Özgür olmak bu yaşamda önceliğiniz ise davetimiz sizedir:

Kapitalizmin krizlerinden çıkış yöntemlerinin sonuçlarını birlikte yaşıyoruz. Suların doğal akışından, can verdiği doğadan, canlılardan, halklardan koparılarak şirketlerin sermaye birikimine sokulduğuna, doğal alanların maden, enerji ve inşaat şirketlerine nasıl teslim edildiğine, kentlerin yıkılıp orada yaşayan halklardan ve belleğinden koparılışına, her yerin inşaat şantiyesi haline nasıl getirildiğine, bunlara direnen halklara devletin güvenlik güçleri ile nasıl saldırıldığına, iktidarın egemenliğini korumak için faşizmin halklara, işçilere, emekçilere, kadınlara gençlere nasıl yaşatıldığına, tutuklamalardan, ölüme kadar giden özgürlüğün yok edilişine hepimiz tanık oluyoruz.

Bu uygulamaların bir örneği İstanbul’un kuzeyinde yaşanıyor. Kentte yeni yapı alanları açmanın üç büyük projesi birlikte yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Ekoloji, emek, meslek örgütlerinin tüm direnişine, mücadelelerine rağmen inatla ve işçilerin yaşam hakkını yok edecek hızda bu katliam sürüyor. Kuzey Ormanları’nı, sulak alanları yok eden 3. Köprü, ve bağlantıları, 3. Havaalanı ve Kanal İstanbul projelerinin yıkımını en derin yaşayanlar ise o projelerde taşeron sistemi ile çalıştırılan işçiler.

İşçi sınıfı; ölümü göze alarak yaşadığı bu sürece 14 Eylül’de isyan etti ve işi bıraktı. 10 bine yakın 3. Havaalanı inşaat işçisi greve gitti. AKP Başkanı’nın siyasi gövde gösterisine son verdi. İşçi sınıfının bu direnişinin bedeli işçilere ağır ödetiliyor. 34 işçi tutuklandı.

Bizler; işçi sınıfı ile dayanışmayı, sınıf mücadelesini siyasi mücadelenin öznesi kılanlar pazartesi günü kuruluşu duyurulan 3. Havaalanı İşçileri ile Dayanışma Platformu’nda buluştuk.

Bu buluşma ve dayanışmanın birliktelik büyüdükçe güçleneceğine inancımız sonsuz, aşağıda kuruluş duyurusunu bulacağınız daveti, bu yüzden size, bizlere, yaşamı özgürleştirecek olan hepimize bir kez daha bu köşeden tekrarlamak istedim.

“3. Havalimanı’ndaki insanlık dışı barınma- beslenme-ulaşım koşullarına, yaşanan iş cinayetlerine, ücretlerin düzensiz ödenmesi ve sigorta primlerinin eksik yatırılmasına, onur kırıcı muamelelere karşı birikmiş işçi öfkesinin patlamasından sonra başlayan işçi ve sendikacı tutuklamaları devam ediyor.

“Direnişin kendisi İGA patronları ve onları denetlemekle görevli Çalışma Bakanlığı ve yetkili tüm resmi merciler hakkında bir suç duyurusu anlamını taşıyan taleplerle tarihe geçti.

“Yetkililer bu talepler sayesinde açığa çıkan gerçeklerle ilgili hızla işlem başlatmak yerine İGA patronlarını korumaya aldılar. Tüm kamera kayıtlarını didik didik ederek direnişte “köle değiliz” diye haykıran, tutum alan işçileri teker teker ya da gruplar halinde tutuklamaya devam ediyorlar.

“ Yaklaşık 600 işçiyi gözaltına alıp, aralarında dört İnşaat-İş yöneticisi ve en son 5 Ekim’de DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da olduğu beş sendikacı ile 30 işçinin tutuklanması; direnme ve örgütlenme hakkına yapılmış açık bir saldırıdır. Anayasa ihlalidir.

“Bizler çeşitli sendikalar, kitle örgütleri ve demokratik kurumlar, duyarlı kişiler olarak bir araya gelerek 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu’nu oluşturduk. Bu Platform’la haksız-hukuksuz şekilde tutuklanan işçiler ve sendikacılar ile dayanışma içinde olacağımızı, 3. Havalimanı şantiyesinde çalışan arkadaşların bir isyanla deklare ettikleri taleplerinin takipçisi olacağımızı belirtiriz.

“Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması, parasız-pulsuz konuldukları cezaevindeki ihtiyaçlarının-mağdur edilen ailelerinin yaralarının sarılması için ortak bir çaba içinde olacağımızı vurgularız.

“Platformumuz, işçilerin direnme hakkına saygı duyan, insani taleplerini sahiplenen, onların bu şekilde mağdur edilmeleri karşısında vicdani bir sorumluluk duyan tüm kurum ve bireylere açıktır.”

Not: İnşaat İşçileri Sendikası’na, Devrimci Yapı İşçileri Sendikası’na ya da platformdan birimize ulaşabilirsiniz




Editör: Haber Merkezi