(Bu yazımı Kürdçe dışında bir dille yazacağım dan Kürtçe okurlarım dan peşinen özür diliyorum. Bu yazımı daha önce de paylaşmıştım. Paylaştığım yazımı bir öneri olarak yazmıştım, oysa şimdi muhataplara bir çağrı olarak paylaşıyorum, bu çağrım da Türk ve Türkiye solunadir.
Çağrım şu; Yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye'de "Kürt Sorunu" (aslında bu bir Türk ve Türkiye de yaşayan her kesimin sorunu dur) temelinde çokça acılar yaşandı yaşanıyor, bu halk inkar edildi, imha edildi, insani tüm değerler adına her şeyleri ellerinden alındı... Tüm bunlar yaşanırken doğal olarak Türkiye'de yaşayan her kes bu durumdan olumsuz olarak etkilendi. Kürdler çokça bedeller karşılığında nihayetinde yeniden küllerinden doğarken; siz Türkiye'de ki solcular olarak, bu güne kadar kendilerine ne kadar destek oldunuz (elbette ki istisnalar var), tamam, yeri geldiğinde "mağduriyetlerinizi anlıyoruz, yanınızdayız, sizin haklarınızı tanıyor ve savunuyoruz,,," gibi kılişe sözlerin dışında fiili olarak ne yaptınız? Koskocaman bir hiç.
Artık herkes biliyor ve kabul ediyor ki; eğer Türkiye ye demokrasi gelecek ise, hak-hukuk temelinde bir adalet sağlanacak ise, işçinin, emekçinin, kadının, gençliğin, çocukların ve hatta inançsal sorunlar çözülecek ise ve dahası ekonomi tümüyle düzeltilecek ise, bu artık Kürtler olmadan hayata geçmesi bir hayalden öteye geçemeyecektir. Türkiye de yaşayan tüm halklar olarak bu gerçekleri görebilmeliyiz ve ona göre hareket etmeliyiz. Kürtlerin sizleri anladığı kadar, sizin de bir nebzede olsa onları anlayabilmelisiniz. En azından onlar adına söz söyleme ve karar verme gibi konulardan kaçınmalısınız. Bu önemli seçim arifesinde sizlerle Kürd siyasi hareketi özgürlük ve emek ittifakı kurdunuz, çok değerli ve önemli bir girişim, ancak bu girişimin çalışmalarında mümkün olduğunca gerçekçi olup egoizmden kaçınmak gerekiyor.
Yani demem o ki; yıllardır onların size güvendiği kadar sizlerinde onlara güvenmeniz gerekiyor çünkü, bu halkın tüm kesimleri mevcut muhatablarınız kadar sağduyulu ve azizane yaklaşmaya bilirler, çok daha fazla hassas olabilirler ki zaten bu tür konularda ciddi hassasiyetleri var, kimilerine göre kırmızı çizgileri de, bunca yaşanmışlıkların da vermiş olduğu psikoloji ve ruh halleri nedeniyle sizlerin de onları çok daha iyi anlamanızı gerektirir. Yok Kürdler sayesinde kazanmış olduğunuz kazanımlar la fırsat bu fırsat deyip Kürdlerin bu bedellerini istismar etme hakınızın olmadığını düşünüyorum. Farz edelim ki, Kürdler yani ittifakınızın büyük ortağı fevri davranıp haklı olarak "yok kardeşim, ben sizinle ittifak mittifak kurmam, ben kendi gücüme inanıyorum ve tek başıma seçimlere giriyorum" derlerse, sizler ne yapabilirsiniz yada ne yapacaksınız? Yapacağınız en fazla şey, tüm değerlerinizi hiçe sayarak CHP min yanına gider, 1 bilemedin 2 vekil karşılığında birlik olursunuz.
İşte tüm bu nedenlerle, sizlerin yanlarından ziyade arkalarında durmanız gerektirir diye düşünüyorum. Çünkü onlar bu güne kadar hep arkanızda idi.
Sonuç olarak; mevcut durum da Türkiye bu iç açıcı duruma geldiyse eğer, bu Kürtler ve siyasetinin sayesinde olmuş tur, dolayısıyla Türkiye de yaşayan herkes, her halk, her sınıf ve kesim Kürtlere borçlu dur. Bu nedenle, Türkiye de yaşayan her kesimin bu borcunu ödemesi gerekir diye düşünüyorum. Neticede Kürtlerin tutumu bellidir, insani değerler adına ne var ise hepsinin arkasında duran, savunan, bu uğurda canlarını feda eden bir halktan söz ediyoruz ve bu halk bu güne kadar, hayatlarının pahasına da olsa hiç kimseyi yolda bırakmamıştır. Aynı zamanda bu güven, sadakat, dürüstlük ve vb. insani değerler bir kültür meselesidir de ve Kürdler bu kültüre sahiptir.
En azından böylesi yaklaşımlar, Türkiye ve Kürdistan'ın içinden geçtiği bu kritik eşikte çok önemlidir, olumsuz sonuçları olumluya çevirecek bir çok fonksiyon taşımaktadır...
Not: Ben duygu sömürüsü yapmıyorum, kesinlikle böyle bir düşüncem yok, olamazda. Ancak gördüğüm bazı gerçeklerin altını çizmek istedim, o kadar...