküsünden alışık olunduğu gibi Amelia’nın da sorunlu bir ailesi ve alkolik bir babası vardı. Mutsuz bir ailenin çocuğu olan Amelia’nın şanslı olduğu kısım ise ailesinin onu yeni ve farklı şeyler deneme konusunda cesaretlendirmesiydi. Sıradan bir çocuk olmadığı daha küçük yaşta hobilerinden anlaşılan Amelia’nın ağaçlara tırmanarak geçirdiği çocukluğunda en büyük hobisi ise gazete kupürleri biriktirmekti. Biriktirdiği haberler ise o dönem hukuk, mühendislik, reklamcılık gibi erkek egemenliğindeki konularda başarılı olan kadınların yaşam öykülerinden örneklerdi.


Hemşerilikten pilotluğa 


Amelia, ilk kez 10 yaşındayken uçak görmüştü ve gördüğü şeyden etkilenmediğini şöyle anlatıyordu: “Paslı tellerden ve tahtadan oluşan bir şeydi, hiç enteresan görünmüyordu…” Ancak aradan 10 yıl geçtikten sonra katıldığı bir akrobatik uçuş gösterisinde, havacılıkla ilgili fikirleri değişti. Amelia’nın asıl mesleği hemşirelikti ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Kanada’da askeri hemşirelik yapıyordu. Aynı zamanda çocuklara gönüllü İngilizce öğretiyordu. Savaştan sonra havacılıkta kaydedilen teknolojik gelişmelerle yakından ilgilenen Amelia, 1920’lerde popüler olan uçak gösterilerini seyretmekten zevk almaya başlamıştı. 28 Aralık 1920 tarihi yaşamının dönüm noktalarından biri oldu. Frank Hawks adındaki bir pilot, Amelia’ya 10 dakikalık ilk uçuşunu yaptırdı. Amelia, o günle ilgili: “60-70 metre kadar yerden yüksekteydim ve uçmam gerektiğini o an kesin olarak anladım” diyordu.


Atlantik’i geçen ilk kadın pilot 


Bir sürü farklı işte çalışarak ve annesinin yardımıyla para biriktiren Amelia, 10 saatlik öğretim ve birçok çarpışmadan sonra uçmaya hazırdı. İlk yalnız uçuşunu 1921’de yaptı. Sonraki yıl yeterli parayı biriktiren Amelia, kendi uçağını satın aldı. 1928'e dek sadece hobi olarak uçtu. Bu durum Amelia'nın Yüzbaşı Hilton H. Railey' den bir çağrı almasına dek sürdü. Yüzbaşı, Amelia'ya, Wilmer Stultz ve Louis Gordon adlı pilotlara Birleşik Devletler ‘den İngiltere' ye uçuşlarında eşlik etmesini teklif etti. Amelia, kendisinden önce aynı denemeyi yapan 3 kadın pilotun yaşamını yitirmesini bildiği halde teklifi kabul etti. Sadece bir yolcu olacağını düşünürken, Haziran 1928’de gerçekleşen uçuşta Atlantik’i geçen ilk kadın pilot oldu.


Havanın Kraliçesi


Ekip Amerika’ya döndüğünde büyük bir sevgi seliyle karşılandı. Gazeteciler Amelia’nın lakabını hazırlamışlardı: “Lucky Lindy” (Şanslı Lindy). Bazı gazeteciler daha da ileri gidip Amelia’yı “Queen of the Air” (Havanın Kraliçesi) olarak adlandırmışlardı. Uçuşun organizatörlerinden George Putnam, bu ünü kullanmaya karar verdi. Amelia, Amerika’nın çeşitli yerlerinde konuşmalar yapmaya başladı. Yüzü, kadın kıyafetleri, bavul, Lucky Strike sigarası ve spor kıyafetleri gibi çeşitli ürünlerde kullanılmaya başlandı.


Amelia ise George Putnam’ın yarattığı bu markayı yine kadınları havacılığa yönlendirmek için kullandı. Bu ünü sayesinde, Cosmopolitan dergisinden gelen yardımcı editörlük teklifini daha çok insana ulaşabileceğini düşündüğü için kabul etti. Bu dergiyi hem kadınları havacılık alanında teşvik etmek için hem de ticari havacılığın gelişmesi için kullandı. Transcontinental Air Transport firmasının ticari uçuşlarının en büyük destekçilerinden oldu. Daha sonra National Airways firmasının başkan yardımcılığını üstlendi.


Güçlü kadın profilinden yine ödün vermedi


Amelia, George Putnam ile 1931’de evlendiğinde yıllar boyu edindiği güçlü kadın profilinden yine ödün vermedi. Evliliğini karşılıklı kontrol dengesi olarak tanımlayan Amelia, evlendikleri gün eşine yazdığı mektupta: “Şunu anlamanı isterim: Bana sadık olman gibi ortaçağ yasaları ile seni zorlamam, ben de aynı yasaların direttiği şekilde sana bağlanmış değilim.”


Hawaii-California arasını tek başına uçan ilk kişi oldu


Tek başına Newfoundland’dan İrlanda’ya uçarak Atlantik’i tek başına geçen Amelia, 13 saat 30 dakika ile yeni bir Atlantik geçiş rekoru kırdı. Başarısı birçok madalya ile onurlandırıldı. National Geographic Cemiyeti’nden Altın Madalya, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nden Seçkin Uçuş Madalyası ve Fransız Hükümeti’nden Onur Nişanı. ABD’yi baştan başa geçtiği uçuşundan sonra Ocak 1935’te Newfoundland-İrlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan Hawaii-California arasını yine tek başına uçan ilk kişi oldu.


Son uçuşu


Son uçuşu ise 1937 yılının Haziran ayında oldu. 16 yaşındayken dünyanın en genç lisanslı pilotu olan Elinor Smith’in hocalığını yapan Amelia, Amerikalı meslektaşı Fred Noonan ile Lockheed Electra modeli, çift motorlu bir uçakla dünya turuna çıktı. Fred Noonan ile çıktığı dünya turunda, sırasıyla; Miami’den Güney Amerika’ya, Güney Atlantik Okyanus’unu geçip Afrika’nın Dakar şehrine, oradan da Tayland ve Avustralya’ya uçtular. Howland Adası rotasında, Amerikan Sahil Güvenliği uçakla iletişimi kaybetti. Son mesaj 2 Temmuz 1937, sabah saat 08.45’de geldi. Amelia’nın ses tonu çok “telaşlı” olarak tanımlandı.


Telsizle ulaşımın sağlanamadığı ve ekibin artık gelmeyeceği anlaşılınca Howland’da bulunan Ithaca isimli Amerikan ekibi derhal arama başlattı. Amerika Başkanı Roosevelt’in onayıyla 4 milyon dolar bütçeli, 66 uçak ve 4 gemiden oluşan ekip Amelia ve Fred Noonan’ı aramaya başladı. Resmi arama 18 Temmuz 1937’ye kadar sürdü. Amelia’nın eşi George Putnam, Ekim 1937’ye kadar süren kendi finanse ettiği arama sürecini başlattı. 5 Ocak 1939’da ise Amelia Earhart resmi olarak ölü ilan edildi.


Eşi George Putnam, 1939 yılında Amelia’nın macera dolu yaşamına bir övgü ve anma niteliğinde biyografi yayınladı.


Kayboluşun gizemi 81 yıl sonra çözüldü


Amelia Earhart’ın kayboluşunun gizemi 81 yıl sonra çözüldü. Kayboluşundan sonra 1 hafta boyunca uçağından radyo sinyalleri alındı. Uçağın üreticisi Lockheed'in açıklamasına göre, suya giren herhangi bir telsizin bir daha çalışmasına imkan yoktu. Buna göre talihsiz kadın pilotun uçağı bir kara parçasına indirmeyi başardığı veya düşüşün yine bir kara parçasında olduğu kesindi. Geçen onca zamanda yapılan 4 milyar dolara yakın harcamanın ardından, Amelia’nın Kiribati sahili yakınlarında hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Yaklaşık 1 hafta boyunca radyo sinyalleriyle yerini belirtmeye çalışan Amelia’ya hiçbir şekilde ulaşılamadı. Issız bir adada kurtarılmayı bekleyen Amelia Earhart, yine bu adada muhtemelen açlıktan hayatını kaybetti.


‘Amelia’ beyaz perdeye aktarıldı


Amelia Earhart`ın 1939`da resmen öldüğü ilan edildi ama o hala insanları etkilemeye devam ediyor. Hakkında birçok kitap yazıldı ve birçok donanma gemisine, köprülere adı verildi. Birçok filmde ve televizyon yapımında yan karakter olarak yer alsa da kapsamlı olarak hayatını anlatan film projesini bir başka cesur kadın olan Mira Nair hayata geçirdi. Önyargıları ve tabuları yıkan bu kadının hikayesi Mira Nair’in filmi “Ameli”  ile 2010 yılında beyaz perdeye aktarıldı.

Editör: Haber Merkezi