JINNEWS / Marta  Sömek

ÇANAKKALE - Ekonomik krizin Çanakkale’yi derinden etkilediğini ve iktidarın da mevcut örgütlülüğü dağıtmak için tüm araçları kullandığını söyleyen KESK Çanakkale Şube Başkanı Ayşegül Sandıkçıoğlu, krizler karşısında çözümün örgütlülükten geçtiğine işaret etti.

Türkiye ve bölge kentlerinin temel sorunlarından biri olan ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Artan zamlarla birlikte halk açlık sınırında yaşarken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise kriz güzellemesi yapıyor. Ekmeğin 4 liraya dayandığı, halkın ateş pahası fiyatlarla alışveriş dahi yapamadığı bu tabloda iktidar kanadının yükselen enflasyon rakamlarını görmemekteki ısrarı ise sürüyor. Mevcut zamlar ve krize ilişkin öğrencilerden kadınlara, emeklilerden işçilere birçok kesim hükümetin değişmesi gerektiğini savunurken, son dönemde emek alanında da ciddi bir hareketlenme söz konusu. İnsanca yaşam koşulları için taleplerini dile getiren işçiler ve emekçiler, patron ve sermayedarlara karşı ayaklanmış durumda. Emekçiler, 1 Mayıs İççi Bayramı’nı da bu talepleri ile güçlü karşımaya hazırlanıyor.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Çanakkale Şube Başkanı Ayşegül Sandıkçıoğlu, Çanakkale’deki sendikal yapı, ekonomik krizin kente yansımaları ve temel sorunları olan örgütsüzlüğe ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Temel sorunlarımız zamlar ve faturalar’

Çanakkale’de proleter bir yapı olmadığını ve işçi sınıfının yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Ayşegül, “İstanbul’da ya da metropollerde olduğu gibi burada bir işçi mücadelesi söz konusu değil” dedi. Daha çok kırsal kesimde tarım emekçilerinin olduğunu belirten Ayşegül, kadın emekçilere dönük çalışmaların da kentte çok yoğun bir şekilde görülmediğini ifade etti. 

Dardanel örneği 

“Bizde daha çok kendi çalışmalarımıza dair sorunlar oluyor” diyen Ayşegül, devamla bu sorunları şöyle sıraladı: “Örneğin zamlar, faturalar, hayatın bize dayatmış olduğu problemlere yönelik. Fakat fabrika eylemleri tarzında bir direniş Çanakkale’de yok. Bu konuda Dardanel’i örnek verebilirim, oradaki kadın emekçilerin, işçilerin sıkıntılarının olduğunu sürekli duyuyoruz. Mobbinglerle karşılaşmaları, soyunma odalarında bir takım sorunların olması, sigara molaları, ücretlerin düzenli ödenmemesi gibi sorunlar mevcut. Fakat Dardanel’de de bir işçi örgütlülüğü çok yüksek oranda vuku bulmadığı için çok fazla bir müdahale yok.”

‘Sendikalı kadın sürekli daha fazla efor sarf etmek zorunda’

Kentin yerelinde yalnızca küçük çaplı destek açıklamaları yapıldığını paylaşan Ayşegül, “Kamu çalışanı kadınlar nezdinde baktığımızda da ülke hali gibiyiz, müdürün yaptığı mobbing Ankara’da da Çanakkale’de de aynı şekilde kadına işleyebiliyor” değerlendirmesini yaptı. Ayşegül, sendikalı kadınlar olarak da birçok mücadele verdiklerini kaydetti. “Bir erkek sendikalıya göre, sendikalı kadın sürekli daha fazla efor sarf etmek zorunda” diyen Ayşegül, ev içi emek ve rutin emeğin yanında sendikacılık yapmanın da oldukça zorlayıcı olduğunu sözlerine ekledi.

Kriz karşısındaki örgütsüzlük

Ülkenin temel sorunlarından biri olan ekonomik krizin Çanakkale’de derinden hissedildiğini vurgulayan Ayşegül, “Faturalarla, son zamlarla ilgili eylem yapan cılız da olsa sendikalar oldu. Ama bunun dışında halk tabanıyla desteklenen çok büyük eylemlikler Çanakkale’de yaşanmadı” sözlerini kullandı. Kentte herkesin gelen elektrik faturaları ve zamlardan şikâyetçi olduğunun altını çizen Ayşegül, bu durumun ülkenin genel örgütlenme problemiyle ilgili olduğunu aktardı. Asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğu noktada Çanakkale için zam rakamlarının çok fazla olduğuna işaret eden Ayşegül, Çanakkale halkının ise kriz karşısında ciddi bir örgütsüzlüğe sahip olduğunu vurguladı. Ayşegül, “İnsanlar söylenmekten çok ileriye gitmiş değil Çanakkale’de. Bunun sebebinin de örgütsüzlük olduğunu söylüyorum. Toplumsal yapıda örgütlenme bilinci, isteği ya da ihtiyacı biraz zayıf bir toplumuz, bu çok eskiden de böyleydi, AKP dönemiyle daha da perçinlendi bu durum” ifadelerini kullandı. 

‘OHAL ve KHK korkularıyla insanlar örgütlenmekten kaçındı’

KESK olarak KHK’lardan sonra üye sayılarının dörtte bire düştüğünü ve bu durumun da örgütlülüğü etkilediğini ifade eden Ayşegül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi şubem Çanakkale’de kapanmamak için direnen bir şube haline dönüştü. Ben de bir KHK’li, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) çalışırken bir gecede işinden atılan insanlardan biriyim. KESK’li olup da KHK ile ihraç edilmek, bir şubede ve üyelerinde AKP’nin beklediği korkuyu ve kaygıyı yaratıyor. Zaten çok da örgütlenmeye meyilli olmayan bir topluma bir de KHK ve OHAL zulmüyle yaklaşınca tabii ki bu örgütsel durum biraz daha zedeleniyor. Büyük kentler de yaşadı bunu ama biz Çanakkale’de daha fazla yaşadık, onların kayıpları karşısında biz kapanma noktasına geldik. Bu anlamıyla da faturalar, zamlar tavan yaptığında o örgütlerin içi zamanla OHAL, KHK korkularıyla, baskılarıyla boşaltılınca insanlar örgütlenmekten kaçındılar. Hal de şu an herkesin tek başına ödemek zorunda kaldığı faturalar oldu.”

‘İktidar örgütlülüğü dağıtmak için bütün araçları kullanıyor!’

Çanakkale halkının kendi mücadelesini kendisi vermek zorunda kaldığını ifade eden Ayşegül, çözümün örgütlenmekten geçtiğine vurgu yaptı. Ayşegül, “Bunun başka bir çaresi yok. Zaten bunu mevcut iktidar da biliyor, mevcut olan örgütlülüğü dağıtmak için bütün araçları ve çareleri sonuna kadar kullanıyor. Açık faşizmi de kullandı OHAL’le, KHK’lerle. Örneğin KESK’i bölebilmenin en temel yolu MEMUR-SEN gibi iş birlikçi bir sendikayı ortaya çıkartmasıydı. Kurulduktan ve AKP’nin desteğini aldıktan sonra bir gecede bir milyon üye sayısına sahip oldu. Dünya sendikal tarihinde böyle bir başarı yok, böyle bir şey mümkün değildir. Bu şekilde yürütülen bir sendikacılık algısıyla da mücadele etmek çok kolay değil” ifadelerini kullandı.

‘AKP’nin şok doktrini’

İktidar kanadından saldırıların devamlı sürdüğünü vurgulayan Ayşegül, “Hal böyle olunca ne kadar doğruyu söylersen söyle, insanlar elektrik faturaları bir günde beş katına çıksa bile hareket edemez hale geliyorlar. AKP’nin sürekli yaptığı şey bir şok doktrini ve bu durum sürekli bir örgüt parçalama hali” diye konuştu. Ayşegül son olarak bir kez daha sorunların ve krizlerin çözüm noktası için tek yolun örgütlülükten geçtiğinin altını çizdi. 

Editör: Haber Merkezi