ŞIRNAK - 5 yıllık tutukluluğunun ardından cezaevinden çıkan Gazeteci Mehmet Güleş, gazetecilik heyecanını kaybetmediğini belirterek, kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mehmet Güleş, yaptığı haberler gerekçe gösterilerek, 2016’da Elazığ’da gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. 5 yıllık tutukluluğunun ardından 13 Ağustos’ta kaldığı Karakoçan K1 Tipi Kapalı Cezaevi’nden çıkan Güleş, yaşadıklarını ajansımıza anlattı. Takibini yapmadığı Roboski anması haberinin takibini yapmadığı haberde dosyasında suç unsuru olarak konulduğunu dile getiren Güleş, “34 insanı havadan bombalayarak katledenler, dışarıdayken, haberi yapanlar, sanal medyada paylaşanlar yargılandı, tutuklandı” dedi.

‘HABER YAZMAYI ÖZLEDİM’ 

“Haber kaynaklarıyla görüşmenin neresi suçtur” diye soran Güleş, “Gazetecinin haber seçme şansı yoktur. İddianamemde yer alan suçlamalar absürttü. Cezaevinde kaldığım süre boyunca en çok haber yazmayı özledim. 90'lardan beridir özgür basın üzerindeki saldırılar aralıksız devam ediyor. Muhalif olan, gerçekleri yazan birçok gazeteci katledildi, tutuklandı. Ama bu yolda ilerlemekten yorulmadık. Halkı gerçeklerden haberdar etmeye mecburuz. Ben cezaevinde kaldığım süreçte bunu daha iyi anladım” diye konuştu. 

‘HEYECANIMI KAYBETMEDİM’

Güleş, “Cezaevinde gazete getirildiğinde ben çok heyecanlanıyordum. Yeni Yaşam ve Evrensel gazeteleri geldiğinde bayram gelmiş kadar mutlu olurduk. Çünkü bize gerçekleri, hakikati getiriyordu. Dört duvar arasında bile o heyecan bitmedi. Şüphesiz nasıl ki; yemek ve su olmadan insan yaşayamaz, biz gazeteciler de haber yazmazsak yaşayamıyoruz. Bir şeylerin hep eksik olduğunu hissettim ama heyecanımı kaybetmedim” ifadelerini kullandı. 

ÇIPLAK ARAMA

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Güleş, cezaevinde çok ciddi bir psikolojik baskı yürütüldüğünü dile getirdi. Güleş, “Tutuklular her seferinde çıplak aramaya maruz kalıyor. ‘Cezaevlerinde çıplak arama yok’ dense de doğru değildir. Kendim bu işkenceye maruz kaldım. Çıplak aramaya karşı çıkanlar ve kabul etmeyenler de işkenceye maruz kalıyor. İşkenceye karşı çok büyük bir direniş de var” dedi. 

KÜRTÇE KİTAP VERİLMİYORDU

Yeni Yaşam 3, Evrensel’in ise 2 yıl boyunca tutuklulara verilmediğini anlatan Güleş, yeteri kadar kitap da verilmediğini söyledi. Pandemi sürecine geçiş yapılması ile birlikte kitap taleplerinin daha da kısıtlandığını ifade eden Güleş, “Cezaevinde okuyacak kitap yoktu. Kürtçe kitaplar yasaklı olduğu gerekçesiyle tutuklulara veriliyordu. Kürtçe sözlük ve dil bilgisi kitabı tek veriliyordu. Hasta tutukluların tedavileri engelleniyordu. Cezaevinde bir tutuklunun sevkleri uzun süre yapılmıyordu” diye konuştu. 

'KALDIĞIM YERDEN DEVAM' 

Bütün zorlu süreçlere, baskılara rağmen özgür basının hiçbir zaman teslim olmadığını belirten Güleş, şöyle devam etti: "Baskılar sürse de özgür basın hiç susmadı ve susmayacak. Beni veya arkadaşlarımızı tutuklayarak bu gelenek bitmez. Ne kadar engellensek de güçlü kalmaya devam edeceğiz. Gerçekleri paylaşmak kötülüğü korkutuyor. Yaşam sürdükçe bu gelenek de devam edecektir. Kaldığımız yerden devam edeceğiz." 

MA / Zeynep Durgut

Editör: Haber Merkezi