Bornova Belediyesi'nde taşeron düzenlemesinin işsiz bıraktığı işçiler, yaşadıkları sorunun ülkenin demokrasi sorunundan bağımsız olmadığını söylüyor.

İZMİR-Bornova Belediyesi’nde çalışan 181 taşeron işçisinin, taşerona kadro düzenlemesi kapsamında belediye şirketine geçmek için yaptığı başvuru güvenlik soruşturması ve emeklilik engeline takıldı. İşsizlikle karşı karşıya kalan işçiler tepkili. İşyeri Temsilcisi Süleyman Ateş, yaşadıkları sorunun ülkede yaşanan demokrasi sorunundan bağımsız olmadığına dikkat çekerek “Sınıfsal ve demokratik bir cephe oluşturulması gerekiyor. Sadece bizler için değil, ülkede yaşanan tüm sorunlara karşı bu ülkeyi sevenler ve demokrasiyi savunanlar olarak üzerimize düşeni yapmalıyız” çağrısında bulundu.

Bornova Belediyesi’nde Genel-İş 7 No’lu Şube üyesi 181 işçinin 48’i güvenlik soruşturmasını geçemediği, 51’i emekliliği hak ettiği, 70’i yasa kapsamı dışında tutulan saatlik ve kısmı zamanlı çalışan olduğu, 15 kişi ise diğer nedenlerle işsiz kaldı.

‘NE YİYİP NE İÇECEĞİZ’
Bornova Belediyesi’nde Temizlik işleri Müdürlüğü’ne bağlı çalışan 53 yaşındaki Ayşe Şen de emeklilik engeline takılanlardan. “Emekli olmuşum hiç haberim yok, şaka yapıyorlar sandım” diyerek yaşadığı şoku anlatan Şen, “Biri evli biri bekar iki çocuğum var. Çalışmak zorundayım, nasıl geçineceğim. Bin lira civarında emekli maaşı alacağım söyleniyor. Ev kira elektrik, telefon, su yakıt 500 lira, biz ne yiyip ne içeceğiz” diye tepki gösterdi. Şen, “Alışmışım çalışmaya, korkuyorum ne yapacağım. 11 yıldır, sabah kalkıp işe gidiyorum şimdi sabah kalkıp ne yapacağım” diye konuştu.

‘YİNE ÇALIŞACAĞIZ SİGORTASIZ, SENDİKASIZ’
Münevver Boyacı ise 11 yıldır belediye de büro işçisi olarak çalışıyor. 54 yaşında emeklilik nedeniyle işsiz kaldı. Boyacı, şunları söyledi: “11 Şubat’ta emekliliği hak ettim, 21 Şubat’ta emekli edildim. Zorunlu emekli ettiler. Kimse memnun değil, benim yine evim var, kirada oturanlar var onlar ne yapacak. Kim ister emekliliği geldiğinde çalışmayı ama ülke koşulları ortada çalışmak zorundayız. Çocuk okutan var. Kiracı olan var, emekli parasıyla nasıl yaşanır. Benim eşim vefat etti, çocuklarımın başında tekim. Ne yapacağız şimdi. Gidip başka yerde yine çalışacağız. Bu sefer sigortasız, sendikasız. Şuan ihtiyacım var çalışmak zorundayım.” “Bu yaptıklarının adı kadro değil” diyerek taşeron düzenlemesine tepki gösteren Boyacı, belediye yöneticilerine de öfkeli: “Belediyeler de DİSK ile beraber işçisini korumalıydı. Karşı çıkmalıydı düzenlemeye.”

‘KENDİLERİ ZENGİNLİK İÇİNDE, BİZ AÇIZ’
Belediyede temizlik işlerinde çalışan ve ismini vermek istemeyen bir kadın işçi, zorunlu olarak emekli edildiğini söyledi. İşçi tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Malulen emekli olacağım, hastayım ama en az iki yıl daha çalışmak istiyordum. 900 lira emekli maaşı alacağım söyleniyor. Asgari ücret bile değil. Bu parayla nasıl yaşayalım. Bizi açlıktan öldürecekler. Bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Ya emekli maaşlarını yükseltsinler ya da emekli etmesinler. Kendileri zenginlik içerisinde yüzerken bizi açlıkla baş başa bırakıyorlar bir de fedakarlık istiyorlar, utanmazlar.”

ORTAÇAĞ ZİHNİYETİ

Süleyman Ateş

10 yıldır Bornova Belediyesi’nde çalışan İşyeri Temsilcisi Süleyman Ateş, 20 yıl önceki siyasi hükümlülüğü nedeniyle güvenlik soruşturmasına takılarak başvurusu reddedilen işçilerden. Ateş “Sınıfı örgütlemekten dolayı gençlik dönemimde hüküm giymiştim, 20 yıl önceki hükümlülük nedeniyle tekrar cezalandırıldım. Ortaçağ zihniyeti söz konusu. Açıkçası iktidar, halkı tebaası olarak görüyor, ‘Bana karşı gelenler bu ülkede nefes alamaz, yaşayamaz, çalışamaz’ diyor. Ülke kapalı bir cezaevine döndürüldü” diye konuştu. Evlilik planı yaptığını ancak bu durum nedeniyle ertelemek zorunda kalacaklarını söyleyen Ateş, “Şimdi mücadele zamanı, mücadeleden zaman bulursak, bir de ekonomiyi düzeltirsek o zaman yeniden plan yapabiliriz” dedi.

Yıllardır hakları için mücadele ettiğini ve etmeye de devam edeceğini söyleyen Ateş, devam etti “Birlik olmadan bir şey olmaz. Genel-İş’e üye tüm işçiler ve bugüne kadar çeşitli bahanelerle işten atılan KHK mağdurları Türkiye genelinde birleşerek eylemlilikler örgütlemeliyiz. Başka türlü kazanamayız. Sınıfsal ve demokratik bir cephe oluşturulması gerekiyor. Sadece bizler için değil, ülkede yaşanan tüm sorunlara karşı bu ülkeyi sevenler ve demokrasiyi savunanlar olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu bizim, özellikle de işçi sendikalarının görevi. Ancak bu şekilde geri adım attırabiliriz.”

‘BİZ GERÇEK BİR KADRO TALEP ETTİK’
İşyeri Temsilcisi İftihar Levent kendisi işsiz kalmasa da arkadaşlarının işsizlikle karşı karşıya kalmasına tepkili: “Bu düzenlemenin kadro olmadığını sadece statümüzün değiştiğini hepimiz biliyorduk. Biz gerçek bir kadro talep ettik. Bu yalanı kabul etmiyoruz. Hepimiz çok üzgünüz. Bugün onlara yapılan yarın başka başka gerekçelerle bize de yapılacak. İş ararken işlerini kaybetmiyor bu insanlar, işleri varken kaybediyor. Şimdi ne yapacak arkadaşlarımız. KHK’dan atılan öğretmenleri görüyoruz, bir yıldır simit satıp yaşıyorlar. Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diye bir atasözümüz vardı. Şimdi kölesi olduğumuz öğretmenler köle yapıldı. Arkadaşlarımıza olacak da bu.” İşyerinde tüm işçilerin tepkili olduğunu söyleyen Levent, “Ortak eylem kararları almamız gerektiğini kendi içimizde konuşuyoruz. Biz bunun böyle olacağını biliyorduk, seçim yatırımıydı, bilmeyenler de öğrendi. Mücadele edeceğiz” dedi.

Kaynak. Evrensel Nuray ÖZTÜRK
Editör: Haber Merkezi