İZMİR - Karaburun Bilim Kongresi'nde yapılan oturumda konuşan HDP'li Tayip Temel, "Toplumsal mücadelede yan yana gelmeyenlerin sandıkta kazanması güçtür. Toplum demokratik ittifakla bir araya getirile bilinir. Bunun imkânı her zamankinden fazladır" dedi. 

Toplumsal sorumluluklar ve gönüllülük üzerinden her yıl düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi'nin 15'incisi bu yıl “Kapitalizmin Salgınları ve Bitmeyen Kavga” başlığıyla gerçekleştirildi. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen kongre, koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle katılımcı sayısı 120 kişiyle sınırlı tutuldu. 

Kongrenin son gününde, "Türkiye siyasetinin mevcut durumu" başlığıyla oturum düzenlendi. Oturumda, Halkların Demokratik Kongresi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca sunum yaptı. 

'İÇ BARIŞ SAĞLANMALI'

CHP'li Aykut Erdoğdu, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yönetim tarzının hem Türkiye hem de dünyaya zarar verdiğini belirtti. Bu yönetimin herkesi kendine benzetmeye çalıştığını belirten Erdoğdu, "Düşünce ve tartışma siyasetini yok ediyor" dedi. Erdoğdu, gerçek bir demokrasi, yargı bağımsızlığı, iç barışın sağlanması gerektiğini belirterek, bunları sağlayamayan hiçbir yönetimin başarılı olamayacağını sözlerine ekledi.  

KADIN MÜCADELESİ

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da Türkiye'nin tek adam sistemiyle yönetildiğini belirtti. AKP ve diğer partilerin savaşa hazırlanır gibi seçime hazırlandığını söyleyen Kerestecioğlu, "Şuanda tüm partiler ve AKP seçime savaşa hazırlanır gibi hazırlanıyor. Erdoğan yeniden hukuk, adalet, barış, eşitlik gibi kavramlara sarılarak mağduriyet siyasetine dönüş yaptı. Bunu yaparken de baskın ve düşmanlaştırışı bir dil kullanıyor. Türkiye'de her şey Erdoğan etrafından toplanıyor. Kolluk kuvvetleri partizanca görevlendiriliyor. Ülkenin sistemi tek bir kişi tarafından yönetiliyor. Devlet ve hükümet ayrımı tamamen ortadan kaldırıldı. AKP yüz yıllık devlet geleneğini itaat terakki ile içselleştiriyor. Kutuplaştırma siyasetini yayıyor. Bunun karşısında gerçek bir muhalefetin olduğunu söylemek ise zor. Ancak bütün bunlara karşı çıkan ana muhalefetin kadın mücadelesi olduğunu söylemek istiyorum. Türkiye siyasetine kadınların mücadelesi önemli bir damga vurdu. Buradan önemli dersler çıkartmalıyız" diye belirtti.

'KÜRTLER DİRENMEKTEN VAZGEÇMEDİ'   

Tayip Temel de, Türkiye'nin nasıl bir rejimle karşı karşıya olduğu tespitinin sıkça yapıldığına vurgu yaparak, "Buna karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerine durulmasının önemli olduğunu düşünüyorum. AKP kurulduğu sürede halka yenilikler getireceğini ve dönüşüm sağlayacağı üzerine iktidara geldi. AKP Türkiye'de değişim ve dönüşüm sahteci bir yaklaşım ile etkili oluyor. Muhalefet yeni olan bir şey topluma vaat etmedi. Sol bu konuda kendisini toplumsallaştırmadı. Bundan kaynaklı bu rejimin doğmasına neden oldu. Kürt siyaseti mevcut iktidarla sürekli bir direniş ve mücadele içerisinde yer aldı. Yer yer de mücadele ile müzakere yaptı. Kürtler mücadele ve bedel ödemekten geri durmadı" dedi.  

'MUHALEFET ÇÖZÜME KARŞI ÇIKTI'          

Kürt hareketinin Turgut Özal'dan sonra ilk kez cesur bir adım atarak çözüm sürecini başlattığını sözlerine ekleyen Temel, "Muhalefet bu sürecin karşısında duran noktada oldu. Oysa Türkiye'nin demokratikleşmesi için muhalefetin Türkiye'nin kaderini belirleyen noktada yer alması gerekirdi. CHP Türkiye'nin kurucu partisidir. 100 yıllık Kürt sorununu sırtında taşıyor. CHP demokratikleşmeyi, değişip, dönüşmeyi esas alması gerekirken, devletçi bir parti siyasetini takındı" eleştirisinde bulundu. 

MÜCADELEDE YAN YANA GELMEK

"Sol parçalandıkça güç kaybediyor" diyen Temel konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Muhalefet olarak içerde ve dışarıda büyük güç kaybeden AKP'nin sandıkta kaybedeceği handikabı içerisindeyiz. Bütün bu sorunlara karşı çıkmak için; sandık mı? Toplumsal mücadele mi? Kuşkusuz 2 başlık da önemlidir. Ama en önemlisi toplumsal mücadeledir. Toplumsal mücadelede yan yana gelmeyenlerin sandıkta kazanması güçtür. Bunun için mücadele birliğine ihtiyaç vardır. Kuşkusuz toplum direnmiştir. Faşizmin yeniliyor olduğunu göstermiştir. Bu da büyük bir umut vaat ediyor. Demokratik ittifak ile toplum bir araya getirile bilinir. Bunun imkânı her zamankinden fazladır. Böylesi siyasal bir hamleye ihtiyaç vardır. Tek sorun küçük detaylarda boğulan bir araya gelme kaygısı yaşayan, ancak bir araya geldiğinde devasa bir güç halinde gelen muhalefette var. Önemli olan bence bu sorunu aşmaktır. Zaman bu sorunu aşma ve Kürt sorununu çözülmesi zamanıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesi Kürt sorunun çözümüyle mümkündür."  

DEMOKRATİK CUMHURİYET TALEBİ

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ise dünyada çoklu krizlerin giderek derinleştiğini belirterek, Türkiye'de de pandemiyle birlikte çoklu krizlerin büyüdüğünü giderek kalıcılaştığını aktardı. İktidarın ciddi bir kriz içerisinde olduğunu ifade eden Koca, "Yönetemeyen bir iktidar var. İçerde ve dışarıda savaş halinde ve bunun üzerine prestij kaybı yaşıyor. Giderek çözülen bir iktidar var. Tam gaz faşizmi inşa etmeye çalışıyorlar. Bunun hazırlıkları uzun süredir yapılıyor. Umut sokağın fotoğrafında yatıyor. Arayışları maddi bir güce dönüştürmek muhalefetin elindedir. Ülkenin sorunlarına karşı taleplerimiz etrafından ortak bir birliğe ihtiyaç vardır. Demokratik bir anayasa ve demokratik cumhuriyet talebiyle yan yana gelebilmeliyiz" diye ifade etti.   

Konuşmalarında ardından siyaset bölümü soru cevap şeklinde son buldu. 

Kongre, "Mülksüzler ne yapmalı?" başlığı altında yürütülecek tartışmalar ardından sona erecek. 

( Kaynak: MA http://mezopotamyaajansi35.com/tum-haberler/content/view/145675

Editör: Haber Merkezi