<strong>DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ HABER HAMZA ÖZKAN F</strong>uar kapsamında saat 15:00’de Rober koptaş ile Mıgırdiç Margosyan “Diyarbakır’ı Edebiyatının kaynakları” isimli bir söyleşi gerçekleştirdi.<br /> <br /> <img class="alignnone size-medium wp-image-23054" src="http://www.otekileringundemi.com/images/haberler/2018/09/42625732_280253152591304_7563754346777673728_n-300x168.jpg" alt="" width="300" height="168" /><img class="alignnone size-medium wp-image-23055" src="http://www.otekileringundemi.com/images/haberler/2018/09/42663241_542151009579973_3131293053004808192_n-300x168.jpg" alt="" width="300" height="168" /><br /> Söyleşide Mıgırdiç Margosyan’ın hayatı, edebiyatı ve eserleri konuşuldu. Margosyan Diyarbakır’da geçen çocukluğu ve gençliğinden bahsederken duygu dolu anlar yaşadı.<br /> <br /> Margosyan, Türkiye’de Ermenilerin yok sayıldığına değinerek, “Mesela ülkede bizim birlik, beraberlik ve kardeşliğimiz güzel güzel sıfatlarla yan yana dizilir, ancak bazı kişiler televizyon veya gazetelerde günün konjonktürüne göre yorum yaparlar. Bir konu esnasında şöyle söylerler mesela ‘biz Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkesiyle hep birlikte kardeş gibi yaşıyoruz’. Onlar bu kardeş gibi yaşadığı ırkları sayarken ben hep, acaba ne zaman Ermeni diyecek, diye beklerim. Ancak hiçbir zaman söylemezler, kardeş gibi yaşadığı ırklar arasında hiçbir zaman Ermeniyi saymazlar’.<br /> <br /> Tabii onların bunu dememesi onlar için bir şey ifade etmiyor olabilir. Fakat ben televizyon veya gazetelerde bir kez de olumlu olarak Ermeniler ve Rumlar gibi bu coğrafyanın kadim halklarının isimlerinin anılmasını beklerim’’ dedi.<br /> <br /> <img class="alignnone size-medium wp-image-23056" src="http://www.otekileringundemi.com/images/haberler/2018/09/42814475_249516799099838_2155751021958135808_n-300x166.jpg" alt="" width="300" height="166" /><img class="alignnone size-medium wp-image-23057" src="http://www.otekileringundemi.com/images/haberler/2018/09/42627528_1724994410944743_6820477421179895808_n-300x168.jpg" alt="" width="300" height="168" /><br /> <br /> İkili, söyleşi sonrası Aras Yayınları standında imza etkinliği düzenledi.<br /> <br /> <strong><em>Mıgırdiç Margosyan Kimdir?</em></strong><strong><br /> </strong><br /> 23 Aralık 1938’de Diyarbakır’da, Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) doğdu. Eğitimini Süleyman Nazif İlkokulu, Ziya Gökalp Ortaokulu, daha sonra İstanbul’daki Bezciyan Ortaokulu ve Getronagan Lisesi’nde sürdürdü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.<br /> <br /> 1966-1972 yılları arasında Üsküdar Selamsız’daki Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi’nde müdürlüğün yanı sıra felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyatı öğretmenliği yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. <em>Marmara</em> gazetesinde yayımlanan Ermenice öykülerinin bir bölümü <em>Mer Ayt Goğmerı</em> [Bizim Oralar] adıyla kitap haline getirildi (1984) ve bu kitabıyla 1988’de, Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Edebiyat Ödülü’nü (Paris-Fransa) aldı. Aras Yayıncılık tarafından basılan <em>Gâvur Mahallesi</em> (1992), <em>Söyle Margos Nerelisen? </em>(1995) ve <em>Biletimiz İstanbul’a Kesildi</em> (1998) adlı Türkçe kitaplarını, 1999’da ikinci Ermenice kitabı <em>Dikrisi Aperen</em> [Dicle Kıyılarından] izledi. <em>Gâvur Mahallesi</em> Avesta Yayınları tarafından <em>Li Ba Me, Li Wan Deran</em> [Bizim O Yöreler] adıyla Kürtçe olarak yayımlandı (1999). Türkçe kaleme aldığı <em>Tespih Taneleri </em>(2006) adlı anı-romanı büyük ilgiyle karşılandı. Evrensel gazetesinde “Kirveme Mektuplar” adlı köşesinde yazmayı sürdüren Margosyan’ın bu makalelerinin bir kısmı <em>Kirveme Mektuplar</em> adıyla 2006’da Diyarbakır’da kitaplaştırıldı (Lis tarafından. 2011’de yeni basımı Aras). 1996-1999 arasında Agos gazetesinde yayımlanan makalelerinden yapılan bir seçki olan <em>Zurna</em> 2009’da, yine Evrensel yazılarından derlenen <em>Çengelliiğne</em> (ilk basımı 1999, Belge) ve<em> Yeni Yüzyıl</em> ve <em>Yeni Gündem</em> gazetelerinde yayımlanan makalelerinden derlenen <em>Kürdan</em> 2010’da kitaplaştırıldı. Yazarın, dünyanın yaratılış hikâyesini mizahi bir üslupla ele aldığı son kitabı <em>Tanrı’nın Seyir Defteri</em> ise 2016’da yayımlandı.